Against the Demons

Bölüm 2 - Kaza

William, Jasmine ile birlikte son hız odaya koşturdular. Bir askerin varlığı ikisinin de gözlerinden kaçmış mıydı?

Kapıyı açtıklarında ilk olarak yüzlerine mavi partiküller geldi. Onları hızlıca dağıttıklarındaysa gördükleri manzara; mavi partiküllerin saçıldığı, kan lekeleriyle kaplanmış bir odaydı. Mavi partiküllerin kırmızı kanla olan zıtlığı oldukça güzel bir tablo gibi gözüküyordu.

William ve Jasmine aceleyle oğullarına koşturdular. Daniel'in elinde, bir adamın kopuk kolu duruyordu. Yüzüne kan sıçramıştı. William, Daniel'in elindeki insan kolunu aldı ve bir yere fırlattı.

"Dan bir şey yok. Geçti, geçti..."

Jasmine ona sarılırken yatıştırıcı sözler söylüyordu. Bu esnada içten içe kafası karışmış ve kendisi de endişelenmişti. Mavi partiküllerin tek bir anlam ifade ettiğini düşünüyordu.

'T.U.R.B.O. şimdiden uyandı mı? Yoksa o anda yaşadığı korkunun etkisiyle anlık bir tetikleme mi? Bu erken uyanış umarım Daniel'imin vücudunda bir soruna neden olmaz.'

Jasmine'nin söylediği yatıştırıcı sözler ise Daniel'in kulakları duymazdan geliyordu. Gözleri biraz boş bakıyordu. Kafası karışmış gibiydi. Küçük zihni birinin patlayışını hazmetmeye ve kavramaya çalışıyordu.

'O... O patladı. Fakat ben istemedim. Neden? Nasıl?'

Düşünmeye devam ettikçe mantıklı bir sonuç bulamadı. Annesine bakarken merakla sordu:

"Anne... Yanlış bir şey mi yaptım?"

Daniel bundan emin değildi. İzlediği çizgi filmlerde hiç "öldürme" kavramını tam anlamıyla görmemişti. Yanlış veya doğru olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değildi. İnternetin ise Daniel ne olduğunu bile bilmiyordu. Ailesi ona hiç göstermemişti.

Jasmine ve William, ne söyleyeceğini bir anlığına bilememedi. İkisi de birbirine baktı.

O sırada William, ceketinin iç cebinde saklanan küçük bir arkadaşını çıkartmıştı. İşaret parmağı uzunluğunda, vücudunun altından üstüne doğru alev deseni yükselen, kalan renkleriyse kırmızı sevimli bir sülüktü.

Küçük sülük, kızıl gözleriyle kafa karışıklığı içinde William'a bakmıştı. Sülükte ona bakarken garip bir şekilde sülük parlamaya başlamıştı. William'ın turunu kalp şeklindeki ruhu tekrar ortaya çıkarken bu sefer ağ gibi sarmak yerine ellerine doğru ince bir hat oluşturmuş, o ince hattansa ellerinin üzerinde alevler çıkmıştı.

Bu alevlerle birlikte ise etraftaki kanı temizlemeye başlamıştı. Jasmine açıkça yardım isteyen bakışlar atsa da William da ne demesi gerektiği konusunda emin değildi. Hiçbirinin öldürme tecrübesi bu kadar erken yaşta olmamıştı.

Yine de işin sonunda William iç geçirdi. Temizleme işini bıraktı. Daniel'in yanına gelip, eğildi ve sıcak bir gülümsemeyle bir şekilde sordu:

"Nasıl oldu evlat?"

Daniel kafa karışıklığı içinde ellerine önce baktı. Sonra William'a dönerek kafası karışmış bir şekilde:

"Yatağın altına saklanmıştım ama kötü adam beni buldu. Bulunduğum vakit içimde bir şeyin yükseldiğini hissettim. Etraf masmavi oldu bir anda. Sonra, sonra..." derken suskunlaştı. Hâlâ kafası karışık gibi görünüyordu.