mutual hearts /ChanMin

16

Seungmin ile 2 haftadır bodrum katta buluşuyorduk

"e böyle olmuyor chan bey burayı bizim mekan yapalım"

"öyle değil mi zaten?"

güldü

"bak bugün bir sürü jelibon getirdim"

"ama fazlası zararlı yeme bence seungmin"

"çok seviyorum amaa"

"ye ama çok yeme"

"sende ye al"

"teşekkürler"

bodrumda soluk yanan ışığın altında jelibon yiyorduk

seungmin omzumdan kalkarak jelibonlara yaklaştı

seungmin jelibonu yerken köpek yavrusuna benziyordu

iki bacağının üstüne oturmuş önüne koyduğu 4 paket jelibondan da ayrı ayrı seçerek yiyordu.

ve kullandığı parfüm
harikaydı
bunun tarifi zor ama o kadar tatlı ve sakin bir koku ki sizi resmen hipnotize ediyor

Kollarımı göğüsümde birleştirip seungmini izlemeye başladım

seungmin onu izlediğimi fark edince ağzı dolu şekilde bana döndü

"na bakiyosun"

o kadar çok jelibon vardi ki ağzında konuşamıyordu

gülmeye başladım

"ya gülme al yedim"

"tamam tamam bakmıyorum ye"

telefonumu çıkartıp oynamaya başladım

"ya chan"

telefondan kafamı kaldırıp seungmine baktım

"biz böyle niye bodrum katta buluşuyoruz"

sessiz kaldım
bilmiyordum aslında

"noldu ki rahatsız mısın?"

"hayır, hayır ama bilmiyorum dışarıdan bakınca pek arkadaşça gözükmüyoruz"

"ne"

seungminin bunu demesi ile şaşırmıştım

"yani minho han ile böyle ne bileyim kafede buluşuyor birlikte bir şey yapiyorlar"

"nasıl yani benden hoşlanıyor musun"

"GERİZEKALI ONU MU DEMEK İSTEDİM"

"Hoşlanmıyorsun yani"

sessiz kalmıştı

sessizce jelibonunu yemeye döndü

"sence"
dedi ve uzun süre sessiz kaldı

"sence benim saçımı okşayıp omzunda yatmam ne kadar arkadaşça"

haklıydı

"yani"

dedim sessizce yüzüne bakarak

uzun süre bakışmamızın ardından seungmin jelibonlari yemeye geri döndü

seungmin sessiz ve boş bakan gözler ile jelibonunu yerken onu izlemeye başladım

"gel buraya"

arkasından ona sarıldım. Ona sarılmamı beklemiyordu sanırım

"Anladığım kadarıyla benden hoşlanıyorsun"

"Chan böyle konuşup tek taraflı yapma işi"

"bir şey yaptığım yok"