BÖLÜM 5: S'

105 48 32
                                    

Bu bölüm, birazdan okuyacağınız, adını benim için çok değerli birinden alan sevgili S'ye ithafen yazılmıştır.

Umarım beğenirsin <3

...

Bölüm şarkısı:
Anıl Emre Daldal - S.

...

Kitabı okurken uykum gelmişti. Bırakıp biraz uyumaya karar verdim. Ayaklarımın önündeki ince battaniyeyi üzerime örtüp sırtüstü yattım. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, üzerimi örtmeden uyuyamıyordum. Tavanı izlerken uyuyakalmışım.

Birinin beni dürtmesi ile uyandım. Babam işten gelmişti. Daha kendime gelemediğim için konuşmadık, o üzerini değişmek için yatak odasına bende yüzümü yıkayıp kendime gelmek için lavaboya gittim.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra havlu ile kuruladım. Akşam olmuştu. Annem yemeğe gelmem için seslendi. Banyodan çıkıp, mutfağa gittim. Ama hareketlerim çok ağırdı. Hem uyku sersemliği hem de günün yorgunluğuyla yürürken arada duruyor, esniyordum. Babam halime güldü.

"Bayağı bir yorulmuşsun bakıyorum da."

"Hm hm"

Masaya oturdum. Kaşığı elime aldım ama hiç yemek yiyesim yoktu. Garip hissediyordum. İçimde kötü bir his vardı. Annem sanırım bunaldığımı fark etti ve yemekten sonra bahçeye inebileceğimi söyledi. Bir an gözlerim ışıldadı. Gerçekten evde daralmıştım. Hemen yakın arkadaşlarımdan biri olan Selen'e mesaj attım. O da ineceğini söyledi.

💜

Yemeğimi hızlıca yedikten sonra dişlerimi fırçalayıp odama gittim. Siyah bir eşofman ve siyah bir bluz giydim. Hava çok soğuk değildi yine de serindi ve üzerime ince siyah hırkamı giydim. Saçlarımı tarayıp at kuyruğu yaptıktan sonra annemlere haber veripevden çıktım. Normalde simsiyah giyinen biri değildim. Bugün niye tamamen siyah giydim hiç bir fikrim yoktu. Ayakkabılarım dahil kapkara olmuştum resmen.

Bahçeye indiğimde koşar adımlarla sahaya gittim. Mehmet, Ayaz'lar ile futbol oynuyordu. Oyunlarını bozmamak için sadece göz göze geldiğimizde kafamla hafifçe selam verdim.

Kafamı sol tarafa çevirdiğimde Selen'i her zamanki yerinde gördüm. Yine tüm güzelliğiyle oturmuş, telefonu ile ilgiyor, arada kafasını kaldırıp futbol oynayanlara bakıp gülümsüyordu. Uzun, hafif dalgalı ve kahverengi saçları vardı. Gözleri de kahverengi olmasına rağmen farklıydı. Yani düz kahverengiydi ama farklı bir kahverengiydi. Uzun, ipek gibi kirpikleri vardı. Boyu da uzundu. Kısaca güzeldi işte.

Yanına gittim. Gider gitmez de sarıldım. Onu cidden çok seviyordum.

"Oo, sonunda gelebildiniz Çisem hanım." Gülümsedi. Bende gülümsedim. Gözleri tekrar sahaya döndü ve yine güldü. Ne olduğunu sordum.

"Şuradaki kısa boylu, uzun saçlı, esmer çocuğu görüyor musun?"

"Evet?"

"Az önce yere kapaklandı."

Deli gibi gülmeye başladık. Normalde komik bir olay değil ama çok komik bir olaydı. Hani başka biri gülse mala bak aq dersiniz ama yakın arkadaşınızlayken ota boka gülersiniz ya. Tam o durumdaydık.

Sakinleşebildiğimizde sohbet etmeye başladık. Kendi okulunda gününün nasıl geçtiğini anlattı. Bende ona. Sonra şarkı dinlemeye başladık. Selen'in sesi de çok güzeldi. Şarkıya eşlik ediyorduk.

ÖZEL DERS   -İLK AŞK-Where stories live. Discover now