FİNAL

39.8K 1K 382
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

"Bu kibrin bir gün sonun olacak çocuk."

Arkasından gelen kahkaha sesiyle kafasını çevirdi Feyyaz. Gördüğü suratla gözleri şaşkınlık içerisinde büyüdü. Kafasını tekrar Araf' a çevirirken az önce ona yönelmiş olan silahların hedefinin artık kendisi olduğunu fark etti. Yutkunarak adamın Araf' ın yanına yavaş adımlarla geçmesini bekledi. Gözlerini ayırmadan onu izleyen Araf, adamın gözlerinde gördüğü korkuyla güldü. Savaş depodan girip yanlarına ulaştı, Araf' ın omzuna vurdu destek verir gibi.

"Uzun zaman oldu görüşmeyeli, değil mi Feyyaz?"

Feyyaz bir süre ağzını açıp kapattı. Burada görmeyi en son tahmin edeceği insanla karşı karşıyaydı. Sonunda kelimeler döküldü ağzından.

"Hapistesin sanıyordum Baba. Hayırlı olsun, çıkmışsın."

Kafasını salladı adam alayla gülümserken. 

"Çıktım, çıktım da... Çıkar çıkmaz kulağıma gelen şeyler hiç memnun etmedi beni. Araf benim için değerlidir bilirsin. Savaş' ı da onu da oğlum gibi severim. Onlara gelen tehdit, bana gelmiş sayarım."

Feyyaz kaşlarını çatsa da karşısındaki adama saygısızlık yapacak cesareti yoktu. Kimsenin yoktu. Taner' in lakabıydı Baba, ona böyle seslenirdi büyük küçük herkes. Feyyaz da büyüktü aslında Taner' den. Adını bilen az kişi vardı, herkese güvenmezdi. Araf' la yolları Nihat' ı devirdiğinde kesişmişti. Adamın cesaretini sevmişti Taner. Cevap vermeyip yüzüne boş bakışlar atmaya devam eden adamla kaşlarını çattı. Araf' a çevirdi bıkkın bakışlarını. Araf adamlarına dönüp işaret verdiğinde Feyyaz' ın üstüne yürüdü birkaçı.

Bir saat kadar sonra Feyyaz' ın değil hareket edecek, konuşacak hali dahi kalmamıştı. Zar zor nefes alırken üç adam da karşısında onları izliyordu. Diğerlerinin aksine Araf' ın gözlerinde öfke harici bir duygu vardı, acı. İçi soğumuyordu, adamın ölmesi bile yeterli değildi bunun için. Ayağa kalkıp acı içinde inleyen adamın yanına yaklaştı,  başına dikildi. Silahını çıkardı belinden, başına doğrulttu. Feyyaz sonunun geldiğini anlamıştı, buna sevinir haldeydi. Son kez çevirdi bakışlarını Taner' e. Kesik nefesleri arasında konuşmaya çalıştı.

"Çiçek, onun yerini biliyorum. Bunu bilen tek kişi benim. Asla öğrenemeyeceksin Baba."

Son cümleleriyle kapattı gözlerini Feyyaz. Araf sıkmasına gerek kalmadığı silahını indirdi yere, bakışlarını Taner' e çevirdi. Taner' in yerdeki adama odaklanan şaşkın bakışlarını görünce Savaş' a döndü. Savaş kendisine dönen bakışlarla derin bir nefes alıp Taner' in omzuna dokundu.

"Doğruluğunu teyit ederim Baba, bir şey biliyorsa illa ki başkaları da biliyordur."

Taner ellerini saçlarından geçirdi, düşünceli bir şekilde salladı başını. Araf' a döndü:

"Neyse, bitti bu iş. Gidelim bakalım uğruna işleri bıraktığın kadın kimmiş."

Araf aklına gelen karısıyla gülümserken depodan çıktılar.

...

Çalan kapıyı koşarak açtı Yiğit.

"Canım koşma düşeceksin!"

Yiğit Sude' ye sevimli bakışlar atarken içeri giren babasına doladı kollarını. Arkasından Taner' i inceledi bir süre. 

"Aslanım, nasılsın?"

"İyiyim babacığım. Sude ablam bana akülü araba aldı bugün. Yarın gelecekmiş, bahçede süreceğim."

"Öyle mi? Birlikte süreriz o zaman."

ARAF (+18) Where stories live. Discover now