0.5

389 37 72
                                    

selamlarrr
buraya da epeydir gelememişiz, geldim hoşgeldim. bebek ayberimiz ve atlas'ımız için oy verip yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar dilerim 🔮

gözlerini yavaş yavaş aralayıp uyandığında yanında uyumaya devam eden atlas'ın kumral saçlarını sevip öptü yanından kalkmadan önce. gece lambasının loş ışığının vurduğu saçlarındaki kızıla çalan tutamlar her geçen gün belirginleşirken büyüdükçe abisine daha çok benziyordu.

esneyip gerneşerek kapıdan çıktığında berk'in gelmiş olduğunu ışığı yanık mutfaktan anlamıştı. oraya girdiğinde de haşladığı patatesleri ezen kızıl çocuğun yemek hazırlıyor oluşu çok sevimli gelmişti gözüne.

"günaydın."

"günaydın." diyerek karşılık verdi çocuğa. "atlas'la uyuyakalmışız, sorun olmamıştır senin için umarım."

"hayır, hayır. tabi ki sorun olmadı rahatına bak. hatta çok tatlı uyuyordunuz."

kıza dönük konuşmasının ardından gülümsemişlerdi sessizce. berk yeniden yemeğe döndüğünde yanına yaklaştı aybike.

"ne yapıyorsun?"

"kumpir."

"hiii, çok severim."

"umarım beğenirsin o zaman."

"bakacağız."

tekrar kıza gülümsediğinde önüne döndü. niye heyecanlanmıştı yine? konuyu değiştirmesi lazımdı.

"atlas yaramazlık yapmadı değil mi, üzmedi seni?"

"hayır hayır, tabi ki üzmedi. üzer mi o beni hiç? çok usluydu."

"iyi, sevindim. çok sağ ol tekrardan aybike. gerçekten atlas'ı nereye bırakacağımı bilmiyordum."

"sorun değil berk, atlas'ı ne kadar sevdiğimi biliyorsun zaten. o da beni çok seviyor. anlaşıyoruz."

berk birkaç saniye durup genç kızın gözlerinin içine baktığında bakışlarını kaçırdı kız.

"ne?"

"hiç. hiçbir şey."

kendini toparlaması gerektiğini düşünüyordu çünkü birden bire neden böyle davranmaya başladığını bilmiyordu. aybike ise önündeki patateslere dönen berk'i izliyordu. atlas'la uyurlarken odaya geldiğinde dediğini duymuştu. tam bir prensessin demişti berk, belli belirsiz duymuştu bunu ama rüyada mı gerçekte mi duyduğundan emin değildi. sonunda berk ona döndüğünde onu izlerken yakalanmış gibi hissedip çok utanmıştı.

"tuzu uzatır mısın aybike?"

"tabi, tabi uzatayım."

tuzluğu çocuğa verirken eline değen teni ikisini de heyecanlandırmıştı.

çektiği kendi elini istemsizce tuttuğunda geri çekildi birazcık.

"yardım edeyim mi ben de?"

aybike'nin tabağını hazırlarken atlas'ın tabağını da kıza uzattı. göz kırptığında aybike'nin gülümsemesi hafifçe solduğunda dudağının içini ısırdı.

kalp atışlarını kontrol etmeyi öğrenmek zorundaydı yoksa bir daha komşusunun evine gelemeyecekti.

birlikte pek fazla konuşmadan yemeğin hazırlığını bitirirlerken tabağından bir kaşık almadan edemedi aybike. gerçekten çok güzel yapmıştı berk yemeği.

"mmh, müthiş bir şey olmuş berk bu ya."

"beğendin mi?"

"bayıldım."

kitap ağacı | ayberWhere stories live. Discover now