38.Bölüm

40.1K 3.3K 2.4K
                                    

alev ateşliğimize bakar mısınız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

alev ateşliğimize bakar mısınız...
halapenobiberi ellerine sağlık🤍

bölüme başlamadan önce 37.bölüme göz atalım. ara uzun olduğu için unutmanız çok normal ama kısa bir okumayla anımsayacaksınız. sürekli olarak bu kimdi, bu olay neydi yorumlarıyla karşılaşmak istemiyorum, bölümde geçen kişilerin kimler olduğu bir önceki bölümde mevcut.

🎶
yara - seksendört
sorgu - rehber
fire on fire - sam swith

bölüme başlamadan oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım. keyifli okumalar<3

--

Çok fazla kahkaha attığım zamanları sevmezdim. Çünkü tam o anda hemen ardından başımıza gelecek felaketlerin imzasını kahkahalarımla attığımı biliyor olurdum.

Benim bu geceki felaketimse güneş yerini akşamın karanlığına devretmek için hazırlanırken başlamıştı.

Dinçer'e saatlerdir ulaşamıyordum.

Oturduğum koltukta ileri doğru eğilmiş, dirseklerimi de dizlerime yaslamış bir vaziyette parmaklarımın arasındaki telefonu diğer elimin avucuna çarpıp duruyordum. Kafamda binbir farklı düşünce dönüp dolaşıyor ve her birisi de kuyruğunu birbirinden ayrı felaket senaryosuna bağlıyordu.

İyi düşünemiyordum, pozitif bakamıyordum ve olumlu yaklaşamıyordum. Çünkü Dinçer bu kadar saat boyunca bana haber vermemezlik yapacak kadar büyük bir sorumsuzluğa girişecek adam değildi.

Öğlen 12'de beni Mevalarla oturmam için kafeye bıraktıktan sonra herhangi bir iletişime geçememiştik. Son anımız uzanıp ona bir öpücük verdiğim andı, inmeden önce kolumu tutup unuttuğum için bizzat kendisi hatırlatmıştı bunu da hatta. O kadardı işte. Şu ana kadar da ne saatler önce attığım mesaja dönmüştü ne de ardı arkası kesilmeyen aramalarıma yanıt vermişti.

Daha fazla oturamadım. "Allah'ım," diye sert bir nefesle söylendim kendime engel olamayarak. Koltuktan fırlayıp avucumdaki telefonu da kalktığım koltuğa bıraktıktan sonra ellerimi saçlarımın arasına geçirerek stresten deli gibi ağrıyan başımın iki yanına sabitledim ve Dinçer'in evinin salonunda dolaşmaya başladım. "Bir çıkış yolu göster artık lütfen."

Yalnız değildim. En son Tamer, gözüne kestirdiği o kızın arkasından gitmek için masadan kalktıktan sonra kısa bir mesajla mekândan çıktığını bildirmişti sadece. Meva'da benimle birlikte kalıp tüm olan bitene şahit olduğu için beni tek bırakmamış, Dinçer'den bir haber aldığımı görene kadar da gitmeyeceğini belirterek yanımda kalmıştı.

İyi ki birisi vardı şu an burada. Tek olsam, bu kafayla çok daha saçma şeyler yapabilir ve kendimi durduramadan çok daha yoğun felaketli senaryolara kendimi inandırmış olabilirdim.

Dövmeci +18 | TextingWhere stories live. Discover now