2. Bölüm; Amansız Baskın

134 16 8
                                    

Bölüme geçmeden önce küçük bir hatırlatma eklemek istiyorum. Aslında giriş bölümüne eklemem gerekiyordu ama unutmuşum :') Bu ficte Jungkook, Jimin ve Taehyung'un arasında aşırı olmasa da yaş farkı var, yaş farkının rahatsız edeceğini düşünenlerin okumamasını öneririm^^

İyi okumalar dilerim meleklerim<3

-

2. Bölüm; Amansız Baskın

Kim Taehyung

"Mint yeşili en sevdiği renkmiş, ruh hastası."

Üzerinde çok da derin olmayacak şekilde çizik barındıran parmağım yüzünden tentürdiyotun kapağını zorlanarak açmış pamuğa boca etmiştim. Saniyeler sonra tentürdiyotu boca etmemin iyi bir fikir olmadığını genzimi yakan acımsı kokudan anlamıştım, sahiden de iyi değildi. Hem ağzımda Jungkook'un sözlerini mırıldanıp taklitini yapıyor hem de taze yaralarıma pansuman yapmaya uğraşıyordum.

İki işi aynı anda yürütemediğim gerçeği ne yazık ki doğruydu.

Gün içinde, bu evde geçirdiğim dakikalar boyunca yaşadıklarımı göz önüne alınca tüm sinirim Jungkook da toplanıyordu. Aslında tam olarak sinir de sayılmazdı hissettiğim. Sadece, ara ara beni bir kaşık suda boğmak ister gibi bakışlarını üzerime kilitleyişi tuhafıma gidiyordu, gerçekten benimle ne alıp veremediğini düşünür olmuştum. Bir bakıma Jimin'i benden kıskandığını bile düşlemiştim fakat üzerinde iyice durunca aslında saçma bir fikir olduğuna kanaat getirmiştim, daha beni doğru dürüst tanımıyorlardı, değil mi? O nedenle kocasını benden kıskanıyor olduğuna olanak vermemiştim.

Hakkımda tek bildikleri şey adımdı. Onu da henüz herkes odasına çekilmeden birkaç saat önce söylemiştim, Jimin'in sorusu üzerine. Açıkça söylemek gerekirse o ana kadar farkına varamamıştım adımı söylemediğimin.

Jungkook'un akşam yemeği hazırlamasının ardından yemek yemiş ve yemekten sonra da hızlıca odaya çıkmıştım. Jimin'in ve -her ne kadar belli etmek istemese de- Jungkook'un göz bebeklerinde parıl parıl parlayan soru işaretleriyle yüz yüze gelsem de bir yanım onlarla konuşmaktan kaçınmak istiyordu. Başımı önüme düşürmüş benim için ayırdıkları misafir odasına gelmiştim.

Bir nevi kaçış yoluydu işte,

Sadece sorularından değil, yaşadıklarımdan kaçıyordum aslında.

Pansuman işlemlerini bitirdikten sonra elimdeki yaraya dikkât ederek yüzüme birkaç sefer su çarptım. Gecenin bu saatinde yüzümü yıkamak uykumu kaçırırdı fakat zaten uykum yoktu. Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra aynadaki yansımam göz hapsime girdi. Yanaklarım, burnumun üzeri ve hatta alnımdaki nasıl denk geldiğini bilmediğim ufak tefek çizikler bile beni yerlerde sürüklediklerini fazlasıyla dışa vuruyordu sanırım. Feci hırpalamışlardı, hırpalanmıştım.

Omuzlarımı silkip banyodan çıktığımda sürekli dönüp durmaktan dolayı darmadağınık duran yatağı teyet geçip pencerenin önündeki sürahiyi elime almıştım ki bomboş bir şekilde karşılaşmamla iç çektim. Gün içinde asla odadan çıkmak istemeyip yerime adeta mıhlanmak isterken, tam tersine beni odadan çıkaracak durumların içine sürükleniyordum ve hayat en ufak isteğimde bile bana tabiri yerindeyse kıçıyla gülüp geçiyordu.

Odadan sessizlik içinde kapıyı aralayıp çıkarken amacım Jimin ve Jungkook'u gürültüler eşliğinde uyandırmak istemememdi. Jimin, odalara çekilmeden önce düşünceli davranıp bir sürahi su koymuştu konsolun üzerine, hatta odada sonradan fark ettiğim küçük çaplı kitaplıktaki roman ve dergileri çekinmeden alabileceğimi de dile getirmişti. Canımın sıkılmasına fırsat bulamamıştım bu evde. Jungkook'un öldürücü bakışları hatırıma düştükçe eşyaları kurcalama hevesim gitgide uzaklaşıyordu.

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Jun 13, 2023 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

Lost Child / Vminkook Onde histórias criam vida. Descubra agora