11. Bölüm

16 3 0
                                    

                                -🍷-
...

Ayağımda topuklularla kırmızı halıya basarken bedenime vuran fotoğraf makinesi ışıkları özgüvenimi yükseltti ve omuzlarımı dikleştirdim.

Gazeteciler önümüzü kaptırken bizimle birlikte gelen korumalar zarar görmemize engel oluyordu.

Yakınımda duran mavi saçlı gazeteci kadın
"Sizi burada görmek bizi çok heyecanlandırdı, hakkınızda çıkan ilişki iddiaları doğru mu?"

Aron elini belime attı ve beni kendine çekti
" Aramızda olan ilişki daha yeni, ikimiz içinde şaşırtıcı oldu, fakat bu cinayet soruşturmasını aksatıyor veya ilgilenmiyoruz demek değildir. en resmi şekilde işimize odaklanıyor ve Fransa'yı bu beladan kurtarmaya çalışıyoruz."

Aramızda bir ilişki varmış gibi davranacaktık fakat uzun süredir ilişkim olmadığı için ve daha önce hiç ciddi ilişkide bulunmadığım için bir an duraksadım.

Ama asla yalpaladığımı belli etmemeliydim.
"Bay aron'un da söylediği gibi aramızda oluşan hisler daha yeni, birbirimizi daha tanıma aşamasındayız"

Hemen yanındaki gözlüklü beyfendi söze atıldı
"Cinayetler hakkında ne düşünüyorsunuz, katili yakalamaya yaklaştınız mı?"

"Gizlilik sözleşmesi kararınca bu tarz bilgileri basına veremeyiz fakat katil ensesinde olduğumuzu bilse fena olmaz"
Aron söylediklerinden sonra samimiyetten uzak gülümsemesini sundu.

Artık içeri geçmeliydik sorular daha da çoğalmadan.

"Bayan elis acaba sizinle daha sonra röportaj yapabilir miyiz?"

"7 ay boyunca neredeydiniz?"

"Kardeşinizin ölümünden sonra nasıl oldunuz"

Sorular daha da ileri gitmeye başlamıştı korumalar ne kadar gazetecileri tutsa da artık içeri girmemizin vakti gelmişti.

Bedenim gerilmişti, aron hissetmiş gibi bel boşluğumu okşamaya başladı.

Hızlıca dev çelik kapı bizim için açıldı ve gazeteciler geride kaldı.

İçerisi dev gibiydi stadyum gibi yuvarlak ve üstü açık bir alana sahipti ve iki kattan oluşuyordu.

Üst kat ile alt kat arasında duvar yoktu, üst katı tamamen görebiliyordum birçok tarihi heykel ve odalar vardı.

Stadyum yapımından esinlenildiği çok belliydi.
Buradan diğer rezidans ve binaları görebiliyordum, muhtemelen mari onlardan birine pusmuştu.

Stadyumu anımsatan dev alanda renkli ışıklar, buzdan heykeller, şarap şelaleleri ve tarihi tablolarla beraber süslenmişti.

Çalan hoş çello sesi ve göz alıcı tasarımlar olan alan tüm ihtişamı ile karşımda, bu gecenin kolay geçmeyeceğini söylüyordu.

Aron hemen garsondan iki beyaz şarap almış birini ise bana vermişti.

Tek seferde başıma diktim bu gece dikkatimi dağıtmasam çok iyi olurdu.

Hızlıca bir masanın yanına geçtik ve masadaki ikramlardan tadıyormuş, öylesine etrafa bakıyormuş gibi davranıyorduk.

Etrafımı süzdüm planımı biliyordum garsonlarla gizlice konuşmanın fırsatını bulacaktım o sırada ise aron daveti düzenleyen bernard bouchard ile konuşacaktı.

İRİS ZEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin