2.Bölüm

163 12 13
                                    

Resmen iki gün olmuştu hem eve dönmenin yollarını arıyordum, askerlerin birkaçına pansuman yapmıştım.

Yanıma beni buraya getiren genç subay gelmişti,onun kollarındaki yara dikkatimden kaçmamıştı.

"Sizin yaralarınız var ve bunlar kanıyor."

Sırtında daha kötü yaralar vardı. Bu yaraların iyileştirilmesi gerekiyordu, yoksa tehlikeli sonuçlar doğurabilirdi.

"Subay yaralarınıza sıkıca bir pansuman yapacağım, biraz acıyacak ama sakın olun."

Sırtına hafif bir bezle o kanayan yere bastırdım.

Biraz acıtmıştı galiba ama o gözleriyle sadece beni izledi.

Kanayan yerlerin kanamasını durdurduktan sonra,pansumanı yaptım.

"Acıdı mı subay?"

"Acımadı,hiç acımadı."

"Acımıştır subay,her yerinize yaptım."

"Eliniz pek hafifmiş hemşire hanım" dedi.

Elinde hala verdiğim o çiçeği taşıyordu, yoksa o çiçek onun umudu mu olmuştu?

Bu sorunun cevabını bilmiyordum ama bu çiçeği saklayacağı belliydi.

"O çiçeği hep saklayın,size umut olsun ve en umutsuz zamanlarınızda yanınızda bulunsun" dedim.

"Bu çiçek artık benim umutlarım" dedi itiraf edercesine.

"Nilüferler her zaman umuttur subay."

"Sizde bize umut mu olacaksınız hemşire hanım."

"Size umut olacağım ama asıl umudunuz burada" dedim elimi kalbime koyarken.

"Bana bir umut daha verdiniz,bu çicek benim umudum artık." Hafifçe yutkunarak konuşmasına devam etti.
"Nilüferler umut çiçeğidir artık."

"Nilüferler artık umudun çiçeğiydi ve bende umudun bir simgesiydim."

Subaya göre nilüfer çiçekleri umuttu,tazelikti ve pes etmemeyi çağrıştırıyordu.

Umudun çiçeği olmak ne güzel bir şeydi.

İnsanlara umut olmak daha güzeldi,hediye ettiğim bir çiçeğin herkesin umudu olacağını tahmin etmemiştim.

Subaya göre bende bir umuttum.  Nilüfer çiçeğinin nadiren çıktığı gibi, bende karşısına çıkmışım ve ben ona göre bir umut olmuştum.

Dışarı çıktığımda,ay ışığı altında bütün herkesin uyuduğunu gördüm.

Subay uyumamış ve yüzünü gökyüzüne dikmişti.

Bende usulca gökyüzüne doğru bakındım,bende böyle ayı seyretmeyi severdim ama bu ayı seyretmeyi sevememiştim.

Gökyüzünde ailemi görür gibi oldum,annemin o ince yüzünü görmüştüm sanki,galiba onları özlemiştim.

Annem ve babam umarım benim için endişelenmemişlerdir.

Subay elindeki çiçeği gökyüzüne doğru tuttu,çiçek umudun simgesi ay ışığıyla parlamıştı.

"Umudun sembolü olan çiçek,artık ay ışığıyla dahada umut saç etrafa" diye mırıldandığını duydum.

"Umudun her zaman kalbinde olmalı ve etrafa umut saçmalısın" dedim son cümlesine ithafen.

"İnsanın kalbinde umut bitmemeli, eğer umut biterse acı ile kahrolurlar, umudun çiçeği."

"Umut her şeydir bazen."

GALATA'DA DOĞAN AŞK-I SAADET (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin