BÖLÜM 2 - AŞK İKSİRİ

10 3 0
                                    


taehyun'u beğeniyordum. bunu fark edeli çok uzun zaman olmamıştı. onu ilk gördüğümde sanki ayaklarım yere çivileniyormuş ve hiçbir kuvvet beni oradan çıkartamayacakmış gibiydi. onun saat dükkanı vardı. dedesi vefat edince mecbur olarak kendisi işletiyordu dükkanı. sağanak yağmurun altında, annemin tersten akan saatini düzeltmek için götürdüğümde o minik dükkanı ilk kez gördüm. benim için büyük bir nimetti orayı fark etmek. saati cebimden çıkarıp tezgaha koyduğumda odasından çıktı, dükkanı kapatmaya hazırlanıyordu belli ki. saatime doğru kafasını eğdi. hala göz teması kurmamıştık. tamir etmeye karar verdiğinde şapkasını kafasından indirdi, saçları şapkadan ayrılmak istememişti. bana döndüğünde melekleri andıran yüzünü gördüm. keşke, dedim, keşke bütün saatlerim teker teker bozulsa da onu tekrar görebilsem, ve gerçekten de böyle oldu. şansıma saatlerimi sakladığım kutum en üst raftan kendini attı. nazar işte.

"aşk mı? hayatım, silah olarak doğru bir seçim. yine de sevimli küçük fikirlerini takdir ediyorum. birini sevmek seni kolay hedef yapar," çekmeceden çıkardığı minik şişeyi masanın üstüne yerleştirdi "böyle ağır bir yükü kaldırabileceğinden emin misin?" aradığım şey aşk iksiri miydi emin değilim. ona aşık mıydım? yoksa sadece mâsumane bir hoşlantı mı tam olarak karar veremedim. hayır, kesinlikle bununla devam edecektim. bu karşılıksız enerji sarfının aynısını o da çeksin istedim. taehyun acı çeksin istedim.

elim deli gibi titriyordu. taehyun'un bana söylediği sözleri hatırladığımda birkaç bozukluğu tezgaha koyup şişeyi kaptım. şişenin üstünde pembe bir fiyonk vardı. "bununla ne yapmam lazım?"

"koklaması dahi onu aşk sarhoşu edecektir. ancak sen emin olmak için içtiğinden emin ol." bunu içtiğini hayal edebiliyordum. o adem elmasının şişeyi kafasına dikerken aşağı inip yukarı çıkması şeytanice gelmişti. bunu kendisi istedi. kendini cadı olarak tanıtan kadına iyi günler dileyip garip dükkandan dışarı adımladım. şişeye gülümsüyordum. belki intikamım düşündüğümden daha lezzetli olacaktı böylece. bir kere olsun o donuk bakışlarından yaşlar süzülsün istiyordum.

evime koşarak iki dakikada bir ıhlamur demleyip bir termosa doldurdum. iksirin ilk birkaç damlasını, ardından sözde kazayla tüm şişeyi içine döktüm ve kanıtı gizlercesine şişeyi çöpe fırlattım. gururla kapağını kapatıp yola çıktım. taehyun'dan özür dileyecektim. sonra bu şeytan kanını içirtecektim. bu intikamımdan sonra taehyun'la iletişimimi tamamiyle kesmek için fransa'dan yunanistan'a kaçacaktım. bundan sonra taehyun ne yapsa nafile, asla göz göze gelmeyecektik.

KUĞU TUYUYLE YAZILDI KADERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin