*23*

42 3 0
                                    

Kübra'nın Anlatımı ile...

Kötü hissediyordum sinirliydim. Yüzsüzce hala özür diliyordu. Bence tavrımı yeterince belli etmiştim.

Eve gelince anneme selam verip odama geçtim.
Üstümü değiştirdiğimde yatağıma uzandım.
Düşüncelerim yine Murat abiye kayarken doğruldum. Onu düşünmemek için yalnız olmamam gerekiyordu.

Telefonuma kurduğum alarm çalınca çekmecemden ilaç kutularımı aldım. Kansızlık sorunum hiç bir şekilde düzelmiyordu. Durmadan ilaç kullanıyordum. Ama hiç bir etki göstermiyordu çünkü ilaç kullanmama rağmen gözüm çok kararıyor, başım dönüyor , her an sinirlenebiliyordum bazen hareket edecek halim bile olmuyordu.

İlacımı içince odamdan çıktım annem mutfakta yemek yapıyordu. Berber yemeği yapınca sandalyelere oturduk.

"Anne teyzemlere gidebilir miyim ?"

"Şimdi mi ?"

Başımı sallayarak
"1 günlüğüne"
Dedim

"Ara ablamı o zaman müsaitse gidersin de neyle gideceksin?"

Anneme imalı bakışlar attım

"Bilmem belki senin arabanla giderim"

"Olmaz!"

"Ama anne niye ?"

"Olmaz dedim"

"Ya geçen markete göndermiştin ?"

"Teyzenler uzak olmaz"

"Anne vallahi çok dikkatli olacağım lütfen"

Annem bana kararsız kalmış bir şekilde bakarken konuşmaya devam ettim

"Hem ben nasıl pratik yapıcam arda tek başımada çıkmam gerek biliyorsun ?"

"İyi peki ama dikkatli ol arabada en ufak bir çizik göreyim bir daha vermem arabayı"

Annem parmağını sallayarak beni tehdit ettikten sonra anneme sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum.

Annem arabanın çizilmesine kızmazdı. Arabanın çizilmesi demek benim dikkatli olmamam demekti o yüzden öyle demişti.

Teyzemi arayıp müsait olup olmadığını sordum.
Müsait olduğunu söyleyince telefonu kapatıp hazırlanmaya başladım.

Yanıma çantam dışında hiçbir şey almadım. Sonuçta Zehra diye bir kuzenim vardı.
Odamdan çıkınca annem arabanın anahtarını verdi.

Evden çıkarken
"Ayet-el Kürsi okumayı unutma"
Dedi

Annem ile vedalaşınca asansör ile aşağı inip arka bahçeye gittim. Arabanın kilidini açıp bindim.
İçimden Ayet-el Kürsi okuyup arabayı çalıştırdım.
Bu otomatik arabaydı o yüzden sürmesi daha kolaydı.

Araba ile bahçeden çıkınca orta bir hızla ilerlemeye başladım.
GÜNAYDIN Pastanesi uğrayıp 4 kişilik bir pasta aldım. Annem istemişti almamı.

Bana kalsa gider marketten abur cubur alırdım.

Sağ Salim teyzemlere varınca arabayı park edip kontağı kapattım.
Arabadan inince arabayı kilitleyip apartmana girdim.
Teyzemlerin kapısının önüne gelince zili çaldım.
Kapıyı eniştem açınca selam verdim.
Oda selamımı alınca içeri geçti. Ardından Zehra yanıma geldi. Pastayı ona verip bende içeri girdim.
İçerde sarılıp selamlaştık sonra teyzem gelince onada sarıldım.

Ellerimi yıkayıp mutfağa geçtim. Zehra pastayı bölmüş tabaklara koymuştu. Teyzem kendi payı ile eniştemin payını alıp içeri geçti.
Bizde kendi tabaklarımızı alıp Zehra'nın odasına geçtik.

Zehra pastadan bir çatal alırken
"Durumlar nasıl"
Dedi

Ağzımdaki lokmayı bitirip
"Bu gün yine özür diledi"
Dedim

Kafasını sallayarak
"Sen ne dedin ?"
Diye sordu

"İlkte hatanızı anlarsınız sanmıştım dedim"

"O ne dedi ?"

"Bir şey demedi ama gözleri sulanmış gibiydi sanki"

Zehra şaşkın bir şekilde bana baktı
"Emin misin ?"

"Değilim"

Bundan sonrada normal şeylerden konuşarak pastalarımızı yedik.

Akşama hava kararınca teyzemin izni ile aşağıya parka inmiştik.

Yanımızda Zehra'nın gitarıda vardı.

Park tamamen boş olduğu için rahattık. Zaten ıssız bir yerdi.

Gitarı alıp kendi kendime melodi çalmaya başladım. Bir yandan da bir şeyler mırıldanıyordum.

"Kübra bir şey söyleyeceğim ama kızma"

Hala gitardan bir şey çalarken
"Söyle"
Dedim

"Şu Murat abi var ya senden hoşlanıyor olabilir mi ?"

Birden elim ayağım boşalınca gitarda çaldığım şeyin notaları karıştı.

Bu açıdan bakınca Zehra haklı olabilirdi
ama çok saçmaydı.
Peki bunu nasıl öğrenebilirim gidip

"Murat abi sen benden mi hoşlanıyorsun ?"
Mu diyecektim

ADANA'da HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin