6.5

2.4K 182 25
                                    

Ahu Özata

Şükürler olsun dediğim bir gündü bugün.

En güzel elbisemi giymiş, saçlarımı hafifçe dalgalandırmış, bana en çok yakışan renklerle de makyajımı yapmıştım. Çünkü Cengiz'in yanına gidiyordum.

Manisa'da, o eve dönmeden önce, baş başa geçireceğimiz bir akşam olacaktı. Öyle hevesliydim ve Cengiz'e sarılmayı öyle çok özlemiştim ki resmen içim kaynıyordu. Midemin üst kısmında bir ağrı vardı, bu ağrının bedenime verdiği hissiyat ise baldan tatlıydı.

Cengiz'in ailesi bugün İzmir'e dönmüştü, yarim de yarın gideceği için otelde kalmaya devam ediyordu. Ben de heyecanım biraz daha yatışsın diye yarım saatlik yolu yürümeye karar vermiştim, aklımı dağıtması için de yanık arkadaşımı arayacaktım. Dünkü söyledikleri benim de güncel sorunlarıma ayna tuttuğu için son durumu merak ediyordum.

Telefon birkaç çalıştan sonra açılınca "Nisan?" dedim, o da "Efendim bebeğim," diye karşılık verdi. Sesi iyi gelmişti kulağıma, dünkü kadar agresif değildi sanki. "Dün kapattık ya, aklım sende kaldı."

Arkadaşım "O kadar stresin içinde beni düşünmeyi nasıl başarabildin Ahu? Helal olsun," dediğinde güldüm ve "Düşünürüm ben," dedim. "Anlat bakalım ne yaptın telefonu kapatınca?"

Nisan önce derin bir iç çekti, sonra da "Bardağın dolu tarafından bakmaya karar verdim Ahu," dedi. "Nasıl yani?" diye sordum, bu olayın pozitif tarafı neydi ben de merak etmiştim açıkçası. Cengiz'in başka kızları tatmin etme becerisi kulağıma gelse kıskançlıktan serum yeme potansiyeli görüyordum kendimde.

"Durdum düşündüm," dedi önce. "Ben bu çocukla ciddi düşünüyor gibiyim, yani bu ne demek?" diye beni sohbete dahil etmeye çalıştığında "Evleneceksiniz demek?" tahmininde bulundum. Allah'tan doğruydu da Nisan'dan azar yememiştim. Tersi pisti.

"Evleneceğim insanın beni sürekli tatmin edecek olması, söz geçiremediğim bedenime baya iyi geldi."

"Oha Nisan," dedim, hem şaşırmıştım hem de gülüyordum. "Kızım kıskanmayacak kadar azdın mı gerçekten? Valla şok oluyorum."

Nisan "Hiçbir erkeği kıskanmam Ahu, ilişkide önemli olan ben ve bedenimdir," derken sesinde buram buram yalan vardı. Acaba kendine ne zaman itiraf edecekti?

"Anladım, Batuhan'la konuşmadın değil mi bu konuyu?" diye sorduğumda arkadaşım, "Yoo konuştum," dedi, beni de büyük bir merakın tam orta yerine iteklemiş oldu. Midemin üstündeki tatlı ağrının yerini değişik bir his almış, biraz hafiflemişti sanki. "Harbi mi? Ne söyledi?"

"Günübirlik ilişkilerin çok mu oldu diye sordum," diyen arkadaşım, "Eğer cevabı evet olsaydı terk edecektim bu arada," detayı geçtiğinde "Neden?" demekten kendimi alamamıştım.

"Günübirlik ilişkiler benim sindirebileceğim işler değil Ahu," Nisan'ın söylediğini anlayabiliyordum, zaten bir sonraki cümlesiyle beynimden geçenleri bir çırpıda okumuştu. "Birine karşı duygularının olması ve ona karşı koyamayıp sevişmek farklı, sırf şehvet için bu işi yapmak ayrı. Tamamen zihniyet meselesi olarak görüyorum, bunu kabullenebilmek de benim adıma fazla zor."

"Katılıyorum," dedim arkadaşıma. "İki kişiye ait olan bu özel anı basite indirgemiş olacak beyninde, bana da ters."

"Aynen, neyse ki ben ona günübirlik ilişkiler hakkındaki tutumumu söylemeden hiç kimseyle günübirlik bir deneyemim olmadı dedi. Hayatına giren kızlarla birlikte olmuş genelde."

Nisan bu açıklamayı bana yaparken biraz modu düşmüştü, ne kadar olumlu tarafından bakıyorum dese de bu onun ilk ilişkisiydi. Kendini Batuhan için sıradan görmesine bile sebebiyet verme ihtimali vardı. "Tedirgin misin?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 03, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ahu ile CengizWhere stories live. Discover now