1.6☆

379 43 21
                                    


"İnanmıyorum sana jinnie buraya nasıl küçük bir ev dersin." Felix sesindeki şaşkınlığı saklayamamış istemsiz olarak yüksek bir sesle hayretini dile getirmişti.

Hyunjin anlaştıkları gibi haftasonu olunca felixi almaya gelmişti. Araba yolculuğu boyunca tıpkı hafta içi de olduğu gibi felixin kendisi yanında yokken yaşadığı tüm şeyleri detaylı olarak anlatmasını dinlemişti.
Hyunjin ne kadar felixe yeter artık bıktım imajı verse de aksine ona herşeyi bu kadar heyecanlı ve hevesli bir şekilde anlatması çok hoşuna gidiyordu.

Felixin bu tatlı şaşkınlığı da aynı şekilde çok hoşuna gitmişti hyunjinin. Felix evi incelediği için kapının önünde duruyorlardı hala
Tek yaşıyan bir lise öğrencisi için gayet yeterli bir evdi ama tüm arkadaş grubunun hep hyunjinde toplandığı düşünülürse onun için yeterli bir ev değildi.
Daha büyük ve ferah bir ev istiyordu kendine.

Felix özenle karşısında duran evi inceliyordu. Çok tatlı iki katlı bir evdi ve kocaman bir bahçesi vardı orta boyutta da bir havuzu vardı. Hepsinden önce geniş kapının hemen önündeki renk renk çiçekler felixin çok dikkatini çekmişti hemen koşup saksıların yanına çöküp daha yakından incelemeye başlamıştı.

Hyunjinde peşinden gelip hemen arkasında durmuştu.

"Annemin zorla bıraktığı çiçekler sürekli sulamam için arıyor beni tam bir baş belasılar."

"Çiçekler hakkında böyle konuşma seni duyup küsebilirler." Felixin kızgın çıktığını düşündüğü ama hyunjine göre çok tatlı olan sesiyle söyledikleri hyunjinin kocaman gülümsemesine sebep olmuştu.

"Tamam bir daha dememeye çalışırım hadi sonra bakarsın çiçeklere gel şimdi içeri geçelim." Felix hyunjinin kendisine uzattığı eli hemen tutmuş çiçeklere el salladıktan sonra hyunjinin elini bırakmadan kapıyı açmasını beklemişti.

Hyunjinin evin kapısını açmasıyla birlikte felix hemen elini bırakıp içeriye doğru koşmuştu. Küçük bir çocuğa benziyordu belki ama istemsiz olarak merak ettiği şeylere hevesini fazla belli ediyordu.

" İnanmıyorum jinnie kocaman televizyonun var sen burda çok güzel diziler izliyorsundur." Hyunjin eve yerleştiğinden beri belki de sadece bir kez açtığı televizyonuna baktı.

" Galiba en son eve ilk geldiğimde açmıştım."

" Ben olsam her gün izlerdim çok güzel."
Felixin bu hali istemsiz hyunjinin farklı hissetmesine sebep olmuştu. Yurtta istediği çoğu şeye sahip olmadığını ve yapamadığını biliyordu. Daha bir büyük bir eve çıkacağını söylediğin de aklında o evin içinde bir felixi hayal ediyordu. Ve şuan bu evde bile onu görmek kendisini mutlu ediyordu.

" Kendi evine çıktığında tüm istediklerine sahip olabilirsin."

"Keşke şimdi kendi evime çıkabilsem."

"Orada seni rahatsız eden şeyler mi var." Hyunjin tanıştıklarından beri yurt konusunu çok açmamaya çalışıyordu ama felixin orda mutlu olmadığının farkındaydı. Ve bunun artı olarak da bir sebebi varsa hyunjin felixi korumak için herşeyi yapardı. Çok belli etmese ona bağlanmıştı.

" Hayır yok ama çok yalnızım ve bilmiyorum sadece bende kendime ait bazı şeylerim olsun istiyorum." Hyunjin felixin sözlerinden sonra ayakta duran gence doğru yaklaşmış küçük ellerini kendi avucunun içine almıştı.

"Elimde olsa şuan gelip burda benimle yaşamanı isterdim lixie ama 18 ine kadar beklemek zorundayız." Felix hem bu ani temasla hem de kendisine hitaben söylenen cümleyle şaşkınlığını gizleyememişti. Hyunjin den bu sözleri duymayı asla beklemiyordu. Gerçekten de kendisiyle mi yaşamak istiyordu.

love with yourself | hyunlix Where stories live. Discover now