|B Ö L Ü M Ü Ç |

2.4K 67 20
                                    


Uğursuz bir ses. Kulağıma dolan o uğursuz sesi duymak istesemde, zorundaydım. Gözlerimi kapadım ve derince nefes almaya çalıştım. Nefes bile alacak gücüm yoktu. Kırılmış ve yorulmuştum. Sıkılmıştım da .

Baygın bakan gözlerimin önündeki kırmızı tülden dışarıya baktığımda, Annem ve Kaynanam olacak Bilakilerin anası çıngıraklı yılanı karşı koltuğumda otururken gördüm. Dolu dolu gözlerimle öylece oturuyor ve damadın gelmesini bekliyordum.

Bu gün benim düğün günümdü.

Bu gün atandığım gündü.

Mardin /Artuklu Artukoğlu ilköğretim okuluna atanmıştım.

Bu gün Bilakilerin adını bile unuttuğum oğlu ile zorla evlendiriliyordum. Yadeye verdiğim mektuptan sonra bir yardım beklemiştim fakat yardım etmemişti. Etmemişlerdi...

Zaten aramızda bir samimiyette yoktu. Neden tanımadıkları bir insana yardım etsilerdi ki?

"Ahaa, oğulumda gelmiştir. Sesleri duyorsunuz? Adımıza yakışır gelmişizdir." Kaynanam olacak şahsın böbürlenmeye başlamasıyla , gözümden yaş düşmesi bir oldu.

Asla tarzım olmayan bir gelinliğin içinde, başımda kırmızı örtüyle, kapıda istemediğim bir düğün hazırlığıyla... beni evlendiryorlardı.

"Kızım kalk haydee, kocan da geldiğine göre şenayî (tören) başlar." Sinirle yutkunsamda denilenlere uymak adına yavaşça oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım.

Arkamdan gelen Annem, KAYNANAM ve diğer akraba sürüsü zılgıt çekerek beni evden uğurlarken, akmak için direnen göz yaşlarıma zorlukla engel oluyordum. Ağlamayacaktım. Bu akşam o adamında koynuna girmeyecektim. Ertuğ Bilaki biliyordum ki zorla birliktelik isteyecekti ama onun beynini yarmamam için dua etmesi gerektiğini bilmiyordu!

Konağın merdivenlerinden zılgıtlar ve alkışlar eşliğinde inerken gözlerimle etrafı taradım. Abilerim babamın yanında dikilmiş öylece bana bakıyorlardı. Kenan abim olsaydı her şey çok daha farklı olurdu diye düşündüm.

Avluya inmemle zılgıt ve ıslıklar artarken gözümden akan tek damla yaşı artık tutamamıştım. Sinirlerim bozuluyordu.

"Aha , Benim evlatlarımda gelmiştir."  Babam bağırarak ,konağın girişine bakarak konuşmuştu. Gözlerim kapıya kaydığında Tuğra, Yade ve diğerlerini tek tek gördüm. Hepsinin gözü doğrudan bana değmişti.

Beni kurtarın dememe rağmen düğünüme gelmeleride ayrı bir ironiydi. Sırayla babamın yanına ilerlediklerinde bakışlarımı yanıma gelmiş olan Ertuğ'ya çevirdim. Dişlerini göstererek gülümsüyordu. Avluya yerleştirilen hoparlörlerden dans şarkısı çalmasıyla davul zurna çalmayı bırakmıştı. Ertuğ elini belime doladı ve beni piste çekiştirdi. Bu sırada zılgıtlar susmuyordu. Bilselerdi ki bu gün benim düğünüm değil, Cenazem...

Ellerini sımsıkı belime sardıktan sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Artık helalimsin Zenan." Öğğk dememek için kendimi tutarak başımı aşağı yukarı salladım yavaşça. Ritme göre yavaşça sallanırken ayaklarım ve bacaklarım titriyordu ama belli etmemeye çalışıyordum.

"Gecemiz çok uzun olacaktır ha. Hazırsııın?" Yumruğu bi sallasaydım suratına hazırı görürdüde... Allahım beni bu bataklıktan sen çekip al yarabbim.

"Kız niye ses etmiyorsun. Aşiret Ağasıyım ha ben. 5 çocuk istiyorum Zenan. İlki Erkek olsunda gerisine bakılır." Bu nasıl bir zihniyet. Bu nasıl bir geri zeka. Çocuğun cinsiyetini ben mi seçiyordum. Sabır sabır.

KOMUTANIM {+18}Where stories live. Discover now