Doruk=Şükür kavuşturana, nerde kaldınız hemen gelicez dediniz yarım saat oldu.
Ömer=Geldik işte oğlum kuyumcudaydık
Doruk=Ne kuyumcusu
Süsenin parmağına baktı ardından Ömer'e baktı
Doruk=Şaka yapıyorsunuz inanmam
Ömer=Kendine mi gelsen doruk efendi
Doruk=Tamam yaa
Doruk gülmeye başladı
Doruk=Hayırlı olsun yenge
Süsen=Aynen doruk
Doruk=Hadi kalkın gidiyoruz
Süsen=Nereye?
Doruk=Yüzükler takıldığına göre bunu kutlamamız gerek
Süsen=Sence buna gerek varmı? Gerçek olmayan bişey için
Doruk=Hadi ama oyunbozanlık yapma hem kelebekte gelir kafa dağıtırız biraz
Süsen=Tamam Pekala
Yasminide alırlar ve bir mekana otururlar. Doruk olanları anlatırken Yasmin konuşur.
Yasmin=Kızım mıknatıs gibisin bela çekiyorsun resmen
Süsen=Ben bişey yapmıyorum ki adam pislikse benim suçum ne?
Yasmin=Çok güzelsin kızım ondan hep, Allah'tan rüzgar Ömer'e haber vermiş bu arada yüzük iyi oldu bulaşmaz daha sana
Ömer ve Doruk Yasminin söylediği şeye gülüyorlardı
Süsen=İnşallah.. şey ben bir lavaboya gidip geliyorum
Gider ve klozetin kapağını kapatır üstüne oturur ve düşünmeye başlar yaşadıklarını parmağındaki yüzüğü.. bir süre lavaboda durduktan sonra dışarı çıkar ve karşısında duvara yaslanmış onu bekleyen bir Ömer görür.
Ömer=Biraz daha çıkmasaydın ben geliyordum
Süsen=Bir de dakika tuttum de tam olsun
Ömer=Aslına bakarsan on yedi dakikadır ordasın ve sen girip çıkana kadar üç kişi çıktı. Bir kişide içeri girdi. İki dakikaya kadar gelmeseydin içeri giriyordum.
Süsen=Oha.. yani biraz abartmıyor musun?
Ömer=Belki de. Mesleki deformasyon işte
Süsen=Anladım.. hadi masaya dönelim
Masaya dönerler
Süsen=Bizimkiler nerede?
Ömer=Yasminin acil işi çıktığı için Dorukla gittiler biz de biraz yürüyelim mi sonra seni eve bırakırım
Süsen=Tamam olur
Beraber çıkarlar ve sahil boyunca yürümeye başlarlar süsenin her zamanki cıvıl cıvıl halinden eser yoktu ömerde tabiki bunu hemen anlamıştı.
Ömer=Neyin var Süsen?
Süsen=Nasıl anlamadım
Ömer=Yemeğe kadar herşey normaldi ama sonra her ne olduysa moralin bozuldu keyfin kaçtı
Süsen=Sana öyle gelmiş sadece biraz uykusuzum
Ömer Süsen'i durdurup kendine çevirir
Ömer=Beni kandırmak için daha iyi yalan söylemen gerekiyor
Süsen gülümser
Süsen=Oysa ki iyi bir yalancı olduğumu düşünüyordum
Ömer=Anlatmayacak mısın?
Süsen'den
O kadar güzel bakıyordu ki.. yine aklımı karıştırıyor. Ona herşeyi anlatmak istiyorum ama istesem onu geçiştirebilirim de sanırım ona yalan söylemek istemiyorum herşeyi bilsin istiyorum duygularımı, düşüncelerimi, ona olan aşkımı ama ben şuan ki hissettiklerinde başlayacağım.
Elim saçıma gitti. Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım, daha sonrasında derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
Süsen=Ben bugün yine bir sürü şey yaşadım ve sen yine benimle uğraşmak zorunda kaldın.. ben o gün sana haksızlık ettim. Sen bencil ve korkak değilsin sadece beni düşündün.. özür dilerim senden
Başımı öne eğdim ve yürümeye devam ettim Ömer'in yüzüne bakmaya utanıyordum. Ömer hızlı adımlarla yanıma yaklaştı.
Ömer=Önemli değil süsen ben o gün sana kızmadım daha çok kendime kızdım sanırım seni çok kırdım buna hakkım yoktu.
Süsen=Hayır sen haklıydın baksana küçük bir çocuk gibi davranıyorum başım hep belada, yüzüğü takmak zorunda değilsin ısrarım aptalcaydı. Şimdilik ben taksam yeter olaylar kapanınca da ayrıldık falan deriz işte böylece konu kapanır..
Ömer=Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Şuan bunlar gerçekten senin duyguların mi?
