47.

558 57 35
                                    

🙋🏻‍♀️

(3 Hafta Sonra)

Chaeyoung'un Ağzından

"Taehyung, buraya gel ve bana yardım et..."jennie'nin mutfaktan gelen sesiyle beraber bakışlarım karşımda oturan Taehyung'u bulmuştu. Oturduğu yerden kalkıp jennie'nin yanına, mutfağa doğru ilerledi.

Ardından bakarken kanepede huzursuzca kıpırdanıp jisoo'ya döndüm. Masadaki kurabiyeden alıp ağzına götürürken ona baktığımı fark edip gülümsemişti, gülümseyip jennie'lerin gelip gelmediğini kontrol etmek amaçlı mutfak kapısına bakarak tekrar jisoo'ya döndüm. Bir şey diyeceğimi anlamış gibi ağzındaki kurabiyeyi yutmuş ve bana odaklanmıştı.

"Onların arasında bir şey mi var?" Gülümsemeye çalışarak sorduğum soruyla jisoo, sanki bu çok komik bir şeymiş gibi kahkaha atarak eliyle ağzını kapatmış, dudaklarını aralamıştı.

"O iki şapşal arasında öyle bir şey olamaz" demişti. Hafif kaşlarımı kaldırarak sordum.

"Neden?"

"Çünkü Taehyung dibine kadar gay, bunu anlamak zor olmamalıydı Chaeyoung" anlayarak başımı salladığımda masanın üzerindeki tabaktan bir kurabiye daha alarak bana doğru uzattı, elinden alarak gülümsedim.

Düşündüğüm gibi Taehyung gaydı.

"Tae cidden kafanı kıracağım, hep döktün yah! Nasıl yardım ediyorsun?" Jennie'nin sesiyle jisoo'yla beraber onlara dönmüştük. Taehyung'un elinde tuttuğu içeceklerle mutfaktan çıkarlarken yere damlayan birkaç damlayla jennie onu azarlıyordu.

"Hallettim bak" Taehyung dediğiyle beraber yere dökülen portakal suyunun üzerine ayağını basarak çorabıyla sildiğinde yüzümü buruşturup jisoo'ya baktım, o da aynı şekilde onlara bakıyordu.

"Siz erkekler cidden, cidden ama pisliksiniz, çorabınla silmek ne Tae!" jennie söyledikleriyle içecekleri masaya bırakan Taehyung'un kafasına bir fıske vurup devam etmişti" hemen çıkar o çoraplarını"

Taehyung"Tamam be cadı, hem kim uğraşacaktı bez getirip silmekle"

"Ben uğraşırdım Tae" göz devirerek hazır cevabı verip karşımıza oturan jennie'ye bakıp güldüm.

Cidden Lisa'nın dediği gibi sinirlenince kediye benziyordu... Buruk bir gülümseme bıraktım.

Bir süre sonra herkes masanın çevresinde oturmuş ve konuşmaya dalmışlardı, arada onlara eşlik ederken bir süredir düşündüğüm şeyi yapıp yapmamak konusunda karar vermeye çalışıyordum...

Bunu yapmak Lisa ve jennie için de en iyisi olacaktı. Hem jennie artık Lisa'nın adını anmıyordu. Uzun süredir ondan duymuyordum ya da jisoo'dan. Belki de hayatına devam etmeye karar vermişti.

Kanepenin üzerinde duran telefonumu alıp ekrana bakarken diğerlerine göz attığımda jennie'yle göz göze gelmiştik.

"Ben biraz sigara içip geleceğim, balkonu kullanabilir miyim?" Söylediğim şeyle herkes bana bakarken jennie tebessüm etmişti.

Jennie"Tabii unnie" başımı sallayarak yerimden kalkıp balkona ilerledim, fakat jisoo seslenmişti. "Nereye?" Anlamayarak kaşlarımı çattmış ve ona dönmüştüm. O sırada masanın üzerindeki sigara paketime uzandığını gördüm. "Sigara paketin burada..." Kaşlarım havalanırken bu halime gülümseyerek uzattığı paketi elinden alıp teşekkür ettiğimde balkona çıktım.

Jisoo'yla karşılıklı birbirimize bir şeyler hissettiğimizi biliyordum ama garip bir şekilde ikimiz de adım atamıyorduk. Belki de biraz daha zamana ihtiyacımız vardı... Ya da ilk önce benden bir adım bekliyordu... Bilmiyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 10, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

My Downstairs Neighbor/JENLİSA Texting ✓Where stories live. Discover now