« 18. Bölüm »

2.5K 158 57
                                    

İKİ BİN OLDUK ARKADİKİSLAR 💖💖

Sanki bir milyon olmuş gibi büyük harflerle yazmam kqnsczxmsniwlsi

Çocuksu heyecanımı bir kenrara bırakarak iyi okumalar oylarınızıı vee satır arası yorumlarını unutmayınıız diyor ve sizi bölümle baş başa birakiyorem💗💗

Tylor'a gitmesini söylediğim geceden bu yana tam üç hafta geçmişti, ve ne Tylor nede Pamir üç haftadır ortalıkta görünmüyorlardı, bu üç haftada gündüzleri Denizlerle gezip eğlenirken geceleri sürekli olarak Tylor'ı düşünüyordum.

Neden onu düşündüğüm hakkında ise hiçbir fikrim yoktu.

Üç haftalık süreçte kalbimdeki acıyasa yavaş yavaş dinmişti. Geceleri evet Tylor'ı düşünüyordum ama bir yandan da o gece yaşadığım şeyleride düşünüyordum ve bazı şeyleri sorguluyordum, kalbimden neden öyle bir duman çıkmıştı? O duman hayaletlerin ne işine yarayacaktı? Hayatım eskisi gibi olacak mıydı? Bütün bunları düşünürken uyumam biraz zorlaşıyordu ve eğer biraz daha düşünürsem kafayı yiyecektim.

Mutfaktaki masanın yanındaki sandalyelerin birinde oturmuş elim çenemde öylece dalmışken abim önümde elini sakladığında irkilerek ona baktım "Naber cüce?"

"İyidir abi, senden?" dediğimde karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu, "İdare eder,"

Mutfağa yaşlı bir kadın girdiğinde kaşlarımı çatarak abime baktım "Abi bu kadın kim?" abim mutfakta gözlerini gezdirdikten sonra o'da kaşlarını çatarak bana baktı "Hangi kadından bahsediyorsun Kumsal?"

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım, hayır, hayır, hayır bunun olmaması gerekiyordu.

Bakışlarımı tekrar o kadına çevirdiğimde kadının başına arkasına doğru döndü ardından başını eski haline getirerek korkunç bir şekilde sırıtarak bana baktı ve ortadan kayboldu. Korkuyla ellerim titrerken ellerimi aşağı indirerek abimden gizlemeye çalıştım, abim "Hangi kadından bahsediyorsun Kumsal?" diyerek sorusunu yenilediğinde birazdan gözyaşlarıyla dolacak olan korkulu gözlerimi ona çevirdim "Şey ya, bizim mahalleye yeni biri taşınmışta, tanıyor musun diye telefonumdan sana onu gösterecektim, dur bekle hemen geliyorum."

Abimin cevap bile vermesini beklemeden mutfaktan çıkarak kendimi üst kattaki lavaboya attım. Korkudan dolayı ellerim titrerken ve gözlerimden yaşlar boşalırken yere çömelerek ellerimi saçlarıma geçirdim.

Zaman zaman dudaklarımdan hıçkırıklar çıkarken sessizce ağlıyordum. Çok korkunç şeyler yaşıyordum, ve eğer bu böyle devam ederse ben bunları kaldıramazdım.

Sonum ölüm olurdu.

Ellerimde buz gibi soğuk eller hissettiğimde korkuyla gözlerimi açtım, Tylor bir dizinin üstüne çömelmiş kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

Ondan uzaklaşmak istediğimde yaslandığım kapı buna izin vermemişti. "Neden geldin?" dedim sesim titrerken, Tylor ağız ucuyla gülümseyerek kendini yanıma bırakarak benim gibi kapıya yaslandığında bedenimi yana kaydırarak ondan uzaklaştım "Bende sana meraklı değilim kızıl kafa, öyle olması gerekiyordu bende geldim."

Ürkek gözlerle ona bakarken adeta soğuk duvarla bütünleşmiştim.

"Duvarla aşk yaşamana gerek yok, sana bir şey yapmayacağım." dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım ve duvara daha fazla sindim benim bu halim onun gülümsemesine neden olmuştu.

"Neden ağlıyordun?" dedi, gülümserken ama bir yandan da ciddi bir ses tonuyla "Hayalet bir teyze geldi," dediğimde gülümsemesi genişledi ve adeta otuz iki diş sırıttığında ters ters ona baktım "Ne gülüyorsun be! Korktum!" diyerek ayağı kalktığımda o'da benimle birlikte ayağı kalktı, lavabodan çıkarak odaya ilerlediğimde küçük bir çocuk gibi peşimden geliyordu odanın kapısını açarak içeri girdiğimde yine aynı kadın iğrenç bir şekilde sırıtarak bana bakıyordu, çığlık atarak Tylor'ın arkasına saklandığımda Tylor eğlenir bir şekilde gülerek omzunun üstünden bana baktı, ardından bakışlarını karşıdaki kadına çevirdi "Fatma teyze korkutma şu kızı zaten bö desen korkuyor, yapma şöyle şeyler,"

HASELTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon