6.5

5.2K 269 89
                                    

65. Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

Bilgisayarın başında heyecanla bekliyordum.

Bu sabah üniversite sınavının sonuçları açıklanacaktı ve bunu duyan Özkan, koştur koştur bize gelmişti. Babam işteydi, bir yanımda annem, bir yanımda abim varken Özkan da tam arkamda durmuş bir şekilde sandalyede stresle sallanan beni bekliyordu.

Sistem yavaş olduğu için ekran açılmıyordu, bu da gerginliğimizi hatsafaya çıkarıyordu.

Derken, ekran aniden açıldı, az sonra beliren puan gözlerimi kocaman açarken dudaklarımdan istemsizce bir sevinç çığlığı kaçtı, sandalyeden ayağa fırladığımda Özkan'ın neşeli kahhasını duyarken, "434!" Diye bağırdım anneme, hızla kollarımı açıp sarılırken.

"Helal be," diyen abimin mutlu sesini duyarken adeta yerimde zıplayarak anneme sıkıca sarıldım, geriye çekildiğimizde annem, "Babanı arayayım hemen," deyip koştur koştur odamdan çıkarken abime döndüm, açtığı kollarının arasına girip sıkıca sarıldım, abim saçlarımı karıştırırken, "Kazandım!" Dedim mutlu sesimle.

Geriye çekildim, gözlerim Özkan'la birleştiğinde Özkan bir anlık gaza gelip kollarını bana açarken abimin varlığını fark ettik, Özkan'ın kollarını geri indirmesiyle abime döndük ve abim, o an kral bir hareket yapıp bizi anladı, oruçlu olmasına rağmen saçma bir bahane kullanıp, "Ben bir su içeyim," diyerek uslu uslu odamdan çıktı, ben ve Özkan'ı yalnız bıraktı ve o çıkar çıkmaz ufak bir sevinç çığlığıyla Özkan'a atıldım, kucağına zıplayıp kollarımı sıkıca boynuna doladım ve Özkan belimi sarıp beni tutarken yanaklarına ard arda öpücükler kondurdum, az sonra annemi odanın girişinde görürken de hızla Özkan'ın kucağından atladım, annem de zaten heyecandan bizi fark etmemişti.

"Baban konuşmak istiyor seninle," dedi annem, telefonu elime tutuştururken. Sakin bir yere geçtim, babamla telefonda konuşarak tebriklerini aldım ve hangi üniversiteleri yazacağımı konuştuk, daha sonra telefonu kapattım ve abimlerin yanına geri döndüm ama aklımıza gelen şeyle de abim ve Özkan'la birlikte hızla evden çıktım, Seda'lara gitmeye yeltenirken tam da o sırada, "Dudu!" Diye seslenen Seda'nın sesini duydum, Seda, Akif ve Berat çoktan bizim bahçeye girmişti zaten.

Seda heyecanlı duruyordu, anlaşılan onun sınavı da güzel sonuçlanmıştı. "Nasıl geldi sonuç?" Diye soran abimle birlikte, "Çok iyi!" Dedi Seda, ardından koca bir gülümseme sundu, bana döndü. "Senin nasıl?" Dedi. "Mutluluğuna bakılırsa güzel gelmiş."

"Öyle," diyerek onay verdim, akşama Özkan'ların ailesi bizi ve Seda'ları iftara çağırmışken vakit geçirmek adına hep birlikte bizim bahçeye oturduk, Seda'yla yazacağımız üniversiteleri konuştuk, Berat; kendi puanının anca su ürünlerine yeteceğini söyleyip kendiyle dalga geçti, abim ona mülteci kaçırırız diye destek verdi.

Üniversiteleri konuşurken iftara kadar zaman o kadar hızlı geçti ki ailelerin bizi çağırmasıyla anca bahçeden ayaklandık, Akif'lerle birlikte Özkan'ların eve geçtik ve iftarımızı açtık, biraz da orada sınavı konuşurken artık abimin de Akif'in de ilişkilere ters bakmamasıyla birlikte vakit geçirdik, mutfakta sofrayı toplamışken kimsenin olmadığı bir anda sabahki sarılma yetersiz geldiği için Özkan'a daha sıkı sarıldım, boynuna ard arda öpücukler kondurup özlediğim o güzel kokusunu doyasıya içime çektim, saçlarıma kondurduğu küçük öpücüklerle gülümsedim.

Gözler Yalan Söylemez | TextingWhere stories live. Discover now