Vital Decision

1.2K 116 75
                                    

Beyaz önlüğünü çantasına sıkıştıran genc kadın önünde duran adamı izliyordu.Kanamış suratı onu akıllandırmamış hala daha bildiklerini söylememekte ısrar ediyordu.Lisa çantasını bir kenara bıraktı,çekmeceleri karıştırmaya başladı.

Sandalyenin üstünde kanlar içinde oturan adam Yotsuba'ya borcu olan birkaç kişinden biriydi.Aldığı paraları zamanında ödemediği için Yotsuba,ikisini buraya göndermişti.Lee adamın hakkından gelirken Lisa ise çek-senetleri kontrol ediyordu.Babasından bildiği üzere hesap evrak işlerini kontrol etmekte oldukça iyiydi.

Genç kadının tek kaşı ilgiyle kalkarken merakla sordu."Metresin mi var?Cartier'den para akladığını düsünmüyorum."

Sandalyenin üstündeki adam acılar içinde güldü.Yirmilerinin başındaki bu iki gencin Yotsuba gibi bir cellata çalışmasını gülünç buluyordu.

"Neye gülüyorsun?"dedi Lee ona doğru eğilirken.Kan olmuş ellerini umursamıştı.

Adam başını ileri doğru işaret etti,gözleri Lisa'yi buldu."Biraz daha akıllı bir kız olsaydın seni metresim yapabilirdim.Yotsubaya çalışmak yerine Cartier bir saat takabilirdin."

Genç kadın zarif bir şekilde kahkaha atmıştı.Gülümsemesi tüm yüzüme yayılırken ceketini çıkarmış,bedenini daha belirgin duruma getirmiştin.Arkasındaki masaya yaslanırken kollarını göğsünde birleştirdi."Teşekkür ederim ama yaşlı erkeklerden hoşlanmıyorum."dedi işveli bir sesle.

Lee onları sessiz bir şekilde dinlerken çenesi kasılmış,canı sıkılmıştı.Genç adam doğruldu ellerini beline koydu.Diğer adamın ise bu tavırlar gözünden kaçmamıştı.

"Anlıyorum.Koreli askerleri beğeniyorsun sanırım.Yakısıklı bir adam,hak verdim."

Lisa'nın kahverengi bakışları Lee'yi bulurken dudaklarını ısırdı.Burada gülmemek için kendini tutuyordu.Genç adamın bu kadar sinirli olduğunu anlayamıyordu.

"Pşt baksana.."dedi adam Lee'ye doğru.Genç adamın dikkatini çekerken Lee ise sinirlenmiş,eliyle adamın çenesini sıkıca tutmuştu."Seni daha fazla dövmemi mi istiyorsun?"diye sordu sinirle.

Askeriyeden kalma disiplini ve gergin hali oldukça belli oluyordu.Lisa'ya karşı eğlenceli ve rahat olsa da iş üzerindeyken oldukça stresli olduğu inkar edilemezdi.

Adam ise Lee'yi umursamamış tekrar Lisa'ya dönmüştü.Genc kadını dikkatle incelerken konuştu."Kuzeylilerin dayanıklı olduğunu duymuştum.Nasıl,yatakta iyi mi?"

Yüzüne yediği yumrukla sandalyeden düşerken bilincini kaybettiği belliydi.Lisa sesini çıkarmasa da birşeylerin ters gittiği ortadaydı.Adamı önemseden masadan kalkmış,az önce baktığı dosyalara geri dönmüştü.Kullanılmış çeklerin faturalarını gördüğünde eliyle Lee'ye gelmesini işaret etmişti.

Dosyaları elinden çekerken Lee kağıtları bir kenara fırlattı.Sinirini Lisa'ya yansıtmak istemiyordu.Derin bir nefes aldı."İşe bugün saat kaçta gidiyorsun?"

Lisa onun ne dediğini anlamadı."Zaten işteyim Lee."dedi umursamazca.Etrafa saçılmış kağıtları toplamak icin eğilirken genç adam onu kolundan hızla tutarak tekrar ayağa kaldırmıs,arkasındaki kütüphaneye yaslamıştı."Bakıcı işinden bahsediyorum."dedi sert bir sesle.

Lee'nin bakıcı işine Lisa'dan daha fazla hevesli olması genç kadını güldürdü.Ancak bu eglence genç adamın hoşuna gitmemiş olacak ki Lisa'yı kolundan tutarak sarsmıştı."Dalga geçmiyorum Lisa.İşinin saatini kaçırmadan orda olman lazım."diye ekledi.

"Neden bu kadar heveslisin?"diye cevapladı Lisa ise onu.Canının yanması hosuna gitmemişti.İşine elbette gidecekti ancak Lee'nin onu sıkboğaz etmesinden bunalıyordu.

Late Night // Gojo SatoruWhere stories live. Discover now