63."Bu muhabetlerr"

3.5K 234 44
                                    


"Daha iyisin ama dimi?" Sesler geliyordu. Bilincimin almadığı şeyler.
Karanlıktı, yada hayır, gözlerim kapalıydı.
"Geliyorum" Arenin sesi.
Nereye gidiyordu?

Elim, başıma gittiğinde alnımı sıvazladım. Gözlerim yavaş yavaş açılırken her gün uyuduğum bu tavan bu gün garip gelmişti bana. Hani bir kitapta

"Tavana bakma karaca, çok şey anlatır. Kaldıramazsın"

Diye bir cümle geçiyordu ya şimdi bu tavanda gerçektende çok şey görüyordum. Yaşadıklarımizıj hepsini bir bir görmüş gibiydim.

Tanışmamız,alyans,evlikik, Arenin kaybedişi, Alfamız,benim Arene ihtiyacım.

Hepsi. Tek tek gözümün önünden geçti. Bir tarafım herşey bitti diyordu. Diğer tarafım ise daha yeni başlıyor.

Hangi tarafa inanacaktım.

"Nasılsın?" Arenin sesini duyuyordum. Kafamı kaldıramadım. Veya kaldırmadım. Ama o gitmemiş miydi?

"Nefes seslerinden uyandığını anlayıp yanına geldim. Eğer uyumak isterse-"
"Gelsene, daha yakınıma" diyerek gözlerimi sabitlediğim noktadan çekmeden konuştum.

Ses yoktu. Adım sesleri. Yanıma uzandı. Elini başının altına koydu. Aramızda az bi mesafe vardı. Bana üstten bakıyordu.

"Ne oldu? Sadece 3 saattir beni görmüyorsun, özledin mi?"
"3 saattir mi uyuyorum?"
"Evet, öğlen oldu. Dün geceki kıyametten sonra..." Derin bir es verip devam etti.
"Bu sabah kuşlar cıvıldıyor."
Ellerimi yeni yeni çıkmaya başlamış olan sakallarını götürdüm.
"Herşey bitti mi şimdi Aren?"
Başını yavaşça evet anlamında salladı.
"Peki ne yapacağız artık. Normal yaşamaya devam mı edeceğiz?" Gülümsedi. Bu gülumsemeden bir anlam çıkaramıyordum.
"Ölmeye" ilk başta anlamadım ardından benimde yüzüme bir gülümseme belirince,
"Ya şunu düzgün söylesene. Tamam bende seni seviyorum evlenelim." Diyerek sanki bana evlenme teklifi etmiş gibi kabul ettim. Gülüşü dahada arttı.
"Yanlız yavrum bizim bi balayına ihtiyacımız var." Diyerek çapkın bir gülüşle konuştu. Galiba balayı onlarda evlenmeden önceydi.

"Hmm ama benim neye ihtiyacım olduğunu sana terara söylemiştim."
Doğrulup.bana yaklaştı, burnunu saçlarımın arasına daldırıp kulağıma fısıldadi.
"Yanlız aşağıdakiler bizi duyabiliyor, bunu unatmadın değil mi?" Dediği şey ile suratımdaki muzip gülümseme silindi. Hemen ellerimi göğsüne koyup onu ittirdim.
"Aaaaa onlari şey yapmayi şey yaptım ben sen neden şey yapmadın bana!" Sitemle söylediklerimi göz ardı etti.
"Bu 'şey' konusunu sanki seninle bir ara konuşmuştuk?" Bana neden sürekli soru soruyordu.
"Tamam Aren. Artık aşığaya inelim. Esinin yanına yiğit nasıl oldu bu arada" kendimi toplama hızım gerçekten de süperdi
"Daha iyi, ama birde sen baksan iyi olabilir veteriner hanım"
"Tabiki köpecik" dedim hemen ayağa fırlayıp merdivenlerden hızlıca inerken o daha yeni özlediğimi fark ettiğim cümleyi söyledi.
"Yavaş in!" Evet bu cümleden sonra geriye kalan basamaklarda yavaşladım.

Arkamı döndüğümde, esin yiğitin başında bekliyordu. Ayaz ile Figen ise verandadaydı.

"Nasıl oldunuz?" Esin başını kaldırıp bana baktı.
"Daha iyi düne göre" tekrar Yiğite döndü. Bende yanlarına gelip elimi yiğitin alnına koydum.
"Hafif bir ateş var. Zaten Figen gerekli müdahaleyi yapmış. Bol bol dinlenmeye ihtiyacı var ama. "
Tam esine dönüp son bir şey söyleyecekken,
"Beimde ihtiyacım var" diyen Arenin sesini duydum. Bu ihtiyaç meselesi uzuyordu. Ve biliyordum uzadıkça kötüye gidiyordu. En son beni 5. Kere öpememenin sinir krizini geçirirken böyle şeyleri uzatmamayı anlamıştımm fakat ne dersem o bilerek uzatıyordu bu muhabbetleri. Düzeltiyorum bu muhabbetlerin sonu, Benim için kötü olacaktı.

Boğazımı temizledikten sonra Yiğite bakmak için eğildigim yerden kalktım.
Arene bir bakış Attığımda yüzündeki hin gülüş beni bitiyordu.
"Ben geliyorum" diyerek sürgülü kapıya yöneldi. Nereye gittiğimi merak etselerde bir şey demediler bilemiyorum belkide ben Arenin merakını hissetigim için çoğul eki kullanmıştım..

Ruh Eşi Where stories live. Discover now