34.

247 20 117
                                    

Not: kendinizi bazı insanlara yara bandı yapmayın, yara bandı kullanıldıktan sonra çöpe atılır.

...

"Şaka yapıyorsun!"

"Hayır Jis, keşke şaka yapıyor olsaydım."

"Bence Hyunjin'e haber vermemiz lazım, geçen seferki gibi geç kalırsak... Aynı şeyleri yaşamanı istemiyorum Lix..."

"Ben de istemiyorum Jis, bugün bizim eve mi çağırsak acaba, hem Minho da-"

"Olur! Yani olur."

"Salak."

"Kahvaltı hazırladım, gel de yiyelim."

"Tokum."

"Hiçbir şey yemedin Felix."

"Yine de tokum."

"Ah, pardon sen şey yedin değil mi? Kazık. HAHAHAHAHA!"

"Çok komikmiş gülmekten altıma işedim."

"Öyle işettiririm adamı. Kahvaltı yapmazsan da döverim. Hadi bb."

Mecburen ayağa kalktığımda Jisung önden gidiyordu. Annemden sonra eve geldiğimde beni kapıda karşılamış ve kapıyı açtığı gibi bana sarılmıştı. Ağlamamı durduramamıştım hâliyle. Bana iyi geliyordu, çok iyi geliyordu.

Mutfağa geldiğimizde güzel bir kahvaltı sofrası karşıladı bizi.

"Evlenince de yaparsın artık kocana."

"Kocam Minho olursa seve seve yaparım."

"Ya o da-"

"SUS LAN! Ağzımı bozdurma bana zıkkımlan şu yemeği."

Burnumdan gülerek masaya oturdum, gerçekten güzel görünüyordu.

Yemeğim bittikten sonra ellerimi yıkadım ve masanın toplanmasına yardım ettim. Sonrasında da Hyunjin'i aradım.

"Alo?"

"Nasılsın sevgilim!"

"Sabah sabah cidden mi?"

"Uyanmamış mıydın? Çok üzgünüm, saat 10 oldu da, uyanmışsındır diye düşünmüştüm."

"Uyanmadığıma göre kapat artık."

"Ne-"

Telefonun yüzüme kapanmasıyla şoka uğramıştım. Şu sıralar bana cidden soğuk davranıyordu. Benden soğumuş muydu gerçekten?

"Yine derin düşüncelere mi daldın? Kendine gel aşkım! Dünyadan Lee Yongbok Felix'e!"

Midemin bulanması ile lavaboya koşmam bir oldu.

~

Yediğim her şeyi çıkarmıştım. Kusarken ve kustuktan sonra ağlamam durmamıştı, nefret ediyordum bu huyumdan.

Aşkımı özgür bırakWhere stories live. Discover now