☘︎

383 50 37
                                    

Otobüs durmuş, öğrenciler otobüsten inmişti. Parti fazla kalabalıktı, neredeyse okulun hepsi burdaydı.

Dazai ve Chuuya birbirlerini kaybetmemeye çalışarak yürüdüler. Sürekli aralarına birileri giriyordu. Dazai etrafına bakındı. Chuuya'yı göremiyordu. O kadar çok insan olması ve neredeyse hepsinin Chuuya'dan uzun olması da onun Chuuya'yı bulmasını zorlaştırıyordu. Çok geçmeden sıcak bir el, kendi eline uzanıp tuttu.

Dazai elini tutan kişiye baktı. "Birbirimizi kaybetmeyelim diye tuttum elini." dedi Chuuya. Ona bakmıyordu, şapkasının altında, kızarmış suratını gizlemeye çalışıyordu. Gülümsedi Dazai. İkili boş bir masa bulup yerleştiler.

"Daha daha nasılsın Chuuya?" Konuşacak bir şey bulamıyorlardı. Chuuya çalan müziğe ayağı ile ritim tutturuyordu. "Dazai, biz niye buraya geldik?" diye bir soru yöneltti Chuuya.

"Ben yurtta sıkıldığım için kafa dağıtmak istemiştim ama pek beklediğim gibi olmadı."

Chuuya oturduğu yerde iyice arkasına yaslandı. "Haklısın. Sıkıcı burası." Önündeki içeceğe baktı. Acaba içinde alkol var mıydı? Merak ediyordu Chuuya içeceğin tadını. Bardağı eline aldı.

"Chuuya?" Dazai ona baktı. "Onu içecek misin?"
Chuuya başını evet anlamında salladı. "Madem buraya geldim, bir şeyler içeyim."

"Ama içinde alkol varsa- Aa-" Dazai'nin konuşmasına fırsat vermeden Chuuya kafasına dikmişti bardağı. Soğuktu bardaktaki içecek. Değişik bir tadı vardı, meyveli gibi. Ama hoştu. "Tadı güzel." dedi Chuuya.

"Chuuya sarhoş olursan seni kucağımda taşımak zorunda kalırım." Sırıttı Dazai. Chuuya gözlerini devirdi. "Fırsatçı seni, en küçik şeyi fırsata çevirmeye çalışıyorsun." İç çekerek ayağa kalktı. "Nereye?" Bu soru Dazai'ye aitti. "Lavaboya gideceğim."

"Ben de geleyim seninle."

"Tek başıma gidebilirim?"

"Biliyorum gidersin ama yine de bu karışıklığın içinde tek oturmak istemiyorum."

Chuuya arkasına döndü ve ilerlemeye başladı. "İyi, gel o zaman."

Birkaç kişiye tuvaletin yerini sorduktan sonra Chuuya tuvalete girdi, Dazai de kapıda beklemeye başladı. Telefonunu çıkardı ve onunla ilgilenmeye başladı.

Son sınıf öğrencilerinden birisi, Dazai'nin önüne geldi ve durdu. "Selam." dedi. Dazai telefondan başını kaldırıp ona baktı. "Selam, kimsiniz?"

"Chuuya Nakahara'yı tanıyor musun?" Dazai şaşkınlıkla çocuğa baktı. Bu çocuk kimdi de Chuuya'yı soruyordu? Dazai bozuntuya vermeden, "Tanımıyorum." dedi.

Tanıdığını söylemenin iyi bir fikir olmadığını düşünmüştü çünkü. Çocuk ona teşekkür edip, yanından ayrıldı.

Chuuya tuvaletteyken onların konuşmalarını dinlemiş, ve o çocuğun sesinden kim olduğunu tanımıştı. "Hala beni arıyor..." diye geçirdi içinden. Yutkundu. Ellerini yıkayıp tuvaletten çıktı.

Dazai ona baktı. "Sonunda çıkabildin." dedi. Telefonunu cebine attıktan sonra Chuuya'nın yüzünü inceledi. "Chuuya, sen iyi misin?"

"Ha? Hm? Ah, evet iyiyim."

"Pek iyi görünmüyorsun. Yüzün solmuş gibi."

Chuuya o çocuğun kendisini bulmasını istemiyordu. Eğer bulursa elinden kurtulamazdı. Ayrıca başı dönmeye başlamıştı, yere düşecek gibi hissediyordu.

Yürümek için bir adım attı, fakat olduğu yerde sendeledi. Dazai onun kolundan tuttu narin bir şekilde, "İyi misin Chuuya?" diye sordu.

"B-başım dönüyor. Bir yere oturabilir miyiz?" Dazai Chuuya'nın isteği üzerine onu tuvaletin yakınındaki koltuklardan birisine oturttu, yanına da kendisi oturdu. "Sen iyi görünmüyorsun. İçeceğin içinde kesin alkol vardı! Ben sana demiştim içme diye." Bunları söylerken Dazai, elini Chuuya'nın alnına koymuş ve onun ateşini kontrol etmişti.

"Ben iyiyim. Sorun yok." dedi Chuuya. Hala kendisini arayan çocuğu düşünüyordu. "Yıllar oldu... Hala benden ne istiyor?" diye geçirdi içinden. Ayağa kalktı. Burdan uzaklaşmak istiyordu. "D-Dazai, burdan gidebilir miyiz?"

"Gidelim tabi ama nereye gideceğiz?"

"İnsanların olmadığı uzak bir köşeye."

"Bu kadar çok kalabalık seni rahatsız mı etti?"

"Yürü Dazai, hadi!" Dazai'nin kolundan çekiştirdi. Bunun üzerine Dazai ayağa kalktı, yürümeye başladı.

Evin arka bahçesine geçtiler. Burda da insanlar vardı ama diğer tarafa göre biraz daha sakindi. Müzik sesi daha az geliyordu, rahatça konuştuklarını duyabiliyorlardı burda.

Duvar dibine geçip sırtını duvara yasladı Chuuya. Dazai onun bu durumuna hala bir anlam verememişti. "Chuuya, bir sorun mu var?"

Chuuya'nın baş dönmesi iyice artmış, üstüne bir uyku çökmüştü. Aklı bulanıklaşıyordu, zor düşünmeye başladı. Dazai'ye bakıp gülümsedi. "Yooo, bir sorunn yokkk!!"

Konuşması da iyice garipleşmişti. Dazai, "Chuuya, sanırım o içeceğin içinde biraz alkol vardı ve sen sarhoş oldun." dedi.

"Yoğğğğğ ben sarhoğğşş olmadığğmm!!"

"Basbaya sarhoşsun. Hadi yürü, elini yüzünü yıkayalım bir."

Tam bu sırada, Chuuya'yı arayan çocuk ordan geçiyordu ve Chuuya bunu farketmişti. O anki korkusu ile Dazai'ye, "Dazai, önüme geç." dedi. Bunu anlamamıştı Dazai. "Ne?"

"Önüme geç!" Chuuya Dazai'nin kolundan tutup onu kendisine yapıştırdı. Kendisini Dazai ve duvar arasına almıştı, şuan yüzleri çok yakındı. "Chuuya... Ne yapıyorsun? Şuan kendinde değilsin!" Chuuya ona susmasını söyledi. Çocuk bu tarafa doğru bakmaya başlamıştı. Bunu gören Chuuya panik ve o andaki sarhoşluğu ile Dazai'yi iyice kendine çekip onun dudaklarına kapandı.

Dazai bu fırsattan yararlanacaktı. Chuuya'yı iyice duvara yapıştırdı, sertçe öpmeye başladı onu. Önünde Dazai olduğu için de çocuk görememişti Chuuya'yı. Göremeyince ordan ayrıldı.

Dazai ve Chuuya nefessiz kaldıklarında ayrıldılar, Chuuya kızarmış yanakları ile Dazai'ye bakıp gülümsedi. Sarhoşluğun bir etkisiydi bu. Dazai de ona gülümsedi.

"Tamam Chuuya, şimdi gerçekten yüzünü yıkamalıyız. Az da olsa ayılmalısın."

Chuuya sızlanırken, Dazai onu tuvalete götürüp yüzünü yıkadı. Soğuk su yüzüne çarpınca Chuuya biraz kendine gelir gibi olmuştu. Şimdi daha iyi düşünebiliyordu. "T-teşekkürler Dazai." dedi Chuuya. Az önce ne yaptığını farketmişti ve utanmıştı. Utancını gizlemeye çalışsa da ağzından çıkan sözcüklerden ve ses tonundan belli oluyordu utancı.

Dışardaki masalarına tekrar geçtiler ve oturdular. Chuuya başını masaya dayadı, yüzüne de şapkasını çekti. Uyumak istiyordu. Ama bu seste uyuması pek mümkün değildi. Bu nedenle sadece gözlerini dinlendirecekti.

Dazai oturup sadece onu izledi. Önünde duran içeceğe baktı. Tabikide bunu içmeyecekti, sarhoş olmak istemiyordu. Chuuya bu haldeyken o da sarhoş olursa, onu koruyamazdı bu defa.

Etrafına baktı. Sarhoştu çoğu öğrenci. Saçma sapan hareketler sergiliyorlardı. Sabah ne yaptıklarını öğrendiklerinde, utanacaklarına emindi Dazai.

Chuuya ile arkadaş olacağını söylemişti ama kalbi buna el vermiyordu. Sarhoşken bile olsa Chuuya onu öpmüştü az önce. Bu kalbindeki aşkı daha da alevlendirmişti. Chuuya'ya kendisini affettirip, onun tekrar kendisine aşık olmasını sağlamayı istiyordu.

Büyük bir cam kırılma sesi ile kafasını kaldırdı Chuuya. Müzik kesilmiş, herkes camın kırıldığı yere bakıyordu.

Birisi pencereden düşmüştü.
Bir kız.
Kanlar içinde yerde yatıyordu.
Bu kız partinin sahibi Lucy'den başkası değildi.

𝙺𝚊𝚕𝚋𝚒𝚖𝚍𝚎𝚔𝚒 𝚂𝚎𝚜 || soukoku ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin