6- (fake) Couple

1.2K 84 182
                                    

-Uzun bölüm-
250523
voices-Stray Kids

Kulak tırmalayan yargılayıcı sesler... Bağırıyorlardı, her zaman ki dondurucu soğukluklarıyla. Kulaklarındaki onun peşini bırakmayan seslerdi onun işkencesi. Onu karanlığa hapseden her şeyi parçalarına ayıracaktı. İncinmek istemiyordu artık, kulaklarını kapayacak ve yapamazsa bile yardım alıp kendi yolunda yürüyecekti.

***

Kafası duvara yaslı uyuyakalmıştı Lee. Ve onun bacağına kafasını koymuş uyuyan İm de cabası. Onların bu görünümü yeni çıkmaya başlamış iki aşığı andırıyordu resmen. Minho, bacaklarını uzatmış sırtı duvara yaslıyken; Jae, yere uzanmış cenin pozisyonunda, kafası Minho'nun bacağındaydı. İkisi de şu ana kadar hiç olmadıkları kadar rahat bir şekilde uyuyordu.

Birinci dersleri bitmişti bile. Şu an birinci teneffüstü. Arkadaşları Bang onlar için endişelenmişti. Çünkü sabah onları görmüştü, yanlarına gidecekken birisi onunla konuşmaya başlamıştı. Ve puf, orada değillerdi. Onları aramaya çıkmıştı.

Dans odasına bakmak için aşağı kata indi. Neden birinci derse girmemişlerdi ki? Anlayamıyordu. Dans odasının kapısını açtı, karşısında gördüğü manzara karşısında tabiri caizse ağzı bir karış açık kalmıştı. Ne yani derse birlikte uyudukları için mi girmemişlerdi? "Siz, ne halt yiyorsunuz burada?!" diye sordu hafif yüksek sesle. Kollarını önünde kenetlemiş cevap bekliyordu.

İkili Chan'ın sesiyle yerlerinde sıçradılar. İm Jae, Chan'ı görünce hemen toparlandı ve ayağa kalktı. Minho gözlerini ovuşturarak ayağa kalktı yavaşça. "Ciddiyim, siz ne halt yiyordunuz ben dersteyken? Hani yukarı katta, sınıfta işleniyor falan." dedi, bir anne edasıyla.

Sakince "Uyuyorduk." dedi Minho, yerden ceketini alırken.

Jae, onun nasıl bu kadar rahat olduğunu ve kalbini nasıl bu kadar hızlı atmasını sağladığını merak ediyordu. Güldü, "Uyuyordunuz." dedi Chan. Bu gülüş normal bir gülüş değildi. Jae bu gülüşü görünce tam anlamıyla 'şimdi s*ç*ık' dedi içinden. "Bir olay oldu, o yüzden şey oldu." diye ağzında bir şeyler geveledi İm. Lee, ona döndü ve 'anlatayım mı' dercesine bir bakış attı. İm, onayladı onu. Bang ikisinin anlaşma yeteneklerine hayran kalmıştı.

"Changbin ve iki kuyruğu bizim okula geçmişler. Sabah karşılaştık. Sonra Jae kötü hissediyordu, onu buraya getirdim. Daha iyi olunca uyumak istedi. Sonra bende uyuya kalmışım."

"Oh..." diye mırıldandı Chan. Birkaç adım atıp Jae'ye sarıldı. "İyi misin şimdi?" dedi boğuk çıkan sesiyle. "İyiyim." dedi Jae, onu iterek. "En azından bizim katta değiller." dedi kollarını önünde birleştirirken.

Yerdeki çantaları eline aldı, "Jae, kapatalım şu konuyu. Sana zarar veremeyeceklerini biliyorsun." dedi Minho. Kendi çantasını sırtına geçirdikten sonra Jae'ye çantasını uzattı. Ve devam etti: "Yolda gelirken bir bisiklet bana çarptı, sen de bana yardım ettin. Bu yüzden geciktik."

Jae onun bu tür olaylarda olan soğukkanlılığına hayran oluyordu yine. "Bana uyar." diye mırıldandı.

***

Öğle teneffüsü zili çalınca kafasını sıraya koydu Jae. Yemek yemek istemiyordu. Daha doğrusu yemekhaneye inmek istemiyordu. Minho, yanındaki kıza döndü ve omzuna dokundu. "Jae, yemekhaneye inmeliyiz." dedi. Kolları kafasının etrafında sarılı olduğundan dolayı boğuk çıkan sesle cevapladı Jae: "Sen git, aç değilim."

Minho iç çekti, kurumuş olan dudaklarını ıslattı ve konuştu. "İm Jae, ikimizde biliyoruz ki açsın ve oraya sadece Changbin ve kuyrukları yüzünden gitmek istemiyorsun." Jae hafifçe kaldırdı kafasını, kendisinin düşüncelerini biliyor olması etkilemişti onu.

Voices |Lee Minho|Where stories live. Discover now