4

95 20 33
                                    

-Jeongin'den-

Benim kaçma girişimimden sonra yine dönüp dolaşıp bu odaya geri gelmiştim. Kaç dakikadır burada öylece oturuyorum artık saymayı bırakmıştım.Kaçmayı deneyebilirdim ama evdeki koruma ve Seung'un da başının belaya girebilecek olması bu isteğimi yok ediyordu.Zaten oda üst kattaydı camdan kaçamazdım,kapı deseniz tabiki kilitliydi şansımı lavabodan deneyebilirdim ama Seung bu evde değildi nerede olduğunu bilmiyordum onu da alıp kaçmak daha doğruydu sonucta o da benim yüzümden bu duruma düşmüştü.Ben bunları düşünürken aradan kaç saat geçti bilmiyordum fakat yorgunlukla açık tutmakta zorlandığım gözlerimi uykuya teslim ettim.

-Changbin'den-

Odasına girdiğimde uyuduğunu görmemle yanına diz çöküp yüzünü izlemeye başladım, o çok güzeldi.Gözlerim dudaklarında biraz fazla oyalanmıştı.Tam telefonumu çıkarıp fotoğrafını çekmiştim ki rahatsızca kıpırdanmasından uyandığını anlayıp biraz geriye çekilmiştim.

"Günaydın, uykucu tilki"

Uyku sersemi haliyle başını sallamıştı, uykulu halleri çok tatlıydı.O kadar tatlıydı ki ne zamandan beri gülümsediğimin farkında değildim.Aşağı indiğimizde Jeong'a koltuğun karşısına geçip televizyon izleyebileceğini söylediğimde beni onaylayıp kumandayı aldı.Koruma yanıma gelip konuşmaya başlayınca ona döndüm.

"Efendim babanız küçük efendiyi öğrendiği için yola çıkmış buraya geliyormuş."

Duyduklarımla duraksatmıştım çünkü babamın ne tepki vereceğini kestiremiyordum kendime gelip televizyon izleyen Jeongin'in yanına adımladım.

"Jeongin,odana çık ve ben söyleyene kadar sakın aşağı inme itiraz istemiyorum."

İlk başta bana anlamsız bakışlar atmıştı fakat daha sonra başıyla beni onaylayıp yukarı çıktığında ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım.Babam birazdan burada olurdu ve kesinlikle Jeongin'den haberdar olmamalıydı.

-Jeongin'den-

Changbin bana odama çıkmamı söylediğinde çok da üzerinde durmamış ve odaya çıkmıştım yüksek ihtimalle işi ile ilgilidir çalışmak için sessizliğe ihtiyacı vardır diye düşünüyorum.

Aradan belli bir zaman geçtikten sonra cidden sıkılmıştım bu küçük odada yapacak hiçbirşey yoktu.Sonunda üzerine susuzlukda eklenince aşağı inme kararına vardım sonuçta çalışıyordu sessizce inip su içsem ne gibi bir zararım dokunabilirdi ki? diye düşünüp merdivenlere yöneldim.

Merdivenin başındayken Changbin'in sesini duymamla duraksadım.

"Hayır baba yok öyle birsey herzamanki gibi söylentilerden ibaret ne işim olur benim küçücük çocukla."

Baba mı dedi o? Changbin'in babası burdaydı demekki bu yüzden beni inmemem için tembihlemişti.Ama şöylede bir gerçek vardı ki babasını çok merak ediyordum ne olurdu sanki merdivenin başından biraz baksam ruhları duymazdı.

Merak duygusu yine baskın gelince merdivenin başından kafamı uzatıp bakmaya başladım ama buradan gözükmüyordu ki sadece seslerini duyabiliyordum.Birkaç basamak indiğimde sonunda sırtı bana dönük olan Changbin'i ve onun karşısında yüzü bana dönük olan konuşmalarından anladığım kadarıyla babasını görmüştüm.Babası o kadar ciddi duruyordu ki burdan gerilmiştim.Tam tekrar merdivenden çıkmaya yönelicektim ki Changbin'in babası bu tarafa doğru baktı.Kahretsin niye aşağı iniyorsun aptal Jeong.

"Changbin!? buda ne demek oluyor."

Babasının fazla yüksek çıkan sesiyle Changbin arkasını dönmüştü,döndüğü anda göz göze gelmiştik sinirlendiğini bakışlarından anlayabiliyordum ve bu ürkmeme neden oluyordu.

"Yukarı çık!"

Fazla çıkan sesiyle korkup tam yukarı çıkıcaktım ki babasının sesiyle duraksayıp tekrar onlara döndüm.

"Hayır hemen şimdi buraya gel"

Changbin'e döndüğümde sadece bana baktığını gördüm babasına karşı gelmeyince mecburen yanlarına doğru adımladım.Babası Changbin'e, Changbin ise bana öldürecekmiş gibi bakıyordu benim korkudan sesim çıkmazken babası bağırmaya başladı.

"Changbin bu da ne demek oluyor!"

Bağırmasıyla iyice olduğum yerde küçülmüştüm.

Küçük Tilki/JeongbinWhere stories live. Discover now