%64

108 18 25
                                    

- Cep telefonun mu kapanacak Jimin. - Jungkook'un sesi nefes gibi çıktı. - Her an.

- Sakin ol, hala %64'te.

- Bu bir şey ifade etmiyor.

- Biliyorum, belki iki saat kadar dayanır veya bundan daha az.

- Yardımın daha kısa sürede geleceğine eminim.- Sahip olmadığı sakinliği korumaya çalışarak söyledi. - Umudumuzu kaybedemeyiz.

- Teşekkür ederim. - dedi jimin burundan nefes vererek. - Gerçekten.

- Bu neden veda gibi hissettiriyor?

- Seni aradığımdan beri hayatıma veda ediyorum. - dedi jimin bitkince.

- Böyle yapma, lanet olsun.

- Neye benziyorsun, Jungkook?

- BEN MI? Ben güzelim. - dedi kaygısızca gülerek.

- İnanmıyorum.

- Güzel olduğuma inanmıyor musun?

- Öyle olduğunu düşünen birini aradığıma inanamıyorum.

- Bunu ben düşünmezsem kim düşünecek?

- Evet, bir bakıma haklısın. - dedi derin bir iç çekerek.

- Bu benim güzelliğimi kıskandığın ve buna inandığın anlamına mı geliyor?

- Tam tersine. - Jimin hapşırdı ve bu Jungkook'un kalbinin birkaç saniyeliğine durmasına neden oldu.

- Jimin? Kahretsin, kahretsin.

- Endişelenme, düşüktü. - Hayır, hapşırma hiç de hafif olmamıştı.

-Nasıl göründüğünü söyle lütfen. - dedi hattın diğer tarafındaki çocuğa yalvararak

Jungkook bilmiyordu ama Jimin son birkaç dakikadır kiminle konuştuğunu bilmeyi çok  fazla istiyordu.

Konuştuğu kişinin yüzünü, gülümsediğinde gözlerinin güzel çizgiler oluşturup oluşturmadığını ya da dişlerinin doğal olarak beyaz olup olmadığını, saçlarının rengini ve en önemlisi: o kişiyi bir gün karşısında görüp göremeyeceğini hayal etmek istiyordu.

Korkusunu başka bir şeyle gidermek istiyordu ve neden ona iyi davranan ve yardım etmeye çalışan çocukla olmasındı?

- Ben normalim. Saçımı hiç koyu ya da açık renge boyamadım. - Dedi gülümseyerek çünkü bir yabancıya basit şeyler söyleyerek kendini aptal yerine koyuyordu.

- Uzun boylu ve zayıfım ama kalın bacaklarım var. Gözlerim normal, bazı insanlar burnumun büyük olduğunu söylüyor ama yüzümle orantılı. Karnımda kaslar yok ama tombul bir göbeğim de yok. - Jimin Jungkookun son dediği ile güldü. - Egzersiz yapmayı severim ama aynanın karşısında sonuçları görmeyi değil. - Dedi dilini damağına vurarak.

- Kaslı karınları severim, ne kadar çok o kadar iyi.

- Ah, öyleyse, her iki tarafta 3'er tane olmak üzere 6 tane var.- dedi umutla

- Yalancı, az önce hiçbir şeyin olmadığını söyledin.

- Haklısın, yalan söyledim ama sahip olmadığım içindi.

- Tamam, tamam.

- Kaslı karın kaslarıma geri dönelim. - dedi jungkook gülerek. - Cildim beyaz, ama çok fazla değil. Büyük ellerim ve büyük ayaklarım var.

- Bunun anlamı...

- Tanrım ne diyorsun Jimin.

- Ne? Her şeyi büyük almışsın diyecektim, sorun ne?

Last Call Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin