✧ BİNBİR | Ü ç

2.6K 65 8
                                    

-3-

Bakışlarındaki öfke rahatlıkla okunan Arın "Anne, biraz gelir misin? Konuşmamız gereken şeyler var." derken ben hâlâ nasıl ayakta durduğuma şaşıyordum.

Kimsenin bilmediği o yerde yaşadığımız günah gecesinde seviştiğim adam annemin yeni kocası çıkmıştı. Siktir. Onun isimsiz bir yabancı olduğunu sanıyordum. Türk olduğunu ve bir gün karşıma bu şekilde çıkacağını asla bilemezdim.

Annem Arın'la gittiğinde baş başa kalmıştık. Hiç hazırlıklı olmadığım bir anda. Tek kaşını kaldıran adam "Beni gördüğüne şaşırmış gibisin?" dedi meydan okur gibi. Sanki benden intikam alır gibiydi bakışları. İyi de ben ona ne yapmıştım ki?

Çileden çıkmış bir biçimde keskin bir fısıltı döküldü dudaklarımdan. "Senin burada ne işin var?" Kim olduğunu, derdinin ne olduğunu çözmeye çalışıyordum.

"Jigolo sandığın ve bahşiş bıraktığın adamı burada görmeyi beklemiyordun tabii." Bakışları kindardı. Bu durumu içerlemiş gibi bir hâli vardı. Kişisel algılamış olmalıydı yaptığımı. Doğru, onu jigolo sanmıştım ve parasını bırakmıştım. Bunda ne sorun vardı? Küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden böyle bir şey yapılır mıydı? Birine öfkelendiğinizde gidip onun annesiyle evlenmezdiniz. Bu ileri gitmenin de ötesinde bir şeydi.

"Ben..." Ne diyeceğimi bilemez hâldeydim. Her şeye bir cevabı olan ben, sus pus olmuştum.

Onunsa benden yanıt bekler gibi bir hâli yoktu. Sıradan bir ses tonuyla "Seni anlıyorum." diyerek sözümü keserken bu kez beni aşağılayan kendisiydi ve bundan keyif alıyor gibiydi.

"Annemden ne istiyorsun?"

"Annenden bir şey istediğimi de nereden çıkardın?" Onun gözlerine baktığımda Arın'ın ondan bahsederken neyi kast ettiğini daha iyi anlamıştım. Bakışları şeytani bir intikam aleviyle yanıp sönüyordu. İşaret parmağıyla beni hafifçe ittirirken sorununun ben olduğumu anlamak zor değildi. Bu kasti bir hareketti, tesadüf değildi. Daha ilk andan anlamıştım. "O gece beni siken senmişsin gibi komodinin üstüne bahşiş bırakınca ne oldu? Kendini üzerimde hâkim gibi mi hissettin?"

Sakinleştirmeye yönelik bir adım atmaya çalıştım. "Bak, belli ki küçük bir yanlış anlaşılma olmuş. Bunu uzatmaya gerek yok tamam mı? Seni jigolo sandım, evet. Ama kusura bakma. Şimdi lütfen bu saçmalığa bir son ver, anladın mı beni?"

Sahte bir hayretle kaşları havalandı. "Sahi mi? Bu kadar basit mi sence?" Başını iki yana salladı. "Biliyor musun? Artık çok geç." Elleri ceplerinde adımlarken etrafımda dönüp duruyordu. "Artık annenle resmen evliyim. Bu evde, benimle dip dibe yaşamaya kendini hazırlasan iyi olur."

Havaya kalkan elimle "Ne saçmalıyorsun sen be?" diye söylendim dişlerimin arasından. Atik bir biçimde havada yakaladı elimi. Gözlerinin içine baktım. Durumdan son derece zevk alıyor gibiydi. Ne yaptığını çok iyi biliyor gibi. Anlık bir öfkeyle yapmamıştı tüm bunları. Artık çok emindim. Bu yalnızca bir yanlış anlaşılma yüzünden olamazdı. Küçücük bir yanlış anlaşılma yüzünden tüm bunları yaşıyor olamazdık. Bu çok saçmaydı. Kuvars denen bu adamın başka bir amacı olduğuna adım gibi emin olmuştum. Tehlikeli yakınlığımızdan haz aldığını görmezden gelmeye çalıştım. Yüz yüze kaldığım adamın gözlerine bakarak sordum. "Benden ne istiyorsun?"

"Senden, çok uslu bir kız olmanı bekliyorum. Üvey baban bunun için seni ödüllendirecek."

"Ne biçim konuşuyorsun sen be? Pis pis." Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldım. "Bana bak bu işe bir an önce son ver yoksa-" Dişlerimi sıkıp daha fazlasını söyleyecekken annem ve Arın geri geldiler. Konuşmaları pek iç açıcı geçmişe benzemiyordu.

BİNBİR (+18)Where stories live. Discover now