'Tanrım, onu bana geri ver.'

2.6K 265 134
                                    

oy ve yorum yapmayı unutmayın pls!!

Bolumun sarkisi cem adrian-derinlerde

Bu bölüm biraz kötü yazılmış olabilir. Kusuruma bakmayın, kendimi pek fazla veremedim ya da bir türlü beğenemedim. Kaç kere sil baştan yaptım onu da bilmiyorum ama sizi de pek bekletmemek adına hemen yayınlamak istedim. 🤧😭

.

"Aç şu kapıyı!"

Kulağıma dolan sesi her zaman benim için yaşam sevincim olurdu, dünyam olurdu, sanki bu dünyada nefes almamı gerektirecek tek şeyin onun sesiydi. Ama şimdi sesi, onun çaresiz haykırışları, muhtaç çıkan ağlak çığlıkları ve sinirden küp olmuş ses tonunun getirisiyle küfürlerle doluydu.. Dünyam dediğim sesi şu an ızdırabımdı sanki.

"Sana diyorum! Aç şu kapıyı! Şu sikik kapıyı aç yal-varırım!" Nefes nefese, ağlayarak çığlık atıyordu. Aynı zamanda kapıya tüm kuvvetiyle vuruyordu. Sırtım vurduğu kapıya yaslandığından dolayı onun her kuvvetli vuruşunun ardından yerimde titriyor; gözlerimi sımsıkı kapatarak sessizce ağlamaya çalışıyordum.

"Taehyung! Yalvarırım! Bırak beni! Kapatamazsın beni! Sikeyim seni aç şunu!"

Jeongguk, uyuşturucu krizinin ağına yakalandı. Babasının ölümünü öğrendikten sonra her şey sarpa sardı. Birden gülmeye başladı, titremeye ve delicesine kahkahaya maruz bıraktı bizi. İlk önce şoktan dolayı sanmıştım lakin kendini banyoya kapatıp bir süre çıkmayınca anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini.

Ona defalarca seslendim, iyiyim diye cevap verdi ama bilemezdim ki küçücük banyoda hap çektiğini.

Hapı ne ara aldığını ya da ceplediğini dahi bilmiyordum ama kendine ve bana su almaya gittiğinde yanına aldığını o an anlamıştım.

Defalarca kendime küfrettim, kendime kızdım onu tek gönderdiğim için. Sanki aklından geçen şeylere hakim olmasını biliyormuş gibi tek yolladım onu.

Endişelendim ne onun sesi vardı ne de hareketlenme. Sadece su sesi geliyordu. Defalarca seslendim ona, sesi çıkmadı. O an bedenime yayılan korkunun ne de endişenin haddi hesabı yoktu. Aklım çıktı sanki.

Ne ara kapıyı kırdığımı ve onu ne ara yerde titreyerek gördüğümü beynim kavrayamadı. Nevrim döndü. Gözlerim karardı birden. Hapı ezmiş, ezmesine ama bedenine yeterli gelmediğini hala krizde olduğunu anlayabiliyordum.

Daha fazlasını istiyordu.

Sürekli sayıklıyordu.

Daha fazla istiyorum, daha fazla ve daha fazla...

Apar topar onu banyodan çıkarttım. Zorluk çıkartsa da çıkarttım bir şekilde. Ağlamamak için zor durduğum o an, Jeongguk'uma güçlü görünmek için ağlayamadım. Sakin olması için elinden geleni yaptım. Öptüm yüzünün her yerini. Sımsıkı sarıldım titreyen ve kendini ayakta tutamayan bedenine.

Olsun, ben tutarım seni ayakta Jeongguk... senin için savaşırım.

Ama yetmedi ona bu yaptıklarım, aniden çıldırdı sanki. Beni hızla itekledi ve etrafı ne var ne yok diye aramaya başladı. Sayıklıyordu, bir şeyleri yıkıp atarken sayıklıyor, hipnoz olmuş gibi başını iki yana sallıyordu.

Sürekli bana küfürler ediyor, ona dokunmamam için kendinden uzaklaştırıyor, ona uzandığımda tüm var gücüyle beni odanın öbür ucuna itmeye çalışıyordu. Onun cennetine kavuşmasına engel olduğumdandı bu siniri, bu şiddeti ve celalliği.

Dolapların içindeki her şeyi odanın kuytu köşesine fırlatıyordu.

Ben ise sadece onu ağlayarak izliyordum.

cinnamon boy - taekook ✓Where stories live. Discover now