tanıdık yabancı

73 8 14
                                    

Günümüz

"Bir gün daha ne kadar kötü geçebilir gerçekten" Sınıf defterlerini toplamaya devam ederken bir yandan da söyleniyordum.

Sabah yaşananlar yetmiyormuş gibi birde benden önce nöbetçi olacak öğrencinin gelmediğini ve nöbetin bugün bana kaldığını öğrenmiştim.

En azından iyi şeylerde vardı. Dilek hocadan ödev için pazartesine kadar izin almıştım. Her ne kadar iki günde nasıl yetiştireceğimi bilmesemde.

Defterini alacağım son sınıfın önüne geldiğimde kapıya vurmadan derin bi nefes aldım.

Her girdiğim sınıfta dik bakışlarını üzerimden çekmiyorlar, kendi aralarında fısıldaşarak konuşmaya başlıyorlardı. Sorunları neydi benimle bilmiyorum ama eğer şanslıysam bazı hocalar susturuyordu.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde boş bir sınıfla karşılaştım. Muhtemelen beden eğitimi dersindelerdi. Gitmediğim tek yer spor salonu kalmıştı.

Oflayarak koridordan çıktığımda öğretmenler odasından çıkan Beden hocasıyla karşılaştım. Elimdeki defterleri gördüğünde "Defteri spor salonunda, odamda bıraktım oradan alabilirsin"Ah şu yerinde durmayan beden hocaları...

"Tamam hocam iyi tatiller" Bana tebessüm ettiğinde tebessümüne karşılık verdim. Elinde kupası, kolunda çantası ilerliyordu. "Sanada kızım, sana zahmet geçerken şunu da çay ocağına bırakır mısın?" Elindeki yarısı dolu kupayı aldığımda arkamı dönüp ilerleyecekken okulun içinde zil sesi yankılandı.

Tam o anda sınıftan koşarak çıkmaya başlayan 9. Sınıflardan bir öğrenci koluma vurdu kupadaki tüm kahve artık üzerimdeydi. Arkasına dönerek "Abla pardon ya" diye bağırdığında bir yandan da koşmaya devam ediyordu. İçimdeki küfür etme dürtüsüne engel olamazken sinirden ağlayacak kıvama gelmiştim.

Elimdeki kupayı çay ocağına girip bıraktıktan sonra sabah bir ton zorlukla kuruttuğum ve bugün başına gelmeyen şey kalmayan hırkamı çıkardım. Üşüyordum, hava bugün çok rüzgarlıydı. Neyseki yağmur yağmayı bırakmıştı.

Öğrenciler tören pozisyonuna geçerken hızla spor salonuna doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde,salon bomboştu etraftaki basketbol toplarını saymazsak...

Niye toplamadan giderlerdi ki? Sanırım okulun basketbol takımı hava rüzgarlı olduğu için bugün burada çalışmıştı. Normalde bahçede çalışır herkesi etraflarına toplamaya bayılırlardı oysaki... Gözlerimi devirdim. Fırat'ta takımda oynadığı için bazen maçlarını izliyordum.

Daha fazla oyalanmadan beden öğretmeninin,aynı zamanda erkek soyunma odalarının olduğu koridorun başındaki kapıya tıkladım.

Yüzüm utançla kızarırken umarım içeride birisi yoktur diye dua ettim. Bu koridorda bazen uygunsuz uygunsuz dolaşıyorlardı.

Herhangi bir ses gelmeyince kapıyı açmak için kapının kolunu tuttum. aynı anda kapının diğer taraftan açılmasıyla öne doğru savrulmam bir oldu. Dengemi koruyamayıp düştüğümde, sabah kulaklığımı bana uzatan çocuk tek dizini kırarak yanımda oturmuş suratıma bakıyordu.

"İyi misin?" Cevap vermeden başımı kaldırıp bende ona baktım. "Dengesiz,sakar" diye mırıldandığında cevap bile vermeden bu sefer nefretle suratına bakan taraf bendim. Onun suratında ise alaydan uzak sinirli bir gülümseme vardı.

Unutuş Nehri | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin