•35•

589 53 35
                                    

Katsuki-

Yorucu günler geçti.

Inko-san'a, yaşlı adama ve yaşlı kadına her şeyi açıkladıktan sonra, artık Aizawa moruğunun da öğrenmesi gerekti. Yani okuldaki herkesin.

Durumu bildirmek benim için çok zor olmasa da, itibarımın zamanla zedeleceğini biliyordum, bu yüzden bunu ertelemek zorunda kalmıştım. Korkmuyor değildim. Daha omega olduğum gerçeği bile sosyal medyada yayılmamıştı, bunu saklamak amacıyla U.A büyük bir itinayla çalışıyordu.

Fakat artık yapacak bir şey yoktu. Zamanla küçük velet daha da belirgin olmaya başlayacaktı. Kahramanlık statüme ara verecektim. Zor olacaktı ona ne şüphe, hatta çok boktan bir dönem olacaktı. Hamilelik hakkında hiçbir fikrim olmadan hamile kaldığım için, kendime ne kadar kızsam da,(ki kızmak kelimesi az kalır) vicdanımın sesini duymayacağım için rahattım. Onu öldürmediğim için mutluydum.

Ve omega olduğumu artık saklamamın bir anlamı yoktu. Kendimi kabullenmeyi öğrenmiştim. Birileri sayesinde..

Izuku bugün yanımda değildi. Daha doğrusu erkenden doktorla görüşmek için hastaneye gitmişti. Isaka-san'dan daha fazla bilgi almak istiyordu. Tipik bir inek işte.

Odamda tamamen uyandığımda, aynamın, dolabımın ve eşyalarımın üstünde 'seni seviyorum' ve 'bugün çok güzel görünüyorsun, her zamanki gibi..' yazan kalp şeklinde notlarla karşılaştım.

Notlar rengârenk kalemlerle yazılmıştı, tıpkı ilkokulda küçük veletlerin birbirine yaptıkları aşk mektupları gibi..

"Ha..hangi sapık yaptı bunu? Iy-"

Sonra anında fark ettim ki, Izuku yanı başımda soluyarak beni izliyordu. Yüzündeki gülümsemenin şehvete bulandığını bile bile bana göstererek.

"S-sen ne ara geldin?!"

"Günaydın Kacchan~ Sana kahvaltı hazırladım."

Daha ona bağıramadan, önümde duran kahvaltı servisiyle göz göze geldim. Yapılan omletin üstünde de kalp şekli vardı. Romantik mangalardaki kahvaltının aynısıydı.

Tch..çok yapışık bu inek.

Ama hoşuna da gidiyor?

Tamam tamam. Kes sesini, senle uğraşacak gücüm yok.

Kendimi Izuku'nun kollarına atacağım demiyorsun da.

Kahretsin, benim bu lanet iç sesim neden sinir bozucu derecede sinir bozucu?!

"Kacchan..hoşuna gitmediyse kaldırırım."

Izuku aptalca üzgün görünen suratını dibime dibime yaklaştırdı. Göz altları kızarmış gözüküyordu, bunu yeni anlayabilmiştim.

"Oi..ağladın mı sen?"

"Hayır! Sadece-"

Dudaklarımı onunkiyle buluşturdum. Neden üzülmüş olabilirdi ki? Ağlayacak kadar üzüldüyse..gerçi en küçük şeye bile ağlayabilir bu aptal.

Belki de ona daha sık onu sevdiğimi söylemeliyim. Izuku hep beni sevdiğini söylüyor, hep beni öpüyor ve benim için onca şey yaptı. O olmasa -kendime içten içe sinir olarak söylüyorum ki- ben bir omega olarak nasıl bu iğrenç dünyada yaşardım?

Hem..Izuku bir aptal da olsa, çocuk gibi de olsa, ne kadar kalbimi patlatacak kadar saçma sapan şeyler de yapsa, ben onu çok seviyorum. Lanet..onun dokunduğu yerler yanıyor. Hem de çok yanıyor. Yanlışlıkla kendimi özgünlüğümle yaktığım zamanlardan daha çok yanıyor, bir yara izi bırakmamasına rağmen.

•BASKIN BİR OMEGA• [Dkbk?]Where stories live. Discover now