17- Truths

138 17 36
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

17. Bölüm

Oturduğum tahta sandalyede, ellerim ve ayaklarımın bağlı olmasını gram umursamadan karşımdaki kara büyücünün bir sik başardığını sanan sırıtan suratını izliyordum. Zihnimde rahatsız edici bir baskı vardı, nedeninin yine karşımdaki kişi olduğundan ise emindim.

Sinir bozukluğu ile derin bir nefes verip kafamı hafifçe yana doğru eğdim. Bir gariplik olduğunu sonunda fark etmiş olmalı ki onun da yüzündeki aptal sırıtışın yerini tedirginlik almaya başlamıştı. O sırada yeni fark ettiğim çenesinin sağından boynuna kadar ilerleyen ince yara izinden kan akmaya başladı. Bu ayrıntıyı görmezden gelerek yüzümü dümdüz bir ifadeye bürüdüm.

"Kafatasının içindeki beynin nasıl kullanacağını biliyorsan eğer," diye lafa başladım buz gibi bir sesle. "Bana zarar veremeyeceğini fark etmiş olmalısın." Sinirden boynumdan süzülüp yeşil tonlarındaki yeleğime aktığını hissettiğim lavların kaşındıran hissiyle gözlerim kısıldı. Bu yüz ifadem korkutucu gelmiş olmalı ki bir adım geriye attı. "Yani ya iplerimi kendi isteğinle çözersin ya da ben bir saniye bile sürmeden iplerle birlikte seni de yakarım. Tercih senin."

Sözlerimin üzerine kendine düşünmek için vakit bile vermeden ipleri çözmek için yaklaştığında gözlerimi devirdim.

Tüm geri zekalılar beni buluyordu.

Bu duruma nasıl geldiğimi düşünüyordum da kesinlikle beni kaçırdığını sanan aptalların peşine takılırken amacım çok daha eğlenceli ve dikkat çekici şeylerle karşılaşmaktı. Oysaki karşıma bir avuç benim unvanım harici hiçbir boku bilmeyen canlıları koymuşlardı. Baştan bilseydim asla bayılmış taklidi yaparak onlara ayak uydurmazdım.

Aslında her şey birkaç saat önce Yoohyeon, Yoongi ve benim merkeze gelmemiz ile başlamıştı. Yoongi'nin Jimin'in yaklaşan doğum günü nedeniyle almak istediği bir hediye vardı, Yoohyeon can sıkıntısından Minji'nin afrodizyak mumlarının bileşenlerini incelemeye çalışacak kadar delirdiği için artık dışarı çıkması gerekiyordu, benimse Yoongi ve Yoohyeon'u yalnız bırakarak Yoongi'ye eziyet çektiresim gelmemişti. Daha doğrusu melek kız vampiri her çıldırttığında elimde çekirdeğim ile keyif çatmak istiyordum.

Jungkook Olympos Sarayı'na rapor vermeye gitmişti. Biz buraya geleli tam bir ay olmuştu, onun görevi de bu bir ay boyunca neler yaptığımızın açıklamasını Zeus ve diğer tanrılara yapmasıydı. Gitmeyi o kadar istemiyordu ki sabah odama gelip yatağıma yatmış, dakikalarca küçük bir çocuk gibi mızıldanıp durmuştu. Dudaklarımdan, yanaklarımdan ve lav taşan izlerimden onlarca öpücük çalarak, onun söylediği şekilde, gitmek için güç toplamaya çalışmıştı. Neredeyse iki saate yakın bir süre boyunca beni sevdikten ve benim tarafımdan şımartıldıktan sonra suratını asarak evden çıkmış ve Olympos Sarayı'na doğru yola koyulmuştu.

Onun evde olmaması da aslında şu anda merkeze çıkmış olmamdaki bir diğer nedendi çünkü Jungkook olmadığında canım sıkılıyordu. En azından bugünü evde oturup Minji'nin "tavşan gibi çiftleşme" iksirini Jimin'in içmesi için kendini yerlere atmasını görerek göz zevkimi bozmamış olurdum. Başkalarının cinsel hayatına burnunu sokma konusunda aldığı zevkin kaynağını asla çözemiyor olsam da Jungkook ile beni her yan yana görüşünde yılanları andıran sinsi sırıtması ile bize bakmasına artık alışmıştım.

Merkezde öncelikle gözümüze çarpan birkaç butiğe girmiştik, sonrasında da takıcıları dolaşmıştık. Yoongi'nin aklında, bakıldığı gibi sadeliği ve güzelliği ile akıllara Jimin'i getirecek kadar özel bir şey bulmak olduğu ve bunu somut bir şeye dökme konusunda çok zorluk yaşadığı için bir süre sonra üçümüz de ayrılarak farklı yerlere bakmaya karar vermiştik çünkü böyle giderse bugün işimizi asla halledemezdik. Belki de Yoongi için tek başına çıkıp hediye araması daha iyi olurdu gerçi çünkü ben pek de alışveriş yapmayı seven biri sayılmazdım ve çok somurtuk duruyordum. Yoohyeon ise benim tersime öylesine bile olsa bir yerlerde gezmeyi sevdiği için bitmeyen enerjisi ile Yoongi'ye baygınlık geçirtmeye yemin edermiş gibi hoplayıp zıplamıştı.

Fractured Fairytale / VKookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora