Küçük bir çocuk için büyük hayaller

61 9 6
                                    

Minho pov ;

Christopher bang.
Minho aklını başına devşir, silkelen adamım.
Yüzümdeki fondöteni sildim ve göz altı morluklarım tekrardan belirginleşti. Biraz uyumalıydım sanırım yoksa hem okul hem de bilgisayar başı ağır gelecekti.

Yine koca koca monitörlerin başına geçtim bir yandan kameralara bakarken bir yandan kenarda Chan'ın Dm'i açıktı. Yine elim otomatik klavyeye gitti ve yazmaya başladım

KnowCtrl: Günün nasıl geçti

ve gönderdiğimde sandalyemde gerinip gülümsedim. Bildirim sesi ile hemen toparlanıp ekrana meraklı gözlerle baktım.

BangzZ: iyiydi

Elime telefonumu aldım ve yine geçen ki miktarın aynısından gönderdim. Paraya ihtiyacım yoktu, parada gözüm de yoktu. Ona her şeyimi vermeye hazırdım şuan sanaldaki bana soğuktu biliyorum ama en azından dışarıdaki dünyada beni seviyordu. Gülüşü sandığımdan daha güzeldi, çok tatlı ve şefkatliydi. Gün boyunca onunla her konuştuğumda kendimi enerji toplamış gibi hissetmiştim.

Ben bu düşüncelere dalmışken cübbeli biri odama girdi bu benim için alışıldık bir senaryoydu artık.

"Efendimiz sizi çağırıyor bay Lee" dedi ve odadan ayrıldı. Bu birlikte seçkin kişilerden biri olmam ayrı güzeldi keyifle gülümseyerek gömleğimin üzerine ceketimi giydim ve kurtarıcının yanına doğru yola koyuldum.

Sandalyesinde oturan kurtarıcıma eğildim "Evet, kurtarıcım. Hizmetinizdeyim."

Mavi saçları ve mavi gözleri ile bana baktı elindeki hamster ile oynuyordu. "Uzun zamandır konuşmuyorduk. Onu buldun mu?"

Kafa salladım "Evet kurtarıcım.  Onunla irtibata geçtim en kısa sürede planlarınızı uygulayacağım"

Gülümsedi "Güzel.. Çıkabilirsin"

Odasından çıktım ve kendi odama yöneldim. Avucumun içindesin Christopher, bu sefer seni kaybedemem.

*

"Her şey geçecek Minho. O da sende kurtulacaksınız ama ağlamak yerine sabretmeye ne dersin?" 

minik ellerim ile göz yaşlarımı sildim "Peki o?"

"Oda gelecek, söz veriyorum" dedi ve serçe parmağını bana doğru uzattı. minik serçe parmağım ile onun serçe parmağını kavradım. O ne zaman yanımda yoksa bana hep kurtarıcı gibi davranmıştı. Biliyorduk ikimizde o gelecekti. Fotoğraf makinesini çıkardı  ve yüzüme doğru tuttu.

"Gülümse Minho"

"Kamerayı yüzüme çok yakın tutuyorsun ama!!" dedim mızıkçı bir sesle ardından gülümsedim. Çoktan o arada fotoğrafımı çekmişti.

"Çektin mi? Bakim bakim bakim"

Fotoğraf kamerasındaki fotoğrafıma baktım "Bunu ona gönderelim mi?"

"Harika bir fikir mektubu sen yazmak ister misin?" derken çantasından kalem kağıt çıkardı hemen elime alıp biraz yazmaya çalıştım ve altına da resmimi çizdim. Kağıdı ona uzattım, kağıdı aldı ve masanın üzerinde duran zarfa yerleştirdi. 

"İsimlerimizi de yazalım!!" dedim sevinçle

kafasıyla beni onayladı ve kenara adlarımız yazdı

Lee Minho ve Han Jisungtan Christopher Bang Chan'a



<3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

<3





MinChan; 'Plan 143 'Where stories live. Discover now