2. BÖLÜM

189 36 2
                                    

Aldığım cevap karşısında resmen afallamıştım. Benim sınıfımın en parlak öğrencilerinden biri eşcinselmiydi? Ben bunu düşünürken öğretmenler yanımıza gelmişlerdi öğrenciler ise biraz geriden bizi izliyorlardı.
"B- bir dakika beyefendi bundan nasıl emin ola biliyorsunuz?" Dedim şoku üzerimden atarak. "Dün gece Elif banyodayken telefonu çaldı 'aşkım' diye kaydetmiş yattığı kızı. Başta erkek sandım hocam açtım telefonu dedim ki: 'Sen kimsin?' Kız sesi gelince kapattım telefonu. Arkadaşı diye düşündüm sonra içime bir kut düştü galerisine girdim. O kızla öpüştügü fotoğrafları vardı." Resmen her bir kelimesinde öfke kusurak anlatıyordu ve bu benim aşırı sinirlenmeme sebep oluyordu.
"Siz ne yaptınız?" Diye sormasıyla Sevgi hocaya dönmem bir olmuştu. Adı gibi Sevgi dolu bir coğrafya öğretmeniydi kendisi ve bu yönünü çok seviyordum.
"Ne yapacağım hoca telefonuna el koydum, bağırdım, çağırdım, dövdüm. Okula da göndermeyecektim aslında ama kaçmış."
Başımdan aşyağa kaynar sular dökülmüştü cinnet geçirmek üzereydim. "Siz yani sırf kızınız eşcinsel diye onu dövdünüz öyle mi?.."
Dedim sinirlerime hakim olmaya çalışarak. Sırıtarak "e başka ne yapacaktım hoca?" Demesiyle kontrolümü kaybetmem bir oldu. "KIZINIZA SAHİP ÇIKA BİLİRDİNİZ MESELA, ONA DESTEK VERE BİLİRDİNİZ,DÖVMEK YERİNE BAŞINI OKŞAYA BİLİRDİNİZ!" Diyerek bağırdım. Elif'in babası dahil olmak üzere herkes afallamıştı tam o esnada da öğrenci zili çaldı. Etrafıma baktım tüm öğrenciler bize bakıyordu.
"Hadi çocuklar duydunuz zilin sesini sınıflarınıza gidin." öğrenciler sınıflarına gitmeye başladılar yavaş yavaş. Elif'e baktım o hala yerinde sabit bir şekilde duruyordu zavallı kuzum benim... "Elif sende sınıfına git dersiniz bana zaten geleceğim birazdan." dedim, bana bakmadan başıyla onayladı ve herkesten daha yavaş bir şekilde okul'a ilerlemeye başladı. "GEL LAN BURAYA, BACAKLARINI KIRACAĞIM SENİN KÜÇÜK SÜRTÜK!" diye bağırdı babası.
"Beyefendi zorluk çıkarmadan lütfen okuldan gider misiniz?" dedi müdür bey sert bir ses tonuyla. Ben kendisiyle fazla iletişim kurmamıştim ama Ömer beyin yani müdürün sert biri olduğunu biliyordum. Adam öfkeyle müdüre baktı ardından derin bir iç çekerek
"O kız illa ki o eve gelecek , bende gereğini yapacağım." dedi ve gitti.
                                 ***
"Elif o eve geri gidemez bir şey yapmalıyız." dedim öfkeyle. Öğretmenler zili çalalı çok olmuştu ama biz derslere gitmek yerine öğretmenler odasına gelmiştik ve ben ne olursa olsun Elif'in o eve gitmemesini sağlamalıydım.
"Haklısın hocam akrabalarına ulaşmayı deneyelim o da olmazsa gerekli kurumlara haber veririz." Dedi Sevgi hoca.
"Elif'in yaşayan tek akrabası babası başka kimsesi yok." diyen Ömer hocaya baktım. Kendisi Din kültürü Ve Ahlak Bilgisi öğretmeniydi. ayrıca 10/A öğrencilerinin geçen sene ki sınıf öğretmenleriydi. "O zaman yapacak bir şeyimiz yok kurumlara haber vereceğiz" dedi Sevgi hoca.
"Olmaz öncelikle Elif'e sormalıyız" diyerek ekledim bende. Ömer hoca'nın
"Ben sorarım zaten kendisiyle konuşacaktım belli ki aklı karışmış." demesiyle yeniden sinirlem bir oldu.
Dik dik Ömer hocaya bakmaya başladım. "Pardon hocam ben anlayamadım da Elif'in aklı tam olarak nerede karışmış acaba?"
"Cinsel yöneliminde karışmışa benziyor, bunlar hep şeytanın vesvesesi hocam." sinirden ufak bir kahkaha attım. "Size göre Elif'in yaşadığı bu durum nedir Ömer hocam?" Ömer hoca bana baktı ve kendinden gayet emin bir şekilde tek kelimelik bir yanıt verdi: "imtihan."
gerçekten delirmek üzereydim bu adam şuan ciddi olamaz. "Hocam siz zahmet etmeyin Elifle ben konuşurum kalacağı yeri de kurum işini de ben hallederim." dedim sert bir ses tonuyla. Bu arada biz bunları konuşurken diğer öğretmenler sadece bizi dinliyorlardı. Yerimden kalkıp öğretmenler odasından çıktım.
                                 ***
10/A' ya girmemle öğrencilerin yerlerine geçmesi bir olmuştu.
"Oturun arkadaşlar." hepsi yerine oturdu biri hariç. Elifin yanında oturan kız adı Beste'ydi, en arkada ki boş sıraya geçmişti. Büyük ihtimalle Elif eşcinsel olduğu için kalkmıştı onun yanından. "Beste neden yerinde değilsin?" Beste bana baktı ve çekinerek  "Şey hocam ben orada rahat edemedim de buraya geçmeye karar verdim." dedi. "Benden izin aldığını hatırlamıyorum ki alsaydın izin de vermezdim derhal yerine geç!" istemeye istemeye arka sıradan kalkarak yerine oturdu. Tüm öğrenciler Elif ve Besteye bakarak fısıldaşmaya başlamışlardı. Beste olabildiğince Elife uzak oturmaya çalışıyordu Elifse kafasını gömmüştü. Ah güzelim benim bunlar daha iyi günlerin henüz dışlanma ne görmedin. "Arkadaşlar sanırım size toplum içerisinde fısıldaşmanın ayıp olduğunu öğretmediler mi?" dememle birlikte hepsi bana baktı Elif hariç. "Şimdi herkes defterine tam yüz kez 'ön yargı kötü birşey'dir yazacak hadi bakalım." dememle birlikte sınıfta bir uğultu başladı. "HEY!" diye bağırdığım da kendilerine geldiler. "İlk sözlünüz 0 olsun istemiyorsanız derhal yazmaya başlayın."  bu kez Elif dahil hepsi defterine "ön yargı kötü birşey'dir" yazmaya başladılar: bende bitirmelerini beklemeye başladım.
                             ***
Hepsinin defterini okumuştum cidden hepsi yazmıştı. "Hocam şimdi kaç verirsiniz notumuzu?" diyen Erdem'e dik dik baktım ardından "bundan ne anladınız arkadaşlar?" diye sordum yanıt gelmedi. Tekrar sordum "bundan hangi dersi çıkartıyoruz arkadaşlar?" hala kimseden yanıt yoktu.
"Hepinize 10 veriyorum çocuklar" dememin ardından yine bir uğultu başladı. "SESSİZLİK!" yine susmuşlardı.
"Hepinize 10 veriyorum çünkü siz sadece yazdınız düşünmediniz. Neden o cümleyi defterinize yüz kez yazmak zorunda olduğunuzu düşünmediniz. Son bir şans veriyorum ödeviniz olsun yarın bana 'neden ön yargılı olmamalıyım' konulu bir makale getirenlerin notunu yükselteceğim." dememle beraber teneffüs zili çaldı.
"Elif dışında herkes çıksın." dememin ardından bana tuhaf tuhaf baktılar ardından çıktılar.

Elifin yanına oturdum o ise önüne dönük kafası eğik bir şekilde oturuyordu. "Bana dön Elif." sözümü ikiletmeden bana dönmüştü fakat kafası hala eğikti. Çenesini tutup bana bakması için onu zorladım. "Gözlerime bak kuzum." dememle donmuştu, gözlerimi Elif'in gözlerine kenetledim. "Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın asla üzülmeyeceksin kendine zarar vermeyeceksin ve hemen gelip bana anlatacaksın çünkü ben hep seni koruyacağım. Anlaştık mı ?" şaşırmıştı hatta şoka girmişti yüzüme böm böm bakıyordu. Elimi gözünün önünde sağ-sola sağladığımda sadece olumlu anlamda kafasını sallamıştı. "Nerede kalmayı planlıyorsun?"  "Sokakta kalmayı düşünüyordum hocam." Bunu derken gözleri dolmuştu zavallı kuzum inan bir gün hiçbirini takmayacaksın.
"Olmaz öyle şey sokakta kalamazsın"
"Başka yerim yok hocam." Dedi bu sefer sesi de titrek çıkmıştı. Ağlama beni de ağlatırsın bunu ikimize yapma.
"Elif... benimle kal."

(Finali nasıl buldunuz? fikirlerinizi yorumda belirtmeyi unutmayınız. Ayreten oy verirseniz de çok sevinirim.😊)

İmtihan gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin