BÖLÜM 7: Karışık

97 41 23
                                    

Bölüm şarkısı:
Oğuzhan Koç - Sükut-u Hayal

🌪

Derslere odaklanmak bu aralar çok zordu. Özel derslere dahi Miraç için gitmeye başlamıştım. Bu arada Miraç, güzel gözlü kıvırcık çocuktu. Ama hayır, ondan hoşlanmıyordum. Şu aralar olmazdı. Zaten ben kendimi onun yanına çok da yakıştıramıyordum. Her gün eve gittiğimde onunla ilgili bir şeyler yazıyordum günlüğüme, her gece uyumadan aklıma geliyordu. Yanımda olduğunu hissediyordum. O nazik biriydi, asla kıyamazdı insanlara. Dışarıdan sert gözükürdü ancak tartışırken, özellikle de karşısındaki bir kadınsa, asla sesini yükseltmezdi. Çok anlaşamazdık onunla. Beni sinirlendirir dururdu, bende ona vururdum. Ama canını acıtmadan. Oysa sadece gülerdi bana.

Rüya ondan hoşlandığımı söyleyip benim ağzımı arıyordu sürekli. Özel ders öğretmenimizde benim erkeklere karşı hep bir gardım olduğundan, onu sevdiğimi kendime bile itiraf edemediğimi söylemişti.

Belki de haklıydı.

Erkeklere güvenilmez dedi eski Çisem,
ona güveniyorum, dedi şimdiki Çisem.
Onlar sadece bizi üzerler dedi eski Çisem,
o benim kalbimi asla kırmaz dedi yeni Çisem.

Eski Çisem ağır feministti. 'Erkolar kapatılsın' kızıydı.
Ama artık Miraç benden gidecek diye ödüm kopuyordu.

O senin değilki senden gitsin. İste bu da benim içsesim arkadaşlar. Eski ben gibi düşünüyor ama ben onun gibi düşünmüyorum. Çünkü sen düşünmüyorsun, hissediyorsun.

🌪

B

ir cuma günü yine okuldan çıkmıştım. Matematik dersine gidecektim. Hatta Miraç'la. Okulda birbirimizi tanımıyor gibi davranıyorduk. Zaten o sınıfından çıkmıyordu. Çok da umrumda değil, ne zaman mesaj atsam anında dönüyordu. Onun bir kaç arkadaşı ile arkadaş olmuştum. Pek kızlarla konuşmadığını söylemişlerdi, ama benimle konuşuyordu.

Okulun olduğu caddeden, ders alacağım öğretmenin evine giden sokağa girdim. Miraç da oradaydı. Beni görünce adımlarını yavaşlattı ama durmadı. Bende inadına hızlanmadım. O da daha yavaş yürümeye başladı ve ona yetişmiş oldum. Havadan sudan sohbet etmeye başladık. Her zamanki gibi o kısa ve öz konuşuyordu bense gereksiz şeyleri bile anlatıyordum. Beni dinliyordu. Yargılamıyordu. Kendimi iyi hissediyordum onunla konuşurken.

"Sonra Zeynep düştü ama gülmeye başladı, o gülünce ben daha çok güldüm."

"Cidden kafayı yemişsiniz olm."

"Oğlum derken?"

"Özür dilerim hanımefendi." Güldü.

"Aferin, adam ol böyle." Bende güldüm. "Her neyse işte, ama çok komikti yani böyle anlatınca komik gelmiyor ama görseydin cidden komikti. Resmen merdivenlere oturup ağlayana kadar güldük."

İç çekti. "Gözümün önüne getirdim de, yok, iyiki görmemişim. O yanındaki kız gülerken evrimleşiyor zaten."

"O halimizi görenlerin aklına asla 2 dakika önce Zeynep'in merdivenden yuvarlandığı gelmezdi. İnsan bi of falan der, direkt gülmeye başladı."

Birden hızlanıp önüme geçti ve bahçenin kapısını açtı. Tabii yine ilk ben girdim. O da peşimden. Keşke bu kadar yakın olmasaydı. Zile bastım. Hoca kapıyı açınca 10 dakikaya geliyorum siz gidin dinlenin dedi. Üst kata çıktık.

ÖZEL DERS   -İLK AŞK-Where stories live. Discover now