Portal Açılmadan Dört Hafta Önce/10 Albatros 1718

16 5 0
                                    

"Korktukları için inanıyor gibi görünüyorlar. Dışlanmaktan, ayıplanmaktan, belki de itibarlarını kaybetmekten. Çoğu için bu, ölümden de beter bir şey."

Larsa

Nehirden çıkan Trigan adlı vanah kulenin çevresindeki kozdavlardan birini hançeriyle indirdi. Bu ilk cinayeti olmasına rağmen oldukça serinkanlı davranmıştı. Etrafını kolaçan ettikten sonra," bu taraftan," dedi arkasındakilere.

Larsa ıslanmış saçlarını arkaya atarken, neyse ki çok uzun sürmedi, diye düşündü. Kozdavlara gözükmemek için son iki dakikalık mesafeyi suyun altından gitmişlerdi ve bu sürede bütün grubun nefes ihtiyacını Larsa ve Astarte sağlamıştı.

On iki kişilik birlik sessizce kulelere doğru ilerliyor ve önlerine çıkan kozdavları sessizce indiriyordu. Larsa ve Astarte de dâhil hiçbiri daha önce savaşmamışlardı ancak acemi olmalarına rağmen iyi iş çıkarttıkları söylenebilirdi.

Gözcü kulesinin önüne geldiklerinde kapı eşiğinde ve kulenin üstünde toplam dört kozdav vardı. Astarte ve Larsa aynı anda ikişer buz fırlatarak hepsini devirdi ve hep birlikte kuleye girdiler. Şimdi yapmaları gereken nehrin karşısındaki kozdavlar durumu anlamadan aynısını onlara yapmaktı.

"Siz cesetleri kaldırın," dedi Larsa iki kişiye işaret ederek. "Sizler de karşı kuleyi izleyin. Sıra dışı bir şey olursa haberim olsun."

İsyancılar kulenin başına geçerken Astarte de bir sonraki adım için hazırlandı. Çanlar çalmadan içeri girmeyi başarmışlardı ve şimdi de kendi güvenliklerini sağlamalılardı.

"Üç kişi benimle gelsin," dedi Astarte kozdavlardan birinin kılıcını alırken. "Arkadan kimsenin gelmediğine emin olalım."

Astarte tam pencerenin önünden geçerken gelen bir okla yere yığıldı.

***

Skyhtes köylülerin evlerinin bulunduğu mahallede gelecek işareti bekliyordu. Plan oldukça basitti. Eğer çanlar çalarsa Larsa ve diğerleri nehre yeniden girip kaçacaklardı. Bu esnada Skyhtes de tohaya girip dört kozdavı geçecek ve yüz yıllardır kimsenin dokunmadığı binaya girip taşları alacaktı. Eğer dolunay yarıya yükselene kadar hiç çan çalmazsa Skyhtes onların yanına gidecek ve birlikte nehrin diğer ucuna gidip sabah geri döneceklerdi.

Dar sokaklarda yankılanmaya başlayan çan sesleriyle herkes evlerine sığındı. Duvarı bile olmayan evlere. Skyhtes tohanın duvarlarından atladı ve dokunulmasına bile izin verilmeyen büyük taşın yanına gitti. Vanahlara güç veren taşlar onun içinde olmalıydı. Taşın etrafını süzdü ve nöbette durması gereken kozdavlar yerlerinde olmadıklarını gördü. Onlar da nehre gitmiş olmalılar.

Skyhtes kapalı kapıyı hiç zorlanmadan açtı ve içeri girdi. İçerisi beklediğinden çok daha dardı. Duvara sabitlenmiş taş basamaklar spiral şekilde aşağı iniyordu. Orta kısımsa boştu. Skyhtes ilk başta dibini bile göremediği bir yere inmekte tereddüt etse de aradığı taşların orada olduğunu biliyordu. Rutubetli duvarlara tutunarak aşağı inmeye başladı.

Basamaklar hiç güven vermiyordu ve tamamen özensiz olarak yerleştirilmişlerdi. Skyhtes kimi zaman bir basamaktan diğerine atlamak zorunda kalıyordu ki bin yıldır kimsenin elini sürmediği bir yerde bu pek de akıllıca değildi.

Nasıl olduğunu bilmese de içerisi o kadarda karanlık gelmedi ona. Bunu da merak edilenler listesine ekledikten sonra inişini tamamladı. Yaklaşık elli metre kadar inmiş olmalıydı. Her yere ağır bir rutubet kokusu hâkimdi.

Dikkatli adımlarla mağaranın kendisine verdiği tek yoldan ilerledi. Bir süre sonra karşısına büyük bir oda çıktı. Oda ortada duran beyaz mermerin haricinde tamamen boştu. Muhtemelen taşın gücünden hiçbir şeyin etkilenmemesi için kasten boş bırakılmıştı. Tabii taşlar cansızlara da güç veriyorsa.

Gölgenin Kıyameti: AluvantazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin