XII. Bölüm - Mentir

112 33 6
                                    

Keyifli okumalar diliyorum, yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

🖤🩹

Nefes alışverişlerimi hızlandırdım. Birkaç dakika önce sinirle kalktığım sandalyeye geri döndüm. Başımı ellerimin arasına aldım. Kırpıştırdığım gözlerimin ardından tekrardan ciğerlerime bir nefes doldurdum. Başımı tekrardan ellerimden ayırdıktan sonra gözlerimi bana bakan Çağıl'a çevirdim.

"Çağıl ne yapacaksınız?" dedim.

Benimle beraber kalktığı sandalyeye geri oturan Çağıl gözlerini önündeki dosyalara çevirdi.

"Beraber yapacağız." dedi.

Anlamsız bakışlarım eşliğinde "Burası beni aşıyor Çağıl, yapacak hiçbir şeyim yok benim." dedim.

Rümeysa araya girerek "En başında davayı almasaydın Bigem." dedi.

Ters bakışlarımı Rümeysa'ya çevirdim. Benim aksime var olan rahat tavırları fazlasıyla rahatsız ediciydi. "Demek ki bazı şeyler benim tercihime kalmıyor Rümeysa." dedim.

Poyraz yine görevini devralarak "Hanımlar sakin kalıyoruz." dedi. Soğukkanlılıktan ziyade umursamaz duruyordu. Tıpkı karısı gibi. Kalkıp gitmem gerekmesine rağmen öylece oturuyordum. Boş bakışlarım sırasıyla Çağıl, Rümeysa ve Poyraz arasında gidip geliyordu.

Yaklaşık beş dakika kalan sessizliği Çağıl'ın çalan telefonu bozdu. Masada ekranı açık bir biçimde çalan telefondaki numara kayıtlı değildi. Yan yana dizili rakamlar ve çalan zil sesi beynimde yankılanıyordu. Çağıl telefonu açmak yerine bakışlarını Poyraz'a çevirdi. Poyraz tedirgin hareketleri ardından oturduğu sandalye ile birlikte Çağıl'ın yanına yaklaştı. Sandalyenin tekerleklerinin çıkarttığı sesler odanın duvarlarına çarpıp kulaklarımıza geri doluyordu. Masada çalan telefonu açan Poyraz, konuşmayı hoparlöre aldı. Karşıdan gelen ses tahminimce ellili yaşlarda birine aitti. Tok ses, sesli bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Açmazsın sandım."

Çağıl gözlerini kapatıp sesli bir biçimde yutkundu. Aldığı derin nefesten sonra dudaklarını araladı. "Ne oldu yine?" Ufak kıkırdama telefondan bize kadar ulaşırken, Çağıl'ın içinden sabır çektiğine oldukça emindim.

"Ne yani seni aramam için herhangi bir nedene ihtiyacım mı var?" karşımızda bir adamdan ziyade Çağıl'ın eski sevgilisi varmış gibi bir hava vardı.

Poyraz elini Çağıl'ın omzuna yerleştirdi. Bunu onun sakin kalması gerektiğini hatırlaması için yaptığına çok emindim. Sözcükler arasına derin nefesler sığdırarak "Ben senin arayacağın birisi değilim." dedi Çağıl.

Rümeysa da telefonun olduğu yere doğru yaklaştı. Dördümüzde karşıdan gelecek cevabı beklemeye başladık. "Yeni yandaşınla işler nasıl gidiyor bakalım, aklayacak mı seni?" diye sordu telefondaki ses. Aklaması gereken yandaş yüksek ihtimalle bendim. Zaten cümlenin ardından karşımdaki üç kişi de gözlerini bana çevirdi.

Rümeysa söze girerek "Seni ilgilendirdiğini sanmıyoruz." dedi.

Karşı tarafın pes etmeye niyeti yoktu. Ses tonundan anladığımız kadarıyla gülümseyerek "Bence de ilgilendirmez Rümeysa. Ben öyle bir sesinizi duymak için aradım." dedi.

Dördümüzden de çıt çıkmıyordu. Telefondaki ses konuşmaya devam etti. "Ama Oğuz'u baya sevdim bak. Onun nasıl olduğu ile sık sık ilgileneceğim bu saatten sonra."

Başımdan aşağı dökülmüş kaynar suları rahatlıkla hissedebiliyordum. Neydi bu şimdi? Tehdit mi deniyordu buna.

Telefonun kapandığını işaret eden sesin ardından sandalyemi geri ittim. Ayağı kalkıp odanın içinde dört dönmeye başladım. Telefonumu elime alıp Oğuz'un numarasını buldum. Kulağıma götürdüğüm telefon yaklaşık üçüncü çalışında açıldı.

Bunu Bana YapmaWhere stories live. Discover now