Uyan Sevgilim

10 2 0
                                    

Bu bölümde kullandığım şarkıyı üste bıraktım şirinlerim.💙
.
.
.
.
.
İçimde çok farklı bir his var. İklimim uyanacak inanıyorum. Belki de İklim'e güveniyorum. Ama bize de güvenmeliyim. Çınar ve Okan abiye, Doruk, Yeşim, babam ve kendime.
Güvenmek zorundayım...

İklimim o yataktan kalkmadığı sürece ben ölüyorum sanki. Kalbimin tam ortası parçalanıyor gibi. Kalbim küt küt atıyor, gözlerim daha fazla yaş dökemiyor. Ellerim titriyor, kollarım bağlı öylece hiç bir şey yapamıyorum. Sinirlerim tavan yapmış, psikolajim bozuk bir şekilde o kan, dehşet ve acı kokan hastanenin herhangi bir koltuğunda oturmuş öylece duvarları izliyorum. Aslında ben duvarları izlemekten daha da öte duvarlar ile konuşuyorum. Bence en güzel şey duvarları izlemek bu hayatta, tabi izlemeyi bilene. Duvarlar ile hep bir diyalog, hep bir sohbet içerisindeyim. Sağımdaki duvar 'Kalk şu Fırat'ın ağzını, burnunu kır.' diyor. Solumdaki duvar ise 'Sakin ol Atay, İklimin uyanacak.' diyor. Soluma inandım, güvendim, çünkü sol tarafımda kalbim var benim.

Ve tam şu an İklim'in telefonuna bir bildirim geldi. Annesinden bir mesaj. 'Ne yapıyormuş benim güzel kızım.'
Ne yapmalıydım... Sönük bir sesle 

"Doruk, abi bir baksana." diyerek Doruk'u çağırdım. Yüzü asık bir şekilde 

"Ne oldu oğlum." diyerek cevap verdi bana. İkimizde çökmüş bir vaziyetteydik. 

"İklim'in telefonuna annesinden mesaj geldi. İklim gibi cevaplayacağım."

"Nasıl istersen öyle yap."
Dedi ve içimden geçen tek şeyi yazdım.

"İyiyim anneciğim. Bir arkadaşımla yemekteyim." İklim gibi davranmak, İklim'in ağzından konuşmak bana çok iyi hissettirdi. İklim olmuştum ben, İklim'in karakterine bürünmüştüm. Ama daha da güzeli ben İklim'i sevmiştim. Ben İklim'in ruhunu benimsemiş, kalbine aşık olmuştum.

"Tamam güzel kızım yiyin yemeğinizi."

"Sen beni merak etme anneciğim. Ne zaman geleceksiniz?" dedim. Ama, ne zaman geleceklerini sormak haddimi aşmak mı oluyordu? Sonuçta İklim'in iyiliği için uğraşıyordum, bu yüzden bence yaptığım yanlış bir şey değildi.

"En kısa zamanda döneceğiz görüşürüz prensesim."

"Görüşürüz anne." Canım acıyor, içim yanıyor, kalbime oklar saplıyorlar sanki. Nefes almakta zorluk çekiyorum, İklimim'in bu hastane duvarları arasında daha fazla durmaya devam ettikçe ben sanki bir bataklığın içine çekiliyorum.

Kolumdaki saatimden saatin 20.14 olduğunu fark ettim. On iki saatten daha uzun bir süredir birşey yemedim. Ama biliyor musunuz hiç aç değilim. İklimim ölüm kalım savaşı verirken benim boğazımdan yemek geçer mi sanıyorsunuz. Saatlerdir su bile içmiyorum, çünkü İklimim gözlerini bile açamıyor. Göz yaşlarımın sonu geldi, daha fazla dökemiyorum. Yüzümdeki gülümsemenin sonu geldi, daha fazla gülemiyorum. İçimdeki umudun sonu geldi, daha fazla ümitlenemiyordum. Ama şunu biliyorum İklim'e olan sevgimin sonu gelmiyor, gelemiyor ve asla gelmeyecek.

Aşk nerden nereye? Ben ona aşkımı itiraf ederken bir sokak lambasının ışığının altında birlikte ve yan yanaydık. Ama şimdi hastane duvarları arasında öylece duruyoruz, tek başımıza ve ayrı ayrı. Çok sevdiğim bir şarkı vardır. Gripin - Aşk nerden nereye, inşallah o şarkıda söylendiği gibi olmaz geleceğimiz.
Şarkı şöyle diyor;

...
Bugün fal bakmayı öğrendim
Elini tutabilmek için son bir defa
Boynuna sarılıp, gitsem
Huzuru koklasam Ege'de
Aşk nerden nereye.

Sokak LambasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin