18. BÖLÜM

133 44 0
                                    

Bölümleri oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım..

🌺🌸

O anın şokuyla içli içli ağlarken Alaz elimden tutmuş çekiştirerek aşağı kata indirmişti. Kapıda gördümüz Melisle birlikte Alaz'ın arabasına binip çoktan yola koyulmuştuk.

Araba son sürat ilerlerken nereye gittiğimizi biliyordum elbette. Melis ağabeyimlerin hangi hastanede olduklarını söylediğinde Alaz daha hızlı sürmeye başladı arabayı.

Beş dakikanın sonunda hastanenin acil kısmından giriş yaptığımızda hızla Melis'in peşinden ilerliyorduk. İki kat çıkıp sonunda bir odanın önünde durduğumuzda onlar geride dururken öne çıkıp kapının kulpuna koydum elimi. İçime çektiğim derin nefesle kapıyı açtığımda koşarak içeri girdim.

"Ağabey! "

İçeriye ilerlediğim sırada duvarın yanında iki tane olan yatağın birinde Efsun diğerinde ağabeyim yatıyordu. Gözlerim üzerlerinde gezindiğinde oldukça sağlıklı görünüyorlardı ama yine de canımı acıtmıştı onları böyle görmek.

"Gel buraya. " dedi ağabeyim büyük kollarını açarken.

Lafını ikiletmeyip hızla yanına ilerlediğimde beyaz yatağa oturup göğsüne sindim. Yanında küçücük kalırken büyük elini yanağıma koyup tenimi okşadı.

"Çok korktum. "

"Şş, korkmanı gerektirecek bir durum yok. Bak, biz iyiyiz."

"Yine de tüm bunların… " Hayır Duru, sus. Dilinin ucuna gelenleri söyleyemezsin. Tüm bunları Mazhar'ın yaptığını söyleyemezsin.

"Geçti güzelim, geçti. "

Gözlerim Alaz'ın üstünde gezinirken sakin olmam gerektiğini biliyordum ve o da koyu mavi gözleri ile bunu anlatıyordu açık mavi gözlerime.

Başımı ağabeyimin göğsünden kaldırıp Efsun'a baktım. "Sen nasılsın Efsun? "

Başını eğdi akan yaşını göstermemek için ama odadaki herkes ağladığını biliyordu. "Daha iyiyim. " dedi titrek bir sesle.

Ağabeyim elini uzattı ona doğru, Efsun tuttu. "Merak etme iyileşeceğiz. "

"Nasıl oldu bu? " Konuya Alaz girdiğinde ağabeyim ile Efsun bakıştılar. Birbirlerine kenetli ellerini çözdüklerinde ağabeyim Alaz'a baktı.

"Havaalanına gitmek için yola çıkmıştık, sonra frrenlerin tutmadığını fark ettim. Birileri hasar görmesin diye arabayı ağaçlık kenara çevirdim. "

"Bakımı yapılmış mıydı arabanın? "

"Her şeyi tamdı. "

Alaz bir kez daha emin olmuştu. Bu kaza tek bir kişinin yüzünden olmuştu, Mazhar. Ve durmayacağı da belliydi, bize zarar vermek için elinden geleni yapacaktı.

"Alaz söyle bana, şüphelendiğin biri var biliyorum. "

"Var." dedi Alaz sert bir tonda. "Bu hoşuna gitmeyecek. " Ağabeyimin kaşları çatıldığında bir an önce söylemesini bekliyordu. "Mazhar."

"Mazhar? " dedi ağabeyim anlamak ister gibi. Kim olduğunu çözdüğünde yüksek bir kahkaha attı. "Bizim Mazhar? "

Önce Alaz'a sonra ağabeyime baktım. İnanmak istemiyordu ağabeyim biliyordum ama ne yazık ki doğruydu. Başımıza gelen ya da gelebilecek her türlü olay onun başının altından çıkıyordu.

Ne yazık ki!

"Lan oğlum benimle dalga geçmeyin! " Ağabeyimin gözlerine titreten gözlerimle baktım. İnanmamak istememesi kadar doğal bir durum yoktu, çünkü Mazhar küçükken öyle masumdu ki…  "O Mazhar değil, değil mi? "

AŞK-I VİRANEWhere stories live. Discover now