Tanıtım

960 69 69
                                    

Sizleri çok ayrı bir evrene sürüklemeye geldiiim! Biraz Infernum'u andıran fakat aslında çok büyük farklara sahip bir evren, asla özgüvensiz olmayan bir uke ve green flag bir seme ile bol kaoslu fakat tatlı ilişkili bir seri var elimizde. Çok fazla uzatmadan sizleri sürükleyici olduğuna dair söz verdiğim hikayeme davet ediyorum. Tanrıların ve olağanüstü varlıkların cirit attığı hikayeme hoş geldiniz!

Medya şarkısı hikayeye ismini veren ve benden hikaye öncesi sizlere ithal edilen Blackbriar- Fractured Fairytale

Başladığınız günü buraya yazmayı unutmayıın~

--

Tanıtım

Kaos evreni.

İnsanlarla direkt bağlantıya girebilen fakat asla onların fani gözleri tarafından görülmeyen varlıkların yaşadığı bir evrendi burası. Dünyadan çok daha büyülü, çok daha güzel fakat çok daha kanlıydı bu evrenin gezegenleri. Gezegenlerin canlıları birbirine düşman, savaş çıkarmak için gün sayan varlıklardan ibaretti. Asla bir araya gelmezler, geldikleri her seferinde ise tüm gezegenleri saran kan ve vahşetle dolu savaşlara kucak açmış olurlardı.

Bu evrende bulunan gezegenler dört adetti. Her gezegenin kendine ait kuralları, sadece o gezegende yaşayan canlıları, doğası ve varlıkları vardı. Bir gezegende yaşayan canlılar diğer gezegene ancak ve ancak savaş çıkması durumunda gidebilirdi.

Domus Dei, Tanrı'nın eviydi. Cennet ve cehennemin kutsal varlıkları burada yaşar, kendi Tanrı'larının izinden giderlerdi. Sayısı en az fakat en güçlü canlıların yaşadığı gezegen burasıydı. Yüzyıllardan beri yaşayan büyük melekler, onların çocukları, onların çocukları diyerek çoğalan meleklerin sayısına artı olarak şeytanların soyu da şeytanları oluşturmuştu. Büyük güçlere sahip ve safkan olan melek ve şeytanlar yüzyıllar boyunca yaşayabilir, daha düşük soydan gelenleri ise beş yüz yaşını anca görebilirdi. Toprakları cennet, cehennem ve araf olarak üçe ayrılsa ve birbirinden tamamen farklı olsalar da bu gezegendeki tüm canlılar barış içinde yaşıyordu. Ayrıca Dünya'da yaşayan insanlarla iletişim görevini sağlamaktan sorumlu gezegen de Domus Dei'ydi. İnsan dünyasında yaşanan gelişmeleri kendi gezegenlerine ve diğer gezegenlere duyurma işini kendileri yüklenmişlerdi.

Olympus, tüm gezegende adını duyuran ana tanrılar ve onların soyundan oluşan bir gezegendi. Demos Dei'nin tam aksine kendi içinde bile çok fazla soruna sahip ve sürekli olarak iç savaş yaşayan bu gezegen, geçirilen sakin günlerinin azlığı ile bilinirdi. Tanrılar ve çocukları sık sık kendi içlerinde çatışmalar yaşar fakat savaş bittikten sonra hiçbir şey olmamış gibi birbirleriyle iletişimlerini sürdürmeye devam ederlerdi. Ayrıca Olympus, kendi içinde melezleri ve diğer gezegenlerden canlıları barındıran tek gezegendi. Farklı gezegenlerden canlılarla Olympus gezegeninin canlıları arasında gerçekleşen birliktelikler sonucu gözlerini açan bebek melezler için bu gezegende özel bir bölge yapılmıştı ve canlılar orada diğer her yerden soyutlanarak hayatlarını sürdürerek yaşıyordu. Bu durum, çapkınlıklarıyla bilinen Olympus halkının yerine getirmesi gereken bir sorumluluk olarak görülüyordu.

Sonum Naturae, en çok farklı ve oraya ait türden canlının yaşadığı gezegendi. Tamamı yeşil ormanlar ve verimli su kaynaklarıyla dolu olan bu gezegende doğanın değerli varlıkları yer alıyordu. Farklı türlerden periler, deniz kızları-erkekleri, ejderhalar gibi doğaüstü varlıklarla, türlü türlü hayvanların melezleri ve daha birçok farklı doğa canlısı bu gezegende yer alıyordu. Gezegendeki her canlının kendine ait bölgesi bulunuyor olsa da hepsi birbiriyle uyum içinde hayatlarını sürdürürdü. Bu gezegenin en önemli özelliği çoğu canlının dünya gezegenine göre düşünüldüğünde hayvan türlerinden oluşuyor olmasıydı. Periler, kurt adamlar/kadınlar, cinler, şekil değiştirebilen deniz kız/erkekleri, ejderhalar ve gumiho harici gezegende yaşayan canlıların hepsi kendi hayvani içgüdülerine sahip canlılardan oluşuyordu. Kendilerine bulaşılmadığı sürece barışçıl doğalarıyla bilinen Sonum Naturae gezegeni canlıları, ayrıca diğer gezegenlerle en sık iletişim kurabilen gezegen olarak da bilinirdi. Barışçıl ve sakin yapıları nedeniyle diğer gezegenlerden herhangi bir çıkar göz etmeksizin yaşamlarını sürdürüyor olmalarının da bunda büyük bir katkısı bulunmaktaydı.

Damnatorum, lanetli topraklarıyla bilinirdi. Gezegende bulunan canlıların hepsi lanetli ve kötü niyetli canlılardan oluşuyordu. Vampirler, cadılar, kara büyücüler, suikastçılar, sirenler, düşmüş melek ve şeytanlar ve kovulmuş Olympos canlıları gibi canlıların hepsi bu gezegende yaşamaktaydı. Zehirli havası, çürüklerle dolu kurak toprakları ve solgun ormanları sadece burada yaşayan canlıların barınabileceği türdendi. Olympos gibi kendi içinde çok sık savaş çıkan bir gezegen olsa da bu savaşlar çok daha sessiz, çok daha acı verici geçerdi. Diğer gezegenlerden kötü niyetli canlılar da bu gezegene yollanırdı. Buranın asıl canlıları hariç diğer gezegenlerden gelenlerin de çok fazla olması nedeniyle Olympos'tan sonra en kalabalık nüfusa sahip gezegen de Damnatorum'du. Farklı gezegenlerle iletişimi sınırlı ve kendi içinde bir gezegen olmak zorunda bırakılmışlardı. Verimsiz arazileri nedeniyle gerekli yiyecek cadılar, kara büyücüler ve büyülü periler tarafından büyüyle elde edilir ve kendi içlerinde yaptıkları bir antlaşma sayesinde normal fiyatlarda diğer canlılarla paylaşılırdı. Gezegendeki tüm yiyecekler, bitkiler ve doğa öğeleri yapaydı.

Bu dört gezegen, arada insan gezegeninde yaşadıkları karşılaşmalar ve gezegenler arası antlaşmalar için yapılan ziyaretler harici hiç karşılaşmazken bir gün dört büyük lider iki yıl boyunca sık sık gerçekleştirilen toplantılar sonucunda bir karara varmıştı. Artık aralarındaki bu derin ayrılık bitecek, soyun devamını sağlayacak olan genç nesiller birbirleriyle kaynaştırılacaktı. Verilen kararın en büyük nedeniyse sürekli dört gezegen arasında çıkabilme ihtimali olan savaşların sonucunda yaşanacak ölümlerin liderlerin omuzlarında yarattığı yüktü. Zaten kendi içlerinde de sürekli çatışma yaşayan Olympus ve Damnatorum gezegenlerinin liderleri içinse bu antlaşma altın tepside sunulmuş bir teklif gibiydi çünkü kendi iç savaşlarını halledemiyorken gezegenler arası çıkacak bir savaşı bile düşünmek istemiyorlardı. Bu görüşmeler sonucunda liderler tüm halktan gizli bir anlaşmaya imza atmıştı.

Dört gezegenin de genç soy liderleri, herkes için en uygun gezegen olan Olympos'un genç soy liderinin evinde uzun süreli bir misafirliğe yollanacaktı.

Bu haber genç soy liderlerinin hoşuna gitmeyecekti. Domus Dei liderleri Kim Taehyung ve Kim Yoohyeon kardeşleri, Olympus lideri Jeon Jungkook, Sonum Nature lideri Park Jimin ve Damnatorum liderleri Min Yoongi ve Kim Minji onlara bu haber geldiğinde başlarına sadece birbirleriyle iyi anlaşmaktan çok daha büyük dertlerin açıldığının henüz farkında değillerdi.

--

Evet, yine yazdım bir şeyler ama nereye gidiyoruz inanın ben de bilmiyorum sakldhsajkdsa Bol kaoslu, bol kargaşalı, bol gerilimli ve bol yüksek tansiyonlu bir seriyle geldim sizlere. Şu anlık elimde 8 bölüm var ama 15 bölüm biriktirene kadar 1. bölümü paylaşma planım yok, en azından şu anlık. Eğer siz bu bölüme beklediğim kadar ilgi gösterirseniz 15 bölüm yazmayı beklemeden bölümleri yayınlamaya başlayabilirim. Yani bu tamamen size bağlı şu anda askldjslak 

Aslında tanıtımı ben birinci bölümü yayınlayana kadar sizler kurguyu ufaktan öğrenin diye paylaştım. Tek umudum bu sefer de yarıda bırakmadan sonuna kadar götürebileceğim bir seri yazabilmek. Bu süreçte sizlerin desteğine çok fazla ihtiyacım olduğunu unutmayın lütfen. Birlikte birden fazla gezegen gezip eğlenelim muah

Anladığınız üzere tamamen farklı bir evren ama şu an yaşadığımız yüzyılda geçiyor. İnsan dünyası ile bağlantıları olduğu için insanların sahip olduğu şeylerin hepsine onlar da sahipler. Mesela uzaktaki biriyle konuşmak için iletişim kurma amaçlı büyü de kullanabilirler bizim kullandığımız telefonları da. Tabii telefonu tercih edeceklerini hiç sanmıyorum ama daha anlaşılır olması açısından verdim bu örneği. Yani onların da elektrikleri, duşları, arabaları, televizyonları gibi bizim hayatımızda kullandığımız şeyleri var. Bu konuyu şimdiden kesinleştirelim de sonradan sanki tarihi bir zamanda geçiyormuş gibi düşünmeyelim.

Seriye tamamen geçmeden önce tanıtım hakkındaki düşünceleriniz neler? Sizce bizleri neler bekliyor? 

Benden tanıtım için bu kadardı. Umarım herkesin beğeneceği bir hikâye olur. İlk bölümle birlikte herkesin  fotoğraflarını yavaş yavaş koyacağım, hiç merak etmeyin. Gelecek bölümde görüşmek üzere. 

Fractured Fairytale / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin