Yeni çağın modern dünyasına iki kraliyet hükmediyordu.
Hwang ve Lee kralyeti dünyalarının iki güçlü sigması.
Felixe göre daha rahat olan Hyunjin'i ve otoritesini asla bırakmayan Felix'i hayat ne şartlarda bir araya getirecekti?
Omegaverse//
Çadırın içine girdiğimde dikkatle etrafımı taradım, herhangi bir şey görmeyince yatan Felix'e doğru bütün dikkatimle ilerlemeye başladım. Yaklaştığımda belimdeki hançeri yavaşça çıkarmış boynuna doğru yaklaştırırken elimin tutulmasıyla olduğum yerde kalakalmıştım.
Lee Felix
Boynuma dayanmış hançerin sahibinin elini sıkı sıkı tutarken yattığım yerden kalktım. Karşımda bana şaşırmış şekilde bakan Hyunjini gördüğümde sırıtmıştım. "Çocukça bir hareket ve oldukça komiksin Hwang." Baş parmağımı avuç içine sertçe bastırdığımda bıçağın düşmesiyle gülümsedim. "Ben bir sigmayım, bazen bunu unuttuğunu düşünüyorum." Dedikten sonra iyice dibine girmiştim. Tam o sırada burnuma güzel gelen bir koku hissettiğimde olduğum yerde kala kaldım. Bu, bu koku da neyin nesiydi?
Eş, eşimin kokusu...
Siktir ne eşi? Saçmalama. Kurdumun içimde verdiği mücadele o kadar büyüktü ki, kendisine karşı çıkmaya çalışmam her bir dakika daha da zorlaşıyor gibi hissediyordum. Hyunjinin elini bıraktıktan sonra vücudumdaki parçalanma hissinin daha da artmasıyla dizlerimin üstüne düşmüştüm. Kurdumla normalde çok iyi anlaşırdım ancak şuan o kadar kana susamıştı ki beni öldürmeye çalışıyordu.
Beni serbest bırak.
Hayır. Tabii ki de seni serbest bırakacak kadar aptal değilim. "Hey, Felix iyi misin?" Bakışlarımı Hyunjine çıkardıktan sonra dikkatle bakmaya başladım. Eşim... Beni bırak eşime gideceğim. Saçmalama yongbok kendine eş seçe seçe bunu mu seçtin? Evet. Gözlerimi devirmek için hareketlenmiştim ki pençelerini bana yavaş yavaş geçirmesiyle artık kendi zihnimin ve vücudumun kontrolünü yitirmiştim.
Oturduğum yerden kalkıp deniz mavisi gözlerimi karşımdaki bedene diktim. Eşimi hemen şimdi istiyordum ve buna karşı çıkacak bütün engelleri ortadan kaldırmaya kararlıydım. "Hyunjin, yanıma gelmek ister misin?" dediğimde şaşırmış gibi gözüküyordu. "Felix, sen olduğuna emin misin?" Of, bununla mı uğraşacaktım bir de şimdi.
Yavaş yavaş kokumu etrafa yaymaya başladığımda gözlerinin hafif hafif mavileşmeye başladığını fark ettim. Elimi çenesine koyduktan sonra yavaşça okşamaya başladım. "Bırak kendini Hyunjin." Dedikten sonra çenesini tutup kendime doğru çektim. "Bana eşimi ver." Dedikten sonra yanaklarını hafifçe sıkmamla dudakları büzülmüştü. "Bunu yapamam..." Dediğinde sinirlerim bozulmaya başlıyordu.
Dudaklarına eğildikten sonra minik bir öpücüğün ardından boynuna eğilerek mühür bölgesinin üstünü yalamıştım. "Yongbok." Ah bu ses, bu sesi duymayalı çok uzun bir süre olmuştu. "Sam." Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda o da bana baktı. "Özledim seni bebek kurdum." Ah Sam... Bana böyle seslenmeyi hangi yüz yılda bırakacaksın acaba? "Seni parçalarına ayırmak isterdim ancak, ruta girdim biliyorsun. Şu seni parçalarına ayırma işini farklı bir şekilde gerçekleştirmek istiyorum." Dediğimde gülümsemişti. Taraf bizim önemli olmadığından bunu umursamadığını biliyordum. O, benimle olduğu sürece bu tarz şeyleri umursamazdı.
"Tamam bebek kurdum, istediğin gibi yapabiliriz." Dedikten sonra adeta üstüme atlamıştı. bacaklarını ellerimle destekledikten sonra onu kucağımda zıplatarak rahatlamasını sağlamıştım. Gülümsedikten sonra dudaklarını dudaklarıma bastırmış, kollarını sıkıca boynuma dolamıştı. Alt dudağını dudaklarım arasına aldığımda, dudaklarımın arasındaki kalın et parçası bile beni cezbeden bir etkendi.
Ellerimi bacaklarına sürterek kalçalarına kaydırdıktan sonra kalçalarını kavrayan ellerimi sıkılaştırarak inlemesine sebep olmuştum. Sıkıştırmayı bırakmamın ardından yoğurmaya devam ettiğim için, o da bana sürtünmeye başlamıştı. "Imm hazzımı katlıyorsun Sam." Dudaklarının üstünde kendimden geçmiş bir şekilde konuşmam onu oldukça tatmin etmiş olmalı ki gülümsemişti.
Alt dudağımı dudakları arasına aldıktan sonra ısırmış ve dudaklarını bulunduğu yerden çekmeden konuşmaya başlamıştı. "Bana yaşattığını sana yaşatmaya çalışıyordum sadece, karşılığını vermeyi hep sevdim biliyorsun Yongbok." Dediğinde gülümsedim. Bilmez miyim, bilirim tabi. Kalçalarını sıkıp kendime sertçe bastırdıktan sonra alt dudağını ısırp kendime doğru çektim. "Karşılığını vermen gereken çok şey olacak Sam..." ••• Eveeet bitti, ama devam edecek. Telefonum olmadığı için çok şey yapamıyorum bu arada üzgünüm
Yazım:12.08.23 Yayım:22.08.23
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
