11. Şarkı

23 9 0
                                    

Herkese merhaba tekrardan umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur, beğenmediğini yer olursa da lütfen söyleyinnn..

----

Günün geri kalanında kalan bir kaç işimi hallettim. Ama bunları yaparken de hâlâ Kenan'a ne cevap vereceğimi düşünüyordum, telefonumu elime aldım ve mesajlar bölümüne girdim. Ve bana gelen mesajla kaşlarımı çattım.

Baran: Bu gece davet var benimle geleceksin.

Laila: Tamam, ne zaman?

Baran: 40 dakikaya seni alırım.

Laila: Tamam.

40 dakika süper zaten benim ışık hızında hazırlanma yeteneğim olduğu için hiç sorun değil(!)

Yavaş adımlarla giyinme odasına girdim ve bütün elbiselerime tekrar tekrar baktım ve en son siyah elbiselerimden birini giymeye karar verdim.

elbiseye tekrardan baktım ve yeterince şık ve zarif olduğuna karar verdim. Ayakkabı olarak da düz siyah bir topuklu seçtim. Bunları seçmemin 15 dakikamı alacağını tahmin etmemiştim ve şuan kalan 25 dakikada nasıl saçımı ve makyajımı yapacağımı düşünüyordum.

"Burada ayakta dikilip düşünmek yerine makyajına ve saçına başlamaya ne dersin Laila?"

"Çok mantıklı ama ne yapacağım hakkında bir fikrim yok sevgili beynim."

"25 dakikada en fazla ne yapabilirsin sence."

"Baran efendi önceden söyleseydi bunlar başımıza gelmeyecekti sevgili beynim."

"Kabul etmeseydin o zaman Laila."

Eğer biraz daha beynimle konuşursam kesinlikle kafayı sıyıracaktım ama çok zevkli herkes denemeli. En azından tek ben sıyırmam.

Makyaj masama oturdum ve 10 dakikada yapabileceğim en güzel makyajı yaptım. Sadece kırmızı ruj sürdüm, rimel sürdüm ve kapatıcı kullandım ha bir de sürme çektim; bence 10 dakika için iyiydi sonra saçıma geçtim. Saçlarım uzun olduğu için 15 dakika yeterli miydi? Emin değilim. Perçemlerim güzel bir fön çektim ve kalan saçıma da çektim, sonra kalan saçın yarısını toplayarak yarım at kuyruğu tarzı bir şey yaptım.

O sırada aklıma gelen fikir beni bir anlığına durdurdu salak gibi telaş yapacağıma arabada da makyajımı yapabilirdim, aslında zeki bir insanım ama fikirler geç yükleniyor.

Saçımın topladığım kısmıyla da yapabildiğim en güzel topuzu yapmaya çalıştım, tam son tel tokayı da saçıma takacakken telefonuma bildirim geldi. Tel tokaya taktım ve telefonu da elime aldım.

Baran: Aşağıdayım, gel hadi.

Mesajı okudum ve çantamın içine telefonumu atıp odadan çıktım. Son kez koridordaki aynaya baktım ve kendime onay verip evden çıktım, Baran arabanın içinde beni bekliyordu. Kapıyı açtım ve şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum. "Nasılsın?" Diye sordu Baran arabayı çalıştırırken. "Fena değil sen?" Diye sordum. "Bende de durumlar fena değil," dedi. Yol boyunca iş hakkında bir şeyler konuştuk daha doğrusu yolun yarısı. Ondan sonra Baran'a baktım. Onunla üniversitede tanışmıştık ve üniversite de nerdeyse hayatıma kıyacak bir psikolojideydim ve bana yardım etmişi. Daha doğrusu geçmişimi unutturmuştu ve bu bana iyi gelmişti.

Davet yerine geldiğimiz de arabadan indik ve Baran anahtarı valeye verdi ve içeri girdik.

Sohbet eden insanlar ve abartının abartısı elbiselerin olduğu salona baktım. Baran kolunu bana doğru uzattığında yavaşça koluna girdim ve ikimizde bir masaya ilerlemeye başladık. Masadakilerle selamlaştıktan sonra etrafa bakmaya başladım. Baran masadaki başka bir kadınla konuşuyordu. Başımı geriye attım ve öylece durdum. Sonra tanıdık bir ses "Merhaba," dedi ve yüksek ihtimalle Baran'ın tanıdığıdır diye gelen erkek sesine bakmadım. "Merhaba," dedi Baran ve aklıma gelen ihtimal doğrulandı. "Ablanızın geleceğini ummuştum, otursanıza," dedi Baran ve ondan sonra sandalye çekme sesi geldi. "Ablamın işi çıktığı için gelemedi ama saygısızlık yapmak istemediği için onun yerine benim katılmamı istedi," dedi erkek sesi. Sonra masaya bir tane garson geldi ve içecek olduğunu tahmin ettim şeyleri masaya bırakıp gitti.

İskambil MaçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin