46~

8.4K 932 277
                                    

Jisung;

Çalan zil sesiyle zorlukla gözlerimi araladım. Kim şimdi bu sabah sabah? Hem de saatin 8'inde. Oysaki rüyamın en güzel yerindeydim. Tam önümdeki kocaman hamburgerden bir ısırık alacaktım...

Sırt üstü yattığım yataktan uyuşuk bir şekilde kalktıktan sonra içime bir üşüme gelmişti. Üstüm çıplak yattığım için olmalıydı. Fakat şimdi hiç tişört giyesim yoktu. Zaten gelen büyük ihtimalle arkadaşlarımdan biriydi. O yüzden giymek zorunda da değildim diye düşündüm.

Zil bir kez daha çalınca "Geldiim." diyerek esneye esneye koridorda yürüdüm. Kapının önüne geldikten sonra uyku sersemliğiyle delikten bakmadan direkt açtım. Karşımdaki bedeni görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Belki uykudandır diye düşünerek elimin tersiyle gözlerimi ovaladım. Fakat hala karşımda duruyordu.

"Bebeğim, geldiğime sevinmedin mi?" dedi Minho asılan suratıyla.

"Saçmalama! sadece şoka girdim." dedim hala uykusuz sesimle.

Daha fazla beklemeden hemen bana sıkıca sarıldı. Sarılışına karşılık verdiğim esnada üstümün çıplak olduğu aklıma gelmişti. Bu yüzden biraz kızardığımı itiraz edemem.

Sarılmamız bittikten elindeki poşetlerle içeri geçti. Ben sormadan o, poşetteki şeyleri çıkarmaya başlamıştı. İlk çıkan şey iki adet istediğim çikolatadaydı. Gelirken getir derken şaka yapmıştım ama sanırım o bunu ciddiye almıştı.

"Sen 'gelirken iki kutu getirmez affetmem' deyince korktum." dedi gülerek. Ardından diğer poşeti de açmasını beklerken poşeti bana verdi, "Al sen aç."

Neden böyle yaptığını anlamamama elimi şık poşetin içine soktum. Elime değen kumaş parçasıyla bunun bir giysi olduğunu anladım. Büyük ihtimalle bir tişört falandır.

Elimi yavaşça içinden çıkarmamla beraber görüş açıma giren mini etek gözlerimin sonuna kadar açılmasına sebep olmuştu. Üstüne üstlük kırmızıydı! Utançtan neredeyse yüzüm etekle aynı renge gelmişti.

"Minho bu da ne!?" dedim eteği hızla poşete geri sokarken.

"Etek."

"Onu ben de görüyorum. N-Neden aldın bunu?" dedim. Sanki üstümün çıplak olmasından utanmıyormuşum gibi bir de bu etek işi çıkmıştı başıma.

"Üstünde görmek istedim ve aldım." derken belimi kavradı.

"Bunu giydiğimi rüyanda bile göremezsin." dedim. Aniden beni kucağına alıp odama doğru götürdü. "Öyleyse ben giydiririm bebeğim."

"Ne?" derken çoktan odama varmıştık. Beni yatağın üstüne bıraktıktan sonra üzerime çıktı. Minho gittiğinden beri ilk defa kalbim bu kadar hızlanmıştı. Heyecandan bütün vücudum kasılmıştı.

Derince gözlerini seyrederken konuştu, "Seni çok özledim."

"Ben de seni." diye cevap verdim. Sonrasındaysa dudaklarımı yumuşak ve yavaş bir şekilde öpmeye başladı. Ellerimi boynuna sararak özlemle karşılık verdim. Onu ne kadar özlediğimi bir kez daha anlamıştım.

Dillerimizi kullanmadan sadece birbirimizin dudaklarını emerek öpüşürken nefes almak için ayrılmıştık. o sırada konuştum, "Özlemimizi sonra giderelim sevgilim. Gerçekten çok açım."

"Peki, öyleyse bugün kahvaltıyı ben hazırlıyorum." deyip üstümden kalktı.

Noisy | MinsungWhere stories live. Discover now