1

592 284 372
                                    

Aldığım nefesler ciğerimi yakmaya
başlamıştı artık "Biraz daha diren Alin." Kendi kendime bu cümleyi kaçıncı tekrarlayışım bilmiyorum. Koşabildiğim kadar hızlı koşup bir yandan da Mete'nin komut vermesini bekliyordum , normalde insanlar ben nereye düştüm diye sorgularlar ben ise ben niye bunu tercih ettim diye sorgulamakla meşgulum. Herkes boka batarda , boka batmayı tercih edince çokta sorgulayamıyor insan açıkçası. Belayı mıknatıs gibi çekerdim oldum olası.

"Alin sola dön ikinci aradanda sağa karşına çıkacağım şimdi." Kafamı salladım sanki görüyormuş gibi . "Beni duyuyor musun?" Mete'nin sesini gayet net duyuyordum ama konuşacak durumda değildim . Sola dönmeden gerime baktığımda adam hala pes etmemişti ve arkamdaydı , yüzüme gelen saçımı geriye artıp ikinci araya doğru koştum .

Köşeyi döndüğümde Meteyi göremedim , kaybedecek vaktim yoktu endişeyle etrafına bakınmaya başladığim esnada "Arkandayım" sesini işitebilmiştim. Mete'nin sesini duyuyordum ama adım sesleri de çok yakındı Meteyi bulmak için arkamı döndüğümde az ilerimde yüzüme karşı doğrulmuş bir namlu görmem bir oldu.

Bir korumaya göre biraz çelimsiz duruyordu boyu 1.80 gibi bir şeydi . "Kaçabileceğini mi sandın?" Karşımda ki adam da en az benim kadar nefes nefeseydi. "Yani kaçabileceğimi düşünmesem neden kendimi yorayım." Alaycı üslubum karşısında ilk başta her ne kadar şaşırıp kaşlarını kaldırsa da sonrasında sinirle geri çatıldı. "Dalga mı geçiyorsun lan!" Gülüp şaşırıyormuş gibi yaptım. "Neden sinirleniyorsun ya , yoksa sadece kendimi yormamdan bahsettiğim için kırıldıysan cümlemi düzelteyim tamam ' Yani kaçabileceğimi düşünmesem neden bizi yorayım'. Oldu mu?" Sesimdeki dalga onu biraz daha sinirlendirmiş olmalı ki silahı tutan ellerinin boğumları silahı sıkmaktan beyazlamaya başlamıştı.

Şuan tek derdim onu oyalamaktı. Mete bir yolunu bulurdu biliyorum. Şuan her ne kadar onu görmesem de buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum ve bu güven bana yetiyordu. Karşımda ki adam da her kimin köpeği ise beni öldüremezdi , kimse beni ölü istemez değil mi ? Ben olsam istemezdim , ölüyü kim ne yapsın sonuçta ?

"Sen ne çeşit bir kızsın ya?" Gözlerimi adamın ellerinden çekip yüzüne döndüm tekrardan , kurduğu cümleye istemsiz gözlerimi devirdim. "Hadi ama vuracaksan vur , neyi bekliyoruz?"

Adamın arkasında , biraz daha gerisinde bir gölge gördüm, muhtemelen Meteydi . Dikkati dağılmaması için gölgeye çok odaklanamadım. "Vuramayacağımı düşündüğün için mi bu özgüven ve umursamazlık? Ben senin yerinde olsam bu kadar rahat olmazdım." Ahh zeki adamcık , nasıl da bildin acaba. "Yok genel olarak hayata karşı tutumum umursamazlık , ayrıca sen benim yerimde olsan silahı doğrultan otomatik olarak ben olacağım için , rahat olmaman en mantıklı şey olurdu senin için." Bir psikolog olarak beden dilinden artık beni vurmayacağından neredeyse emin olduğumu çok rahat söyleyebilirdin .

Ufak adımlarla ona yaklaşmaya başladığımda Mete benden önce adama ulaşıp ensesine vurmuştu. Her ne kadar bayılmasa da sendelenmişti , boşluğundan yararlanıp eline tekme attım , silahın elinden düşmesiyle sessiz sokakta bıraktığı tok ses yankılanırken Mete çoktan adamı duvara yaslamıştı. "Fazla salaksın!" Ben ne kadar sakinsem Mete o kadar sinirli ve gergindi . Sinirinin sebebi benim rahatlığım , gerginliğinin sebebi ise yüzüme doğrultulan silahtı.

Mete adamın cevap bile vermesini beklemeden duvardan çekip yumruk attı. Adam sendelenip önüme kadar geldiğinde ensesini tutup aşağı doğru eğdim başını "Sakin ol bebeğim , ben her ne kadar diri lazımsam , bu koca bebekte en az o kadar diri lazım. Bize anlatacakları vardır eminim. Biraz dedikoduya hiç birimiz hayır demeyiz bence. " Adam elimin altında kasılırken korktuğunu anlamamak imkansız gibi bir şeydi. Mete benim cümleme gülerken adamı tekrar elimden aldı. "Asla konuşmam , boşuna götürürsünüz beni." Bu cümle ile Mete daha gür bir şekilde gülmeye başladı. "Asla , asla demeyeceksin cümlesini hiç duymadın galiba sen."

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin