GİRİŞ

19 4 0
                                    

 "Rana Hanım, üç dakika içinde sahneye bekleniyorsunuz." 

 Kolundaki saate bakarak başını kapıdan uzatan kulis görevlisine baktım. Kapı açılınca dışarıdaki kalabalığın sesi daha da net duyulmuştu. "Tamam, geliyorum."

 Beni onaylayarak gözden kaybolduğunda dakikalardır önünde dikildiğim aynaya döndüm yeniden. Cebimden sarkan beyaz kurdeleyi tekrardan içeri ittirdim, deri ceketimin yakalarını düzelttim. Bu kıyafetleri özenle seçmiş olmama rağmen içinde rahat olamıyordum.  

 Kalbimin her atışını bütün hücrelerimde hissederken gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp titreyen ellerimi göğsümde kavuşturdum. Dışarıdaki kalabalığın anlaşılmaz gürültüsü göz ardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Kapının ardındaki koşuşturmaları, birbirine seslenen insanları duyabiliyordum. Bütün bu koşuşturmacanın benim için, benimle birlikte sahneye çıkmayı bekleyen insanlar için olduğunu bilmek ürpermeme sebep oluyordu. 

 "Hadi bakalım." dedim aynadaki yansımama bakarak. Dudağımın kenarındaki belli belirsiz tebessüm bütün yüzüme yayılırken bu anı ne kadar çok beklediğimi hatırladım. Bu gecenin hayalini kurduğum günler birer birer gözümün önüne geliyordu. 

 Kulis kapısına doğru adımlarken sanki bütün dünya, bana bu anı bir ömür boyu unutturmamak için elinden geleni yapıyormuş gibi yavaşlamıştı. Kafamın içini dolduran sesler boğuklaşmış, bir anlığına da olsa gözlerim buğulanmıştı. Kapı kolunu indirirken avucumdaki demirin soğukluğu içimi titretmişti. 

 "Artık sıra bende."

 -

D'arezzo Burada OlsaydıWhere stories live. Discover now