16.

18.4K 542 60
                                    

Hoşgeldinizz öncelikle 1.36 K. olduk kısa bir süre de hepinize teşekkür ederim<3

Bu bölüm daha çok Gaye ve Deniz (Yare'nin abisi) ile ilgili:)

O zamaan

Keyifli Okumalar♡

Deniz'in Anlatımından...

Rüzgarda uçuşan altın sarısı saçlar ne kadar güzel olduklarının farkında değildi.
"Ne yapacaksın peki?" Dedim sıkıntılı sesle.
Omuz silkti. "Bilmiyorum bilmiyorum ama kafayı yemek üzereyim." Ellerini şakağına koydu ve ovuşturdu. Üvey babası onu ilk boş bulduğu anda pezevengin birisi ile evlendirecekti.

"İstanbul'a gidelim." Kafamda tam anlamı ile bir plan olmadan söylemiştim ama şuan en mantıklısı buydu.
Yerde diktiği gözlerini yüzüme çevirdi.
"Ne?" Dedi anlamayan gözlerle. Dudaklarımı ıslattım ve nefesimi verdim. Kucağında ki ellerini ellerimin içine aldım. Ona ilk defa dokunuşmdu.

"Evlenelim...yani bak eeee...birisi ile evlenirsen onlar sana dokunamaz. Çünkü evlisin, ayriyetten seni korumam daha kolay olur eşim olarak gözüktüğün için." Bir kaç dakika ikimizde sessizce birbirimize baktık. Mavi gözleri ne yapacağını bilemez şekilde bana bakıyordu. Yutkundum.

Her şeyin en güzelini hak ederken yaşadıkları hiç adil değildi. Ve ben onu kurtarıcaktım.

"Ama bu senin için çok büyük bir şey. Ailen, çevren ne diyecek? Yok olmaz ben sana daha fazla yük olamam." Baş parmağım bileğini okşadı. Deterjandan tahriş olmuş ellerine baktım. Sürekli çalışıyordu. Hayatım her zaman çok rahat olmuştu. Her şeyden önce ben düşünülürdüm her şeyim hazır olurdu. Yani kolaylıklar içindeydim.

Şimdi altın sarısı saçlı kızın ne kadar güçlü olduğunu görmek kendimi küçük hissettiriyordu. O gerçekten çok güçlüydü.

"Gaye sen evet de gerisini bana bırak. Ailem bu yaptığım için bana tepki göstermez aksine yardımcı olur. Sen evet de ben bu gece İstanbul'da olmamızı sağlarım. Bir süre en azından ortalık sakinleşene kadar benim yanımda olursun. Sonra...yeni bir hayat kurarsın." Boynuma dolanan kolları ile şaşırsam da belini sımsıkı sardım. Kokusu burnuma nüfuz ederken gözlerimi kapattım.

Bir koku böylesine cenneti yaşatabilirmiş.

"Gidelim."

***
Yare'nin Anlatımından...

Annem telaşla valiz hazırlarken ne yapacağımı bilemez bir şekilde onu izliyordum. Abim müthiş bombayı telefonla haberdar edip havalimanına gidiyordu. Daha doğrusu gidiyorlardı.
Annemlerde başlarına bir şey gelmemesi için iki saat sonraya uçak bileti almışlardı.

"Yare? Sen nasıl tek kalacaksın burda?" Bende ilk başta gelmeyi teklif etmiştim ama abim kesin bir dille reddetmişti. Onun yüzünden tatilimin mahvolmasını istemiyordu. O öyle demişti. Ellerimi arkamda birleştirdim. Onlar gittikten sonra Baran gelecekti. Ayarlamıştık.
Ama anneme bunu söylersem şu sıkışıklılıkta Baran'ı garipserdi.

"Bulem gelecek annecim." Onaylar anlamda kafasını salladı ve valizleri doldurmaya devam etti.

"Abim şimdi evlenecek mi?" Dedim yatağının üzerine otururken. Annem güldü. "Sahte bir evlilik kızım, yani sadece gidip evet diyecekler." İnanamayarak bende güldüm. Abimin hala böyle bir şey yaptığına inanamıyordum. Çünkü o rahat bir çocuktu. Biraz da şımarık gibi.

Bu kadar ağır bir olayı üstleneceğini tahmin etmiyordum.

Yatak odasının kapısı babam tarafından açıldı. Ayağa kalkıp ona sarıldım.
"Sende biz burdayken bir tane oğlanı sevip evlenme güzel kızım." Dalga ile söylediği şeye hepimiz kahkaha atarken muzip tavırla babama baktım. Kızın çoktan birisini sevmişti baba..

"Hadi canım çıkalım trafik var." Anneme yardım etmeye koyulunca onları odada baş başa bırakıp bahçeye çıktım.

Yarım saat sonra evde tek başıma kalmıştım. Dün akşam Baran'dan sonra Bulem'lere geçmiştim. Baran sonradan mesaj atmış ve Nida'nın yalan söylediğini gerçekten fark edip onu postalamıştı. İşlerin bu kadar erken yoluna girmesini beklemiyordum.

Kapı zili ile hızlıca içeri girdim. Baran gelmişti. Kapıyı açtığımda yüzü gözü yara olmuş bir Baran beklemiyordum tabi ki.
"Bu halin ne?" Diyerek bileğinden içeri çektim ve ellerini yüzünde dolandırdım. Kaşı, dudağı patlamış ve elmacık kemiği hafifçe morarmıştı.

Ben telaşlı gözlerle yüzüne bakarken o ise sırıtıyordu.
"Psikopat ne gülüyorsun?" Dedim üzülerek. Ellerini belime koyup kendisine çekti.
"Gece olaylı geçti biraz. Bir şey olmaz bebeğim." Dedi ve yanağımı öptü. Kollarımı ona sardım ve başımı geriye atıp boynumu öpmesini sağladım.

O gelicek birlikte yemek yeriz diye yemek yememiştim ve açtım. Kafasını boynumdan kaldırdı ve gülümseyerek bana baktı. Gülüşü gülümsemesi çok güzeldi. Hafif gamzesi de çıkıyordu.
"Çok açım sipariş verelim mi?" Dedim sızlanarak. Bunları söylerken hala yüzünde ki yaraları incelemekle meşguldüm. Pasuman yapabileceğim bir şey yoktu çünkü kendisi halletmişti.

"Ne istersin?" Oturma odasına geçip L koltuğa kurulmuştuk. Omuz silktim tam olarak benimde bir fikrim yoktu.
Biraz düşündükten sonra pizzaya karar kılarak sipariş verdik. Güneş batmak üzereydi ve eve çok güzel ışık vuruyordu. Estetik görüntü hoşuma giderken Baran'ın dizine yatıp koltuğa uzandım. Eli saçlarıma giderken memnuniyetle gülümsedim.

"Abim olayı hakkında ne düşünüyorsun, sence iyi bir fikir miydi?" Sessizliğimizi bozarak aklımda ki sorulara yanıt gelmesi adına konuştum.
"Abinin üstesinden geleceğine eminim, o kızı çok seviyor belli. Yoksa Deniz'i hiç bir kuvvet bunu yaptıramaz." Sonlara doğru alay barındıran sesi ile kıkırdadım ve başımı ona çevirdim.

Baran'ı çok seviyordum. Her an ona dokunmak, öpmek, sevmek istiyordum. Sanırım dünyada ki en güzel hislerden birisi de sevmek ve sevilmekti. Birisinin size değer verdiğini bilmek inanılmaz bir şeydi.

"Ne düşünüyorsun sarışın?" Gözlerim yüzüne dalıp gittiği için sesiyle irkildim.
"Hiç öyle bir şey yok." Mırıltılar çıkartıp yüzüme eğildi. Dudaklarımızı birleştirirken kucağında yattığım için yan bir şekilde öpüyordu.

Alt dudağımı emdi ve ısırdı bu hareket her defasında çok güzel hissettiriyordu. Eli kendime çektiğim bacaklarımı buldu ve bacaklarımı birbirinden ayırarak bacağımın iç tarafını okşamaya başladı.
İnleyerek dudağını ısırdım ve dilimi dudaklarında gezdirdim.

Kapı zili odayı doldururken dudaklarımız ayrıldı. Ben nefes nefese kalmışken o ise normaldi. Kaşlarımı çatarak bunu anlamaya çalıştım. Nefesimi kuvvetliydi neydi.
"Pizza gelmiştir ben bakarım." Diyerek başımı tuttu. Onun beni kaldırmasına fırsat vermeden ben çoktan kalkmıştım.

"Baran bahçede yiyelim mi?" Kapıyı kapatıp elinde ki kutularla bana bakan Baran kafasını salladı. Bahçeye çıkıp çimlere oturduk. Koltuklar vardı ama yerde oturmak daha güzeldi.

Elinde ki pizza diliminden ısırık alacakken kaşlarını çattı ve pizzayı kutuya koyup ayağa kalktı. Biraz uzağımız da ki pufu eline almış getiriyordu.
"Zaten kısa giyiniyorsun öyle oturma yere böcek falan ısırır." Gülerek pufa oturdum.
"Kısa giyinmemeden rahatsız mısın?" Gerçi olup olmaması bir şeyi değiştirmezdi herkes istediğini giyebilir.

"Hayır giydiklerin hem çok yakışıyor. Hem de bakan ya da rahatsız eden olursa ben en iyi şekilde onlarla da ilgilenirim." Gülerek ona öpücük attım.

.
.
.
.
Selamlar! Bayram yaklaşıyorr en sevdiğim zamanlar wkdkwkd.
Seviyorum hepinizi♡

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now