🌵8

2.7K 130 10
                                    


Murat karısına odaya dönmesini istediğini söylemiş ama iki gün olmasına rağmen Gülfem oralı olmamıştı. En sonunda anasının anladığını kadını üzmemesini söyleyerek ikna etmişti. Gülfem kocasında ki değişimin farkındaydı. Yeniden eski Murat olmuştu. Sabahları ellerini yüzünde hissediyor. Kıyıda köşe de Gülfem'le rast geldiğinde bile isteye eli kolu bir yanı mutlaka değip geçiyordu karısına, mana veremese de Gülfem'in de yüzü güler olmuştu. Yüz vermese de içi rahatlıyordu.

Murat kafasında ne yapacağını ölçüp tartarak evine geldi. Anasına selam verip kendi katlarına çıktı. Tarladan geldiği için önce hamama girip güzelce yıkandı. Kirini pasını atınca üzerini giyip çıktı. 

Odalarına girdiğinde ayakta duran karısına yanaştı. Vakti gelmişti. Tam dibinde durup karısının kokusunu soldu. Sağ eli kızın ince belini sardı aniden kadın şokla kalakaldı.


"Gülfem." 

Gülfem titreyen bedenini Murat'tan uzaklaştırmaya çalıştı.

"Yapma." diyebildi kırık sesiyle, yaparsa dayanamayacak ve olan olacaktı.

Murat kemikli parmakları ile sıkıca kavradığı narin beli kendine çekip burnunu yazmasına dayadı. Mest olduğu kokuyla dudakları kıvrıldı. Böyle hissettireceğini bilse bu kadar zamandır beklemezdi.

"Ne yapmayayım?" diye mırıldandı kafasını çekmeden.

Gülfem adamın belinde duran elinin üzerine narin ellerini koyup çekmeye çalıştı.

"Bırak ne olursun." diye sayıkladı. Ama sesi de soluğu da pek fayda edecek gibi durmuyordu. Bırak diyordu ağzı ama kör olası sesi bırakmasını istemiyor gibi çıkıyordu.

Murat çok sabretmişti. Günlerdir aynı odada nefes alıyorlar lakin bir türlü nefeslerini birbirlerine katamıyorlardı. Çok şey yaşanmıştı. Gülfem'e defalarca dokunmak istemiş ama söylediği ağır şeyler yüzünden cesaret edememişti.

"Ya bırakmak istemiyorsam." dedi Murat. Sesi boğuklaşmış elleri iyice sıkılaşmıştı.

"Buna hakkın yok." diye itiraz etti Gülfem.

"Karıma dokunmaya hakkım yok mu gelin hanım?" diye sordu Murat.

Gülfem 'karım' dediğini duyunca dudaklarını dişledi. Sahi bu hoyrat adam onun kocasıydı. Bey karısı olmuş ama bunca zamandır kadın olamamıştı. Murat'ın öfkesi, Gülfem'in gururu hep hislerinden önce gelmişti.
Peki ya şimdi? Şimdi ne olmuştu da kalbini bu denli hızlı attırıyordu. Böyle sarıp sarmalıyordu.

"Karın olsaydım hakkın olurdu. Ama unuttun mu ben bu evin yardımcısından başkası değilim."

Murat zamanında söylediği sözlere lanet etti. Ne vardı da bu kadar öfkeyle hareket etmişti.

Gülfem daha fazla dayanamadı ve gözlerini acıtan yaşları birer birer serbest bıraktı. Yanağından süzülen yaşları fark eden Murat karısının belini bırakıp yanaklarını avuçladı. Baş parmakları ile boncuk boncuk dökülen yaşları silip alnına bir öpücük kondurdu.

"Ağlama güzel karım ağlama benim gül goncam."

Gülfem gözlerini kapatıp bu anın hiç yaşanmadığını varsaymaya çalıştı. Lakin dudağında hissettiği dudaklarla gözleri sonuna kadar açıldı. Ellerini Murat'ın göğsüne dayayıp olanca gücüyle itti.

"Höst ulan." diye bağırdı. "Sen kim oluyorsun da beni öpüyorsun?" diye devam etti.

Murat ayağa kalkan kızı bileklerinden tuttuğu gibi yatağa savurdu. Üzerine çıkıp ellerini elleriyle başının üzerine sabitledi. Böyle hırçın olunca daha çok cezbediyordu kendisini küçük karısı ama efelenmekten ne yaptığının farkında değildi

Kara ÇalıWhere stories live. Discover now