28. Bölüm

260 18 225
                                    

Minhonun grubu o gün bara geldiklerinde çok fazla atışmamışlardı. Jeongin onlar için içki hazırlarken Minho yanında oturup içki bardağıyla oynayan Felixe baktı.

"Eeee? Lee, sevgilin seni terk etmiş diye duydum?"

Felix ona bakmadı. Hatta duyduğuna dair en ufak bir tepki bile vermedi.

"Gerçi siz sürekli ayrılıp barışıyorsunuz"

Felix tekrar onu tınlamadı.

"Zor değil mi bu kadar çalkantılı bir ilişki?"

Bu sefer Felix yine onu umursamadı ve bardağındaki içkiyi fondipleyip bardağı masada kaydırarak Jeonginin yanına gönderdi.

"Hadi ama, beni umursamıyormuş gibi yapmaaa~" sona doğru sesini uzatarak ve tatlı bir şekilde söyledi.

"Siktirip gitsene sen" dedi Felix yeni içkisini alırken.

"Sana mı?" Bu sefer çapkın bir bakış atarken Felix kaşlarını çatarak ona dönmüştü.

"Arkadaşlarımı rahatsız etme Lee Minho" Jeongin Minho için yaptığı ekstra alkollü karışımı onun önüne koyarak uyardı.

"Heeey, biraz calm down bayanlar. Sadece konuşuyorum. Sonuçta artık aynı grupta sayılırız" diyerek önüne konan içeceği alıp dudaklarına götürdü Minho.

"İstersen babamın gizli evladı ol, sana günahımı bile vermem ben" gözlerini onun gözlerinden ayırmadan sert bir şekilde konuştu Jeongin.

San dediği gibi biriyle kavga etmek için dakika kolluyordu.

Her kes sırayla orda dizilmiş kendilerince eğleniyorlardı. Serim diğer grupta gelince yaşı onlardan küçük olduğu için kenara, Heesungun yanına atılmıştı. Wonyoung da alkol sevmesede San için oraya gitmişti. Diğerleri içerken o da Heesung ve Serim ile takılıyordu.

"Bir amerikan rüyasında yaşıyorum" dedi Serim elindeki içkiyi havaya kaldırıb içerken. Diğerleri gelene kadar bayağı bir içmişti.

"Ne alaka şimdi?" Heesung.

"İlla alaka mı olması lazım?! Ben Amerikada büyüdüm!"

"Sana bu kadar içki yeter senin kafa gitmiş bile" Heesung Serimin elindeki yarısı dolu olan bardağı almış ve kendisi içmişti.

"Orospu çocuğu o benimdi!"

Wonyoung ise yanlarında oturmuş sessizce onları izliyordu.

Diğer tarafta Beomgyu Jeonginin ona verdiği viskisini bardağı sallayarak izliyordu. Parlak renkli sıvının hareketine dikkatini vermişti. Burası pek ilgisini çekmiyordu sadece evden biraz uzaklaşıp kafa dağıtmaya gelmişti.

Yeji Eunjinin onu iğnelemesine sinirlenip içkisiyle birlikte başka bir tarafa gitmişti. Hyunjinse sevgilisiyle konuşan Minhoya kenardan ters ters bakmakla meşguldü. Yanlarına gidip onu kova bilirdi ama şuan Felixle kavgalıydı ve eğer bunu yaparsa sevgilisinin götünün kalkıcağını düşünüyordu. O yüzden bunu bir kenara yazıp daha sonra da bu yüzden trip atıcağını aklına not etti ve kız kardeşinin yanına gitti.

Chaeryeong hem kendi içiyor hem de sarhoş olmuş Taehyunun içmesini engellemeye çalışıyordu. Kendisi ondan daha sarhoştu tabiki. Kendi bardağı boşalınca dudaklarını büzdü ve Taehyunu bırakıp bayık gözlerle etrafına baktı.

Taehyunun arkasına baktığında Soobinin Yeonjunun kucağında oturup ateşli bir şekilde öpüştüklerini gördü. Burnunu çekti ve ağlamaya başladı.

Him&I • SeunginWhere stories live. Discover now