♡8.BÖLÜM♡ Ah Gönlüm! Ondan Sana Hayır Yok

80.9K 4.3K 180
                                    

Düzenlenmiş haliyle...

*****

Aşk kalbe düştüyse dönüş tıkalı, çıkış kapalıdır...

Eve geldiğimden beri filozof misali düşünce dünyasına dalmıştım. Filozof olmak fazlasıyla meşakkatli bir iş olduğundan kendimi yorgun hissediyordum. Engebeli bir yola girecektim. Zor olacağı çok açık bir şekilde belliydi.

Ama kabul etmiştim artık, dönüşü de olamazdı... Benim açımdan sıkıntı yoktu aslında ama onun düşünceleri bambaşkaydı. İnşallah da zamanla değişirdi.

"Abla yeter bence." Bir süredir halının bir köşesine diktiğim düşünceli gözlerimi kardeşime çevirken o bana gülümseyerek devam etti. "Geldiğinden beridir sus pus oturuyorsun. Ne düşünüyorsan bizimle paylaşabilirsin." derken göz kırptı ve ima ile, "Gerçi bu bir şeyler enişteciğimden ibaret olabilir ama biraz ara ver istersen. Özledik sesini." dedi.

Benimle uğraşmayı seviyordu Hamza. Son günlerde ki durgunluğumu farkettiğinden olsa gerek daha bir uğraşıyordu kaç gündür.

"Ha ha ha Hamza." diyerek yapmacık kahkahamı attım. "Çok komiksin" diyerek gözlerimi devirdim.

O da güldü. "Gördüklerimi söylüyorum ablacım. Komiklik olsun diye söylemedim."

Babaannem örgüsüne ara vererek başını kaldırıp ilk bana sonra Hamza'ya baktı. Ona bakarken,"Hamza," diye uyardı benimle uğraşan kardeşcanımı. Gözlüğünü burnunun ortasına kadar indirerek "Uğraşma kuzumla." dedi.

"Aman babaanne bir şey yaptığım yok."

Bedenen şarjım bitme sinyalleri veriyordu. Ben ki Hamza'yı her zaman alt etmeye çalışan kız, bugün konuşmak dahi istemiyordum.

Çıkış yolum kapanmış, dönüş yolum tıkanmıştı. Ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.

İlk defa hissettiklerimin yabancılığını çekerken, neler olacağını, ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Bu bilinmezlik ise beni zorluyor, yorgun bırakıyordu. Bir de filozof olmanın yorgunluğu vardı malum.

"Ben yorgunum, biraz dinleneceğim." Ayaklanırken babaannemin yanağından öptüm ve sıkıca sarıldım.

"Hayırlı geceler kuzum." diyen babaannem bana güzel gülümsemesinden hediye ettikten sonra örgüsüne devam etti.

"Sizede hayırlı geceler."

Odaya geçer geçmez yatağa sırt üstü uzandım. Ellerimi başımın arkasında kenetleyip, beyaz tavanı izlemeye başladım. Neden bu kadar dalgındım? Neden bugünkü konuşmalar bu kadar etkiledi anlayamıyordum. Ya da anlamak istemiyordum. Hiçbir şey düşünmek istemiyorum.

Ama elimde değil, aklım hep ona kayıyor.

Ah gönlüm
Ondan sana hayır yok
Ah gönlüm onun sana odunluğu çok.
Ah gönlüm ah...

Kendi bestemi art arda yorumlarken çok geçmeden uykuya dalmıştım.

°°°🌸°°°🌸°°°🌸°°

Nasip buydu ya, mesutta olunurdu belki...

Görüşmeden sonra tam bir hafta geçmişti. Geçen günler beraberinde hiçbir değişim olmamış, aramızda ki dağlar kadar mesafeye birkaç dağ daha eklenmişti. Ne telefon ile konuşmuştuk ne de yüz yüze görüşmüştük.

Ondan bir atak gelmediğinden bende ağırdan alıyordum. Neden o aramıyorken ben arayayım ki?

Ders çalışmak adına önümde kitaplarla dolu masada otururken, asıl amacım ders çalışmaktan ziyade yine aynı şeylerle meşgul ediyordum kafamı. Daha doğrusu kafama üşüşen dğşünceler beni meşguş ediyordu.

LOTUS ÇİÇEĞİ♡ Kitap OlduWhere stories live. Discover now