24. Örümcek Ağındaki Kelebek

166 19 22
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Bölümü okurken satır aralarına yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bölüm sonunda buluşalım, keyifli okumalar!

Bölüm şarkıları:
Berkay Altunyay - Zor Mu
Yaşlı Amca - Kaybediyorum Yeniden

❄️

Karmaşık. Bugünlerde beni anlatan en iyi kelime bu. Düşüncelerim karmaşık, hislerim karmaşık, yaşadıklarım karmaşık... Hayatım asla durulmayan karmaşık bir yapıya dönüşmüştü. 

Kime güvenebileceğimi bilmiyordum, nereye doğru yürüyeceğim belirsizken attığım adımlar da birbirine karışıyordu. Tanımadığım birine aklımda dönen her şeyi anlatmak ve sonra da kaçmak istiyordum ama o kişiye dahi nasıl güveneceğimi bilmiyordum.

Birilerinin bana sarılmasına ihtiyacım vardı. Herkesin benden uzak durmasına ihtiyacım vardı. Hislerim de düşüncelerim kadar karmaşıktı, artık ne istediğimden emin değildim.

Yaşadığım her şeyi, bugüne dek tanıdığım herkesi unutmak istiyordum. Kendimi bile unutmak ve yeni bir hayata gözlerimi açmak istiyordum. Unutmak benim için bir armağan olurdu fakat ben hatırlamakla, her şeyi en ince detayına kadar hatırlamakla lanetlenmiştim.

Bir yerde bu avantaja dönüşebiliyordu, şu an olduğu gibi. Odamda uyuyormuş gibi yaparak yaşadıklarımı detaylıca düşünüyordum. Gözden kaçırdığım bir şeyler olduğunu biliyordum ve zihnimdeki şablonlar her hatırayla yeni bir bilgiyle doluyordu. 

Geçmişe dönük düşüncelerimin arasında bir yıldız gibi parlayan en net şey Kamer’di. Kamer, Alaz ve Akın’ı tanıyordu. Kamer benim hayatımın her detayını biliyordu. Kamer bana notlar gönderirken asıl amacı yardım değildi, kendi yolunun taşlarını benim yerleştirmemi istiyordu. Kamer benim kaçırıldığım, öldürülecekken kurtarılıp ailem sandığım insanların kapısına bırakıldığım günün kamera kayıtlarını bana ulaştırmıştı.

Bütün sorularımın cevapları tek bir kişideydi; Kamer Mirza. Öldüğü düşünülen, ailesi tarafından yası tutulan adam. Büyük sırrına kimleri dahil ettiğini anlamama izin vermeyen adam.

Derin bir nefes çekerken bu nefesin ciğerlerimi tıkayacağından habersizdim. Son iki gündür neredeyse hiç odamdan çıkmamıştım, çıktığım ve diğerlerine katıldığım zamanlarda da odağım onlarda olmuyordu; fazlasıyla içime kapanmıştım ve onlar da bunun farkındaydı. 

Çoğunlukla uyuyordum, uyanık olduğum zamanlarda ise düşünüyordum. Cankat endişeliydi, gün içinde sık sık odaya gelip beni kontrol ediyordu. Giray ve Erez de onun kadar sık rahatsız ediyordu ancak Kuzey kafamın içini görüyormuş gibi mesafesini koruyor, bana izin veriyordu. Düşünmem, bir karara varabilmem için.

Tuhaf olan kısım Pars’ın da evden ayrılmıyor olmasıydı ve o burada olduğundan Nevra ve Esat da ara sıra geliyordu. Bu durumdan en rahatsız olan bariz şekilde Cankat’tı ve onu kaç defa kovduğunu saymayı bırakmıştım. Aldırmıyordu, sessizdi hatta bazen varlığını bile unutturuyordu. 

İki gün önceki geceden sonra benimle doğru düzgün konuşmamıştı. Ne odama geliyordu ne de yalnız kalmamız için uğraşıyordu. Kalabalığın içindeyken yanımda durmak onun için bir şey ifade etmiyormuş gibi görünüyordu ama ne zaman yalnız kalsak kaçıyordu.

Ondan uzak durmam için bu şekilde davranıyorsa eğer, kendisini tebrik etmeliydim ki başarıyordu. Ona attığım her adımdan pişman etmesinden bunalmıştım, artık adım atacak mecalim yoktu. İstediği uzak durmaktı, bunu seve seve kendisine sağlayacaktım.

İzdüşümWhere stories live. Discover now