14

293 33 8
                                    

Kapının alacaklı gibi çalınması ile yoongi küfür ede ede kapıya doğru yürüyordu. Hangi hayvan bu şekilde kapıyı çalar ki.

Kapı kulpunu sertçe kendine çektiğinde gördüğü yüzler ile olduğu yerde iki üç kere gözünü kırptı.

Hala kapının ortasından beklerken hızlı adımlarla yoonginin omzuna omzunu vurup içeri girdi Namjoon.

"Yoongi'ye önemli bişey demek için geldim" Salonda ki koltukta oturan kırmızı saçlı arkadaşını görünce bahanesini ağzında geveleyip koltuğa yaklaştı.

Yoongi kapıdaki Jimine tek kaşını kaldırarak baktı ve bu da jiminin içinin anlamsız bir tedirginlik kaplamasını sağladı.

"Ked- yani yoongi arkadaşım yoongi'ye ahhh yani sana önemli bişey söylemeye geldi de."

"Namjoon mu?" seokjin jiminin daha fazla saçma cümle kurmaması için bir kolunu omzuna atıp arkaya itekledi ve içeri girdi.

"hayır, hoseokun ağladığını duyunca ben gelmek isteyince bunlarda peşimden geldi"

"Hoseokla bu kadar yakınlaştığınızı bilmiyordum" yoongi tek kaşını kaldırıp sorgularcasına Seokjine baktı.

"zaten bilmene gerek yok Hoseokla yakınlaştım seninle değil" seokjin bilmiş bir eda ile salona adımladı. Göreceği görüntü belki bir koltuğa oturup Hoseokla konuşan Namjoon olabilirdi ya da ayakta dikilmiş olan biteni Taehyungdan dinleyen Namjoon da olabilirdi belkide hiç birşey yapmayıp salak salak dikilen arkadaşı olabilirdi. Kesinlikle Hoseoka sarılmış onun bel oyuntusunu okşayarak ağır ağır feromonunu etrafa yayan namjoonu beklemiyordu.

Jungkook'ta yoongiden özür dileyip içeri girdiğinde gördüğü görüntü ile yüzünü tatlı bir tebesüm aldı. Onunda isteyeceği türden bir görüntüydü.

İstediği görüntü Taehyung'un ağlaması değil Taehyung'a sarılmak istemesiydi.

Bunun düşüncesi bile midesinin kıpır kıpır olmasını sağlıyordu. Her ne kadar ona sarılmış olsada o an endişeli olduğu için bunu düşünemiyordu o an, yoksa heyecandan bayılabilirdi.

Hoseok kendisine sarılan alfa ile daha çok ağlamaya başladı. Bu şekilde kızlardan hoşlandığını söyleyip kendisine umut veren alfayı dövmek istemesine sebep veriyordu.

"hoseok ballı turtam neden ağlıyorsun"hoseok duyduğu ses ile Namjoonu göğsünden iterek arkasındaki Seokjine baktı. Sonra hızla yerinden kalkıp kendisinden uzun ve yapılı olan bedenin kollarının arasına girdi.

"seokjin çilekli reçelim" o da karşılaşma törenini tamamlayıp ona sarıldı.

"ballı turta nedir seni böyle ağlatan söylede kellesini uçurayım" Bir oyun sahnesindeymiş gibi kullandığı cümleler ile birlikte elini saldırdığı kırmızı tutamları okşuyordu.

"seokjin çilekli reçelim" Hoseok duyduğu sözler ile tekrar gözleri doldu.

"amına koyduğum iki saattir ağlıyor. Anlat gidip ebesini sikeyim diyorum da anlatmıyor şerefsiz" Yoongi hoseoka öfkeli bir şekilde bakıp sinirle oturduğu koltukta dikleşerek konuştu.

"yoongi, küfür etme lütfen ağzına yakışmıyor"

"Taehyung susarmısın amk. Küfür en çok ona yakıştı resmen azdım"

"jimin düzgün konuş sikmiyim. Yoongi ah dese boşalacakmışsın gibi konuşma"

"yoongi ah mı dese"

"jimin! Seni rezil adam sus. Burada ballı turtam için geldim. Konuyu dağıtma"

"ilk defa doğru konuştu bu mal. Hoseok neden ağlıyorsun"

Trouvaille "TaeKook* Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt