20.BÖLÜM

558 32 2
                                    

"Abla?"

"Hm?" derken kafasını bile kaldırmadı bilgisayarından. Derin bir nefes aldım.

"Hala sinirli misin bana?" dedim. Cevap vermedi.

"Abla?"

"Odana git." dedi sadece. Birkaç saniye sessiz kaldım.

Pierre'in babasını öğrenmiştim. Ve yanlış anlaşılma falan demiştim. Kimseye söylememiştim bu garip durumu.

"Abla?" dedim tekrar. Cevap vermedi. Mutfaktaydı ve bilgisayarından işle alakalı şeylere bakıyordu biliyordum. Akşam yemeğini yememiştik henüz. Akşam önemli bir yemeğim var sen de dışarıdan yersin yemek yapmaya üşeniyorum demişti çünkü.

"Pierre'in babasını öğrendim." dedim birden. Duraksadı. Bana baktı. "Neyini öğrendin? Adam öldü." dedi. Biraz sessiz kaldık.

"Abla biliyorum." dedim.

"Neyi biliyorsun?"

"Pierre'in babasının on dört yıl önce öldüğünü." dedim.

"Ne diyorsun Lalin? 3 haftadır Fransa'daydım. Pierre'le beraberdim."

"Abla biliyorum. Yalan söyledin bana." dedim. Bilgisayarının ekranına bakarken "Şu an bununla uğraşamam tamam mı Lalin? Odana git. İşim var." dedi.

"Andre kim?"

Bana baktı tekrar.

"Ne diyorsun sen ya?" derken kaşları çatıktı.

"Gittiğin gece korkunda ölüyordum. Öldün sandım. Annemle babama olanlar gibi oldu sandım. Ve sen gittin. Üç koca hafta yoktun. Pierre dedin babası dedin ama Pierre'e bugün mesaj attım. On dört yıl önce babasının öldüğünü söyledi." dedim.

"Pierre'e mesaj mı attın?" dedi şaşkınca.

"Kartın benim dijital bankacılık uygulamamda vardı. baktım. Harcamalarına baktım. Hepsi Lyon'da ilk iki hafta. Hiç Paris'e gitmemişsin." dedim.

"Lalin sen..."

"Andre için mi gittin? 3 hafta yoktun. Baran'ı söylemedim diye tonla laf ettin ve geldiğinden beri yüzüme bakmıyorsun ama sen bir adam için birden gidip gelince bana söylemiyorsun bile. Ne kadar korktum o gece ben. Baran gelmese tüm gece sokakta seni arar sürünürdüm."

"Lalin..."

"Araştırdım Andre'yi. Lyon'lu. Şefmiş. Orada yaşıyor." dedim.

"Lalin sen benim hayatımı neden karıştırıyorsun?" derken sertti sesi.

"Ne demek neden karıştırıyorsun? Bana yalan söyledin!"

"Ben sana hesap vermek zorunda değilim."

"Ben sana veriyorum ama?"

"Lalin ben senin ablanım. Elbette sen bana hesap vereceksin."

"Çok korktum ama o gece ben! Bana yalan söylüyorsun sonra bana tam olarak senin yaptığını yaptığım için ceza veriyorsun!"

"Tüm mesele bu mu? Baran'la görüşemediniz iki gündür bu mudur mesele? Ne var? Onsuz uyuyamıyor musun?" derken ayağa kalktı.

"Tüm mesele bu değil!"

"Eğer kurallarımla ve aldığın cezayla bir sorunun varsa def ol git tamam mı Lalin? Ne yaparsan yap tek kelime etmeyeceğim!"

"Abla onu demiyorum!"

"Sen bana hesap sorabilecek konumda değilsin duydun mu? Gittim Fransa'ya! Nedeni nasılından sana ne? Sadece beni ilgilendirir! Sokma burnunu hayatıma!"

ŞİTANA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin